Deprem sonrası şefler depremzedelere hiç olmazsa bir lokma yemek verebilmek için seferber oldu. Üstelik bu seferberlik ekrandan ekrana yayılan haberleşmeyle sağlandı.
Felaket sonrası hızlı örgütlenmek, anında acil müdahale edebilmek en önemli noktadır. Enkaz altından çıkarılan, evsiz kalan, gidecek barınacak yeri olmayan on binlerce depremzedeye bir tas çorba verebilmek, bazen en büyük yardım olabilir. Hele koşa koşa gönüllü olarak yardıma gelen birilerinin elinden olursa.
Gerçekten şeflerimizle gurur duymalıyız. Deprem sonrası acil kurtarma ekipleri dışında en hızlı örgütlenmelerden biri de şefler arasındaydı. İlk felaket haberlerinin duyulmasıyla haberleşmeler hemen başladı. İlk harekete geçenlerden biri Ebru Baybara Demir’di. Artık sosyal gastronomi şefi olarak anılan, pazaryerlerindeki atıkları dönüştürmekten Suriyeli mülteci kadınlarla yaptığı tarım uygulamalarına kadar bin tarakta beze yetişen Ebru, tam bir örgütleme uzmanı. Nitekim daha ilk günden harekete geçerek, şef Türev Uludağ ile Osmaniye’ye gittiler. Diğer arkadaşları Yalçın İnam Antakya ve İskenderun’da harekete geçti. Türev’in önerisiyle Kız Öğrenci Yurdunu üs olarak seçip, önce bağış olarak sağladıkları yiyecek ve ekipmanlarla sistemi kurmuşlar, yurt personeli ve yerel gönüllü gruplarla yurdun mutfağını organize ederek hemen yemek pişirmeye girişmişler. İlk etapta yerelden Veysel şefin de yardımıyla 50 bin tabak yemek çıkarmışlar. Sistem işler hâle gelince diğer şef arkadaşlara ve gönüllülere görevi teslim ederek bir sonraki ihtiyaç noktasına geçmişler.
Dayanışma zamanı
Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi kampüsünde deyim yerindeyse tam bir aşevi kurmuşlar. Bu arada Topraktan Tabağa Kooperatifi aracılığıyla yardımlar yağmaya devam etmiş. Bu ekibe İstanbul’da 1-Michelin yıldızı alarak adını duyuran Serkan Aksoy ve mutfak ekibi taze kan olarak yardıma geldi. Ebru ile dayanışma içinde farklı noktalarda böyle yardıma koşan pek çok şef oldu. Ali Ronay, Umut Karakuş ve Murat Deniz Temel en çok ihtiyaç duyulan Adıyaman’a yollandılar, orayı örgütlemeye başladılar. Çoğu ise bir yeri örgütleyip işleri yoluna koyduktan sonra diğerine geçecekti. Yunus Emre Akkor doğduğu kent Kilis’ten harekete geçecek ve Gaziantep’te en derin yara alan İslâhiye’ye sıcak çorba yetiştirecekti. Bütün bunlar olurken yılın genç şefi ödülünü alan Yaren Çarpar İskenderun’da Aziz Corc Kilisesi’nde çorba kazanını kaynatmıştı bile. Arda Türkmen ise ekipman tedarikiyle imdadına tez zamanda yetişiyordu. Bu arada Yeni Lokanta’nın şefi Civan Er, soluğu Antakya’da almış çağrı yapıyordu. “Maxim Park’ın önündeyiz, insanlar tahmin edemeyeceğiniz kadar perişan hâlde. Davet beklemeyin. Gelin. Yardım edin!”
Şurası kesin, kimse kimseden gerçekten de davet beklemedi, herkes ne yapabilirim, diye yollara düştü. Kimi hemen kimi biraz sonra, ama herkes üçüncü gün olmadan yollardaydı. Neolokal şefi Maksut Aşkar, Antakya yoluna acı ve endişe içinde koyuldu. Kuzenleri kurtarılmış, ancak ailesinden hâlâ enkazdan çıkarılmayı bekleyen vardı. 2-Michelin yıldızlı şef Fatih Tutak, altı kişilik ekibiyle bizzat direksiyona geçmiş, İstanbul’dan İskenderun’a sabah 3’te varırız diyerek yola koyulmuştu. Keza Pınar Taşdemir de Gaziantep üzerinden Elbistan’a geçeceğini bildiriyordu. Bu arada tek yardıma koşan ünlü lokantaların ünlü şefleri değildi. Sivil toplum örgütleri, gıda dayanışma grupları da kendi aralarında örgütlendi. Slow Food gruplarında üreticiler ürün desteği verdi, toplanan yardımların toplanıp sevk edilmesini Kübra Yüzüncüyıl organize ederken, Tarsus Slow Food grubu lideri Yasmina Lokmanoğlu yardımın gerekli yerlere ulaştırılmasını sağlıyordu. Bütün bunlar kişisel girişimler. Ama elbette büyük zincirler, restoran grupları da geri kalmadı. TURYİD hemen bir dayanışma grubu kurdu ve koordinasyon masası oluşturdu. Gamze Cizreli Big Chefs’in merkezini açtı ve BTA, Develi ve Gaillard desteği ile gelen tüm yiyecek yardımları, battaniye vb. acil yardım malzemesi ve dağıtılacak kumanya paketleri buradan tırlara yüklendi ve yola çıkarıldı. Tahsin Öztiryaki, mobil sahra mutfağı kurulması için destek verdi. Gastromasa organizasyonu ile tam dünya şeflerini ülkemize getiren Gökmen Sözen geniş iletişim ağıyla Gastro İnisiyatif şemsiyesi altında TURYİD, TUROB, ETÜDER, TUSİD, AYD, GPD, ZMD, TAMPF, YESİDEF, İSAD ve STK’lerin bir araya geldiği bir sosyal dayanışma platformu kurdu.
Duyar duymaz koştu
Dünyaca ünlü İspanyol asıllı Amerikalı şef José Andrés her zamanki gibi deprem bölgesine yetişti. Kurduğu World Central Kitchen yardım grubuyla yıllardır açların, evsizlerin ve felaket alanlarında ihtiyaç sahiplerine yetişen José Andrés ve ekibi özellikle Kovid zamanında yardımlarıyla sesini duyurmuştu. Daha yeni Şili’deki orman yangınlarına yetişen ekip depremi duyar duymaz organize oldu, İskenderun ve Kahramanmaraş’ta yerel ekiplere destek vermeye başladı. Şefin sadece ekip göndermeyip bizzat gelmesi ve Kahramanmaraş’ta kolilere taşımaya bile yardım etmesi yürekleriısıttı.