Eskişehir, Türkiye’nin Zümrüdüankası. Sürekli küllerinden yeniden doğuyor, kendini yeniliyor. Geçen sene açılan OMM-Odunpazarı Modern Müze ile Türkiye dünya mimarlık çevrelerinin gündemine oturdu. Eskişehir pek çok yeniliğin doğduğu yer, Anadolu kentlerinin dünyaya ve geleceğe dönük yüzü
Eskişehir yüzünü geleceğe dönerken eski karakterini korumak konusunda inat etmiş bir Anadolu kaplanı. Geçen yıl açılan OMM-Odunpazarı Modern Müze bunun manifestosu oldu. Eskişehirli Erol Tabanca’nın doğduğu kente hediyesi olan yapı, ünlü Japon mimar Kengo Kuma’nın imzasını taşıyor. Tarihi Odunpazarı Mahallesi’nin tam girişinde yer alan müze tarihi dokuyla uyumlu başarılı tasarımıyla dünyanın dikkatini çekti. İngiltere’de Müze ve Kültürel Miras Ödülleri (Museum and Heritage Awards) organizasyonunda “Yılın Uluslararası Projesi Ödülü”nü kazandı. Müzede yer alan etkinlikler sık sık yolu Eskişehir’e düşürmek için bahane olacak, kentin lezzetleri de bir o kadar cazip.
Öncü kent
1890’lı yıllarda tren hattının gelmesiyle İstanbul ile bağı güçlenen Eskişehir, modernleşmenin başını çekmiş. Cumhuriyet döneminde ilklere imza atan bir öncü olmuş. 1925’te ilk Tarımsal Araştırma Enstitüsü, 1933’te Eskişehir Şeker Fabrikası, 1940 yılında ilk Köy Enstitüsü açılmış. Bu altyapı sayesinde kentin tarım kimliğine sanayi boyutu eklenmiş, pek çok marka burada doğmuş. 1961’de Firuz Kanatlı tarafından kurulan Eti, eşi Gülay Kanatlı’nın ev yapımı bisküvileriyle başlamış, 1976’da Türkiye’nin ilk bebek bisküvisi Cicibebe üretilmiş. Namlı pastırma burada doğmuş, giderek büyüyerek ülkenin önde gelen gurme şarküteri zincirlerinden biri olmuş. Üç yerli firmanın birleştirmesiyle doğan Peyman piyasanın liderlerinden biri haline gelmiş.
Çok kültürlü lezzetler
Eskişehir’in tarihin derinliklerine uzanan çok katmanlı bir kültür zenginliği var. Hititler, Frigler gibi Anadolu medeniyetlerinin beşiği olmuş. Osmanlı döneminde Kırım Tatarlarının bölgeye göç etmesi ve Cumhuriyet sonrası gelen mübadiller nedeniyle pek çok etki bir arada; Kafkas boylarının, Kırım Tatar kültürünün, Arnavut, Bulgar göçmenlerin, yerli Manavların mutfak kültürleri Eskişehir’in lezzet renklerini oluşturuyor.
Kırım Tatar mutfağının hediyesi çibörek, Eskişehir’in en ünlü yemeği. Eskiden beri adres olarak Papağan’ın adı geçse de çibörek konusunda iddialı yerler arasında Esözcanlar, Eskişehir Çibörek Evi, Eylül Çibörek, Kentpark içindeki Kırım Çibörekçisi, Odunpazarı’ndaki Kırım Tatar Kültür Çibörek Evi sevilen yerler olarak öne çıkıyor. Kırım yemekleri sunan mekanlarda kuzu etli Kırım çorbası şorpa, kaşık börek çorbası, göbete, kavurma börek, kol sarma, katlama, sarıburma gibi tipik Tatar yemeklerini de deneyebilirsiniz.
Köfte, kebap ve ötesi
Eskişehir çoğu kez köfteleriyle anılır. İstasyon çıkışındaki Köfteci Ali ve 1932’den bu yana hizmet veren çarşı içindeki Tatlıdil Köftecisi, kentin yerlileri tarafından en sevilen köftecilerin başında gelir. Eskişehir’de bir de köftenin kebap olmuş hali var. Meşhur Balaban Kebap adını iri, büyük anlamına gelen balaban sözcüğünden alıyor. Tıpkı İskender kebap gibi altı pideli, yoğurtlu salçalı sos ve mis gibi tereyağıyla servis ediliyor. Balaban köfteyi ütü ile yapmasıyla tanınan Fahrettin Usta pek çok yerlinin favorisi. Abdüsselam Balaban Kebap Salonu ve Es Balaban Kebap, bu lezzetin değişmez adresleri. Genç öğrenci nüfusun da etkisiyle hamburger mekanları da çoğalıyor. Hatyolu üzerindeki Gorill yaratıcı hamburgerleriyle şehrin genç dinamik yüzü.
Tatlısız olmaz
Eskişehir’in hediyelik tatlısı Met helvası olmalı. Met çubuk demek, bu helva da pişmaniyenin çubuk şeklinde olanı gibi. Ünlü helvacılar arasında 1875 tarihli Tanınmış Helvacı, 1903 tarihli Eriş Helva, 1923 tarihli Balkan Helvacısı, 1950 tarihli İnan Met Helva sayılabilir.
Eski hal binasındaki Mazlumlar Muhallebicisi, 1927’den beri hizmet veren Arnavut kökenli bir müessese. Burada gelincik ve gül suyu şerbetli su muhallebisi, sütlaç, keşkül, kazandibi, trileçe gibi sütlü tatlılar ve kaymaklı ekmek kadayıfı, krem karamel gibi klasik lezzetler de es geçilmemeli. Kış zamanı mis gibi gerçek salep içmekse bambaşka bir keyif.
Kış aylarında Eskişehir’in amansız ayazı dondurur. Soğuğa karşı enerji depolamak için boza içmek şart. Karakedi Bozacısı sapsarı renkli mısırdan yapılan bozası ile meşhur.
Genç kentin mekanları
Eskişehir’in bir özelliği de gece gündüz renkli bir sosyal hayatı olması. Öğrencilerin takıldığı Barlar Sokağı pek çok seçenek sunuyor. Pek çok mekanı barındıran Cassaba Modern de not edilmesi gereken yerlerden. Eskişehir’de doğan Varuna Cafe del Mundo, gezginlerin keşif ruhunu solumak için mutlaka ziyaret edilmeli. Çok ciddi bir kavı ve zengin peynir çeşitleri olan Asmadan Enoteca, damak tadına düşkünlerin adresi. OMM’nin hemen yanındaki OMM INN ise kentin en yeni mekanı.