Bu hafta yazımda Karşıyaka Örnekköy barınağından bahsedeceğim.
Henüz gidip görmedim. Ben bir hayvan severin sesi olacağım sizlere barınakla ilgili.
Melis Türkoğlu isimli bir bayanla tanıştım, kızı ve kendisi sıkı bir hayvan severler. Bana Örnekköy barınağıyla ilgili çokta şaşırmadığım şeyler anlattı.
Diyeceksiniz ki, gidip görmemişsin neyine şaşırmadın? Şöyle ki ülkemizde artık olağan gelen şeyler oldukları için şaşırmadım. O kadar iğrenç şey duyuyoruz ki artık ben şahsen şaşırma duyumu kaybetmişim.
Gelelim Melis Hanımın anlattıklarına...
Kendisi verdiği uyuz bir köpeğin takibini yapmak amacıyla gitmiş ilk kez barınağa. “Tedavisi yapılıyor mu? İyi bakılıyor mu?” görmek için ve tesadüfen orada bir köpek görmüş. Yattığı yerden kalkmayan ve sürekli inleyen bir köpek. Sorduğu zaman görevliler o köpek felçli uyutulacak cevabı almış.
Veterineri ısırmış
Melis Hanım’ın dediğine göre köpeğin sırtını sevmiş ve köpek Melis Hanım’a doğru başını çevirmiş. Eve gittiğinde düşünmüş ve köpeğin sırtını sevdiğinde bunu hissettiğini ve başını o yüzden çevirdiğini farkına varmış. Yanlış bilgi verildiğini köpeğin felçli olamayacağına kanaat getirip ertesi gün yine Örnekköy barınağına gitmiş. Bu sefer köpeğin kuduz karantinasında olduğunu öğrenmiş. Bundan sonra anlattıkları ne insanlığa sığıyor ne de cahilliğe... Yani bilmiyorduk, etmiyorduk diye işin içinden kimse sıyrılamaz kardeşim.
Meğer köpeği bir baba oğul yol ortasında böyle inlerken buluyorlar. Ağzını bağlayıp, el arabasına atıyorlar ve barınağa getiriyorlar. Barınak veterineri beyefendi süper tecrübeli olduğundan köpeğin ağzını vs. bağlamadan müdahalede bulunuyor ve köpekte can havliyle kendisini ısırıyor.
Bunun üzerine köpeğe sanki kan testi kuduz titri yapmışçasına bu veteriner arkadaş köpeği kuduzdur diye bir kafese koyduruyor. Köpek ayağa kalkamıyor, çünkü kemikleri kırık. 22 gün boyunca çişinin-kakasının üstünde yatıyor dolayısıyla yattığı yerler yara oluyor. Üstüne üstlük kırık olan kemikleri o şekilde kaynıyor ve daha bitmedi su kabını da uzakta bir köşeye ve yükseğe koyuyorlar ki köpek suyu içemesin!?
Melis Hanım kendi bıraktığı uyuz köpeğe bakmak için gittiğinde görüyor bu köpeği ve hikayesini de tam öğrendikten sonra köpeği almak istiyor. Kuduz olduğuna dair bir kanıt bulunmayan bu zavallı hayvanı, barınak kesinlikle Melis Hanıma vermiyor. Melis Hanım madem vermiyorlar, ben kendi veterinerimi getireyim burada bakılsın diyor. Kendi veterinerini alıp barınağa getiriyor. İsim vermeyeceğim ama bu bey köpeği vermeyen kişi, ayrıca gelen veterinere de “Soruyor hangi klinik?” diye cevabı duyunca da “Ben o taraflara bir ekşiyeyim de o zaman bak bakalım benden yana mısın yoksa hayvan severlerden mi?” yanıtını alıyor. Şimdi Türkiye’de işler böyle dönmeye başlamış bunu herhalde bu satırları okurken anlamayan yoktur. İşte ben de o yüzden hiç şaşırmadım.
Melis Hanım bana sadece konuşurken anlatmış olsa ben bunları yazmazdım. Fakat Melis Hanım bu olayları yüksek mercilere taşımak istemiş ve savcılığa suç duyurusunda bulunmuş. Bana da tüm tanık ifadelerini ve yaşananların geçtiği her bir belgeyi, ifadeleri yazılı olarak tutulan tutanakları faxladı. Bende okudum ve onlara dayanarak yazdım bu yazıyı.
Peki köpeğe ne oldu?
Karantina süresi bittikten 2 gün sonra Melis Hanım’a köpek veriliyor. Filmler çekiliyor tedaviye başlanıyor ancak çok geç kalınmış. Sadece 5-10 gün önce Melis Hanım’a verilseymiş köpeğin kırıkları ameliyatla düzeltilebilirmiş. Kemikler o şekilde kaynamış, acı çeken bir köpek kalkamıyor, yürüyemiyor, yattığı yere çişini-kakasını yapıyor. Mecburen bu köpek daha da fazla acı çekmesin diye uyutuluyor. Hani dersiniz ya ben bu kişileri Allah’a havale ediyorum diye... Etmemek lazım bir kere. Bu olayda veteriner diye geçinen o beyin diploması fes edilmeli, bu işi bilmiyor, öğrenememiş, bu işi yapmamalı. Müdür diye geçinen o beyin de önce insan olmayı, öğrenmesi lazım.
Karşıyaka İzmir’in en hayvan sever, en kültürlü semti. Bence bu kadar duyarsızlık bu kadar yalan dolanı daha buraya yazmadıklarımı ben oraya hiç yakıştıramadım.
Sayın belediye başkanına da sesleniyorum bunlara kulağınızı tıkamayın, azımsanmayacak bir kitle var orda.