21.yüzyılda ülkemizdeki bazı medya grupları; ayrışarak ve kutuplaşarak varlığını sürdürürken, dünyanın saygın medya kuruluşları, internet şirketlerine karşı ortak hareket etmenin yollarını arıyor. Öyle ki; bir süredir dünya medyasının hedefinde teknoloji devi internet şirketleri var. Birçok medya kuruluşu birleşerek bu şirketlere karşı ciddi bir hukuk savaşı başlattı. Yersiz bir endişe değil. Medyanın telifli içeriklerini internet şirketlerinin fütursuzca kullanması, reklam gelirleri üzerindeki hakimiyeti, güvenilir bilgiye erişim konusunda haksız avantajlar elde etmesi yüzlerce medya kuruluşunu, yayıncıyı, sanatçıyı hatta bazı özel ve kamu kurumlarını harekete geçirmiş görünüyor.
★ ★ ★
Bu kaygılarla birlikte açılmış birçok dava bulunmakta. Örneğin bu yılın başlarında 17 farklı ülkeden 30 Avrupalı yayıncı ABD’li internet şirketi Google’a dava açtı. Yayıncıları önemli bir gelirden mahrum bıraktığı ve rekabeti dezavantajlı duruma düşürdüğü gerekçesiyle… İnternet devlerinin reklamcılık pazarındaki hakimiyeti, İngiltere, Almanya ve ABD’den sonra İspanya’da da 83 medya kuruluşunu bir araya getirdi. Onlar da Facebook’un sahibi Meta’a karşı reklam pazarındaki haksız rekabeti öne sürerek dava açtı.
★ ★ ★
ChatGPT ve diğer yapay zeka sohbet robotlarına karşı telif davası açan ilk büyük Amerikan medya kuruluşu ise New York Times oldu. Gazete OpenAI ve Microsoft’un yıllarca biriktirdiği haber ve makalenin, yapay zeka chatbot’larını eğitmek amacıyla izinsiz bir şekilde kullanıldığını ve yapay zekanın markasına zarar verdiğini ileri sürüyor. Ancak OpenAI gazetenin mahkemede yanıltıcı deliller oluşturmak amacıyla ChatGPT’yi “hacklediğini” ileri sürüyor. Bu hukuk savaşının, medya endüstrisindeki etkileşimini ve telif haklarının dijital ortamdaki geçerliliğini sorgulayan bir dizi hukuki tartışmanın bir parçası olarak öne çıkması, davaların gelecekteki benzer durumları nasıl etkileyeceğini anlamak bakımından hayli önemli bir konu.
★ ★ ★
Dünya medyası; habercilikte nesnellikten uzaklaşan “başkalaşmış” gerçeklik algısı yaratan teknoloji çağının bu öngörülemez yükselişini “post truth” olarak ifade ediyor. Bu nedenle gerçekçi videolar üreten yapay zekâ aracı Sora, son günlerde medyanın da başlıca tartışma konularından biri oldu. Çünkü yapay zekâyla biçimlendirilmiş bir toplumda yaşamanın insan hayatına ne gibi etkilerinin olacağını şimdilik bilmiyoruz. Ancak ABD’ de yaklaşık 200 okulun zamanlarını, siber zorbalık ve sosyal medya kullanımı gibi işlerle harcamalarına neden olduğu gerekçesiyle facebook, tiktok, youtube gibi şirketler hakkında dava açması, teknolojinin kötüye kullanıldığının da bir göstergesi.
★ ★ ★
Yine de bu şirketlere karşı önlem almak mümkün. Dolayısıyla medya, yapay zeka teknolojilerini doğru bir şekilde kullanarak bu süreci yönlendirebilir. Örneğin The Washington Post’un, yapay zeka tabanlı bir sistemle spor raporları, finansal analizler üretmesi ya da Google News’in, haberlerin güvenilirliğini ve doğruluğunu değerlendirmesi gibi. Ancak medya kuruluşları, pazar hakimiyetini kötüye kullanan, telif haklarını ihlal eden, zararlı içeriklerden de internet şirketlerini sorumlu tutabilirler. Türkiye medyası da bu tür davaların artık “seyircisi” olmaktan çıkmalı. Çok geçmeden internet şirketlerinin politikalarını ve hukuki sorumluluklarını belirlemesi bakımından gerekli adımları atmalı.