Lozan Antlaşması’nın 100. yılı dolayısıyla Pembe Köşk’te bir sergi açıldı. Bu vesileyle ilk Cumhuriyet kutlamasının düzenlendiği Pembe Köşk mutfaklarında bir yolculuğa çıktık
Bu hafta Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla Pembe Köşk mutfaklarındayız. İsmet İnönü’nün 48 yıl yaşadığı Pembe Köşk’ün Ankara’nın sosyal ve kültürel hayatında öncü bir rolü var. İlk Cumhuriyet balosu Atatürk’ün ricasıyla Mevhibe Hanım’ın ev sahibeliğinde Pembe Köşk’te yapılmış. Ancak İsmet Paşa’nın satın alarak 1925 yılında taşındığı bina böyle bir davet için çok küçükmüş. Bunun üzerine davetin yapılabilmesi için camekanlı salon eklenmesi gerekmiş. Hatta tadilat Cumhuriyet Bayramı’na yetişememiş, davet ancak 22 Şubat 1927’de yapılabilmiş. Mevhibe Hanım Ankara’nın tek kuaförü olan “Beyaz Rus”ta saçını topuz olarak taratmış, Brüksel’den getirttiği “V” yakalı mor bir kıyafet giymiş. Açılış dansını Mustafa Kemal ile ev sahibesi Mevhibe Hanım yapmış. Böylece Atatürk’ün çok önem verdiği kadın ve erkeklerin sosyal hayatta bir arada yer alması yolunda önemli bir ilk yaşanmış. Nitekim daha önce ikamet ettiği Kasapyan Köşkü’nü de bu şekilde konuklarını ağırlayacak hale getiren Atatürk, Çankaya Köşkü sofrasında konuklarını en şık bir şekilde ağırlıyor, bu muhteşem sofra aynı zamanda bir toplantı ortamı oluyor, Cumhuriyet’in en önemli kararları alınıyor. Atatürk 1924 yılında eski Meclis binasının karşısında resmi davetler için Ankara Palas inşaatını başlatıyor. Yapının temelleri 1924 yılında atılsa da inşaat sırasında yaşanan sayısız talihsizlik yüzünden ancak 17 Nisan 1928 tarihinde açılıyor. Artık Cumhuriyet Balolarının adresi Ankara Palas olacak, sosyal hayatın renklenmesi gene Atatürk’ün teşvikiyle kadınlar ve erkeklerin bir arada yemek yiyebildiği lokantaların açılmasıyla devam edecektir.
Lozan’dan Ankara’ya
Mevhibe Hanım’ın Lozan günleri hatıraları pek çok detay içeriyor. Gülsün Bilgehan “Mevhibe-Çankaya’nın Hanımefendisi” kitabında anneannesinin mektuplarına da yer vermiş. Lozan konferansı boyunca eşine eşlik ettiği günlerde hanımannesine yazdığı mektuplarda İsviçre yemeklerini pek sevemediğini anlatmış. Kurban Bayramı için İsviçreli aşçılar zeytinyağlı lahana dolması yapmışlar ama pek becerememişler. Sebzeleri haşlayıp etin yanına koyuyorlar diyor ve kuşkonmazı bir türlü sevemediğini söylüyor. Bir de jest olsun diye İsmet Paşa pilavı dedikleri bir pilav yapmışlar, ama pirinçler diri kalmış diye anlatıyor. Pembe Köşk’ün mutfağı dillere destan. İsmet Paşa ile Mevhibe Hanım’ın kızı Özden Toker evlerinde sofranın önemine özellikle dikkati çekiyor. Babasının en önemsediği konulardan birinin sofra birliği olduğunu söylüyor. Belli ki Mevhibe Hanım da eşinin bu konudaki hassasiyetine özellikle önem vermiş, ailenin sevilen tariflerini el yazısı ile tuttuğu kırmızı kaplı bir defterde not etmiş. Pembe Köşk mutfağı Mevhibe-İsmet İnönü çiftinden çok sonraları da konuklarını ağırlamaya devam etti. Her yıl belirli dönemlerde Ankara’da aile dostlarını, sanatçıları, yazarları, gazetecileri ağırlar, ailede sevilen yemekleri yaparlardı. Bu yemeklerden birinde ben de bulundum. Mükemmel bir tereyağlı pilavla sunulan pastırmalı kuru fasulyeyi ve pazı sarmayı hâlâ hatırlarım. Ama asıl unutamadığım, yemeklerin lezzetinden çok sofranın mütevazılığı ve gerçek bir aile sofrası sıcaklığı yansıtmasıydı. Cumhuriyet Bayramı haftasında ve sonrasında Lozan sergisi ile halka açık olacak Pembe Köşk’te ilk Cumhuriyet kutlamasının yapıldığı Camekanlı Salon’u görebilirsiniz.
Öndeki camekanlı salonlar ilk Cumhuriyet kutlamasının yapıldığı yer.
Sergi 27 Kasım’a kadar görülebilir
İnönü Vakfı bünyesinde korunan Pembe Köşk’teki bu yılki serginin konusu “Lozan Konferansı”. Lozan Antlaşması ile Türkiye’nin bağımsızlığı ve toprak bütünlüğü tüm dünya tarafından tescil edildi. Küratörlüğünü Prof. Dr. Temuçin F. Ertan’ın yaptığı ‘Lozan Barış Antlaşması’nın 100.Yılı’ başlıklı sergide Lozan Antlaşması metninin tıpkıbasımı; İsmet Paşa ve eşi Mevhibe Hanım’ın Lozan’dan yazdıkları mektuplar; Mustafa Kemal Paşa ile İsmet Paşa arasındaki bazı yazışmalar; Mevhibe Hanım’ın Lozan’da kullanmış olduğu kişisel eşyalar; Lozan’daki diğer temsilcilerin İsmet Paşa’ya vermiş oldukları kartvizitler; yemek davetiyeleri ve menüleri ile oturma planları ile çok sayıda özgün fotoğraf ve karikatür yer alıyor. Sergi, 27 Kasım’a kadar her gün ziyarete açık olacak.
Çankaya sofrası.
Cevizli Turta
Mevhibe Hanım’ın kırmızı kaplı defterindeki tariflerden birkaçına torunu Gülsün Bilgehan yazdığı “Mevhibe-Çankaya’nın Hanımefendisi” kitabında yer vermişti. İşte Cevizli Turta onlardan biri. Tarif Orta Avrupa pastacılık geleneğindeki turtaları hatırlatıyor. Kim bilir, belki de Mevhibe Hanım tarifi Lozan’daki günlerinde defterine kaydetmiştir. Ankara Qrabiye’den Çiğdem Kocaman bu tarifle yaptığı turtayı Ay Yıldız’la süslemiş.
Malzemeler: 140 tereyağı - 250 g un - Yarım tatlı kaşığı kabartma tozu - 200 g pudra şekeri - 200 g çekilmiş ceviz - 5 yumurta - Birkaç kaşık kayısı marmeladı - 2 tatlı kaşığı tarçın
YAPILIŞI: Turta hamurunu yapmak için malzemeden bir çorba kaşığı pudra şekeri ve bir yumurta sarısını 140 g tereyağı, 250 g un ve kabartma tozuyla hamur haline getirin. Merdane ile açarak turta kalıbına yerleştirin. Üzerine kayısı marmeladı veya istediğiniz başka bir marmelat sürün. Kalan yumurta sarılarını şekerle iyice çırpın, buna ince çekilmiş cevizi ve tarçını katın. Diğer tarafta yumurta aklarını kar gibi köpük haline gelene kadar çırpın ve bu köpüğü cevizli karışımla sönmemesine dikkat ederek karıştırın. Tart hamurunun üzerine yayın ve orta hararetli fırında 35 dakika kadar pişirin. Arzu ederseniz üzerine pudra şekeri serperek sunabilirsiniz.