The World’s 50 Best Restaurants listesi açıklandı. Dünyadaki en iyi 50 restoran listesinin bir de 51-100 ikinci listesi var. Ancak dünya listesi ile bölgesel listeleri karşılaştırınca ortaya kafa karıştırıcı bir tablo çıkıyor. Acaba 50 Best sıralamasının matematiği nedir?
İspanya’nın Valencia kentinde düzenlenen törende dünyanın en iyi restoranlarını seçen 50 Best Restaurants ödülleri sahiplerini buldu. Instagram ortamı aynı insanların aynı mutlu mesut paylaşımlarıyla doldu taştı. 50 Best ödüllerinin âdeta kemikleşmiş bir grubu var; dünyanın dört köşesinde, her seferinde farklı yerlerinde verilen ödüllerde bir araya geliyorlar. Dünyanın en iyi restoranları aynı zamanda oy verici olan bu camiadan soruluyor. Bu kez ilk 50 sıralamasında Türkiye yok, ancak ikinci bir liste olarak açıklanan 51-100 arası sıralamadaki 63’üncü sırada Neolokal ile şef Maksut Aşkar, 66’ncı sırada TURK ile Fatih Tutak yer almış. Bu kez 1’inci sırada, Güney Amerika’da, Peru Lima’daki Central ile şef Virgilio Martínez ipi göğüsledi. İspanya ise Barselona’daki Disfrutar ve Madrid’deki Diverxo ile ikinci ve üçüncü sıraları aldı. Bu restoranlar kuşkusuz çığır açıcı, öncü mekânlar ama en iyi ne demek, hangi kıstaslarla bu sıralama yapılıyor onu anlamak zor! Hele bütün dünyanın restoranlarını değerlendirmek söz konusu olunca listenin mantığını anlamak gerçekten çetrefilleşiyor.
Kafa karıştıran noktalar
Öncelikle şunu belirtmekte yarar var. 50 Best dünya ödüllerinin yanı sıra 50 Best Aya, 50 Best LATAM (Latin Amerika) ve 50 Best MENA (Orta Doğu ve Kuzey Afrika) ödülleri de veriliyor. Bu yıl listelere paralel bir okumayla bakınca bazı sıralamaların mantığını anlamak zorlaşıyor. Örneğin Asya ödüllerinde 1’inci sırayı alan Chef Ton’un restoranı Le Du, dünya sıralamasında 15’inci olmuş. Şimdi buna normal diyebiliriz ama hemen önünde Asya sıralamasında 6’ncı olan Singapur’dan Odette 14’üncü olarak bu kez Le Du’nun hemen önüne geçmiş. Gene Asya sıralamasında ikinci olan Tokyo’daki Sèzanne bu kez 37’nci sırada, ona da normal diye baksak bile Asya listesinde gerisinde yer alan diğer Tokyo mekânları Den ve Florilège bu kez dünya listesinde Sèzanne’ın önüne geçmiş. Yakın geçmişte Bangkok mekânlarını deneyimlediğim için net gözlemlerim var. Örneğin Bangkok’ta hayran olduğum çok kaliteli, yaratıcı tadım menüleri sunan kusursuz iki mekân Asya’da 22’nci olan Sühring ve 35’inci olan Potong çok yoğun uluslararası PR çalışması yapmalarına rağmen dünya sıralamasında ancak 72’nci ve 88’inci olabildiler. Şu bir gerçek ki 50 Best Asya listesi ile 50 Best Dünya listesi arasında böyle dramatik farklar var.
Tuhaflıklar
Bölgesel listelere bakınca tuhaflıklar artıyor. Son yıllarda büyük sermayenin Orta Doğu ülkelerine yönlenmesiyle bölgeye ilgi artmış ve ayrı bir liste açılmıştı. 50 Best MENA listesinde 1’inci olan Orfali Bros dünya listesinde ancak 46’ncı sırada yer alabilmiş ama aynı listede 2’nci olan Trèsind Studio bu kez 11’inci sırada, yani dünya listesinde Orfali’nin çok çok önüne geçmiş. Bu gözle bakınca bölge sıralamaları ile dünya sıralaması arasında ciddi farklar var, bu nasıl olabiliyor anlamak zor! Dünya listesinde 1’inci olan Central, baktığımızda 50 Best LATAM yani Latin Amerika listesinde de 1’inci, ama 2’inci sıradaki Buenos Aires’teki Don Julio ve 3’üncü sıradaki Lima’daki Maido’nun dünya sıralamasındaki yerleri oldukça farklı. Maido 6’ncı sırada dünya listesinde oldukça iyi bir yer edinirken Don Julio 19’uncu sırada oldukça geriye düşmüş, üstelik LATAM’da ilk üçe giremeyen mekânların arkasına düşerek.
Eksen değişimi
Son yıllarda 50 Best Listesi İskandinav ve İspanya restoranları ağırlıklı oluyordu. Bu arada Avrupa’da şaşırtıcı bir eksen değişimi var. Gastronomi başkenti olma iddiasındaki Londra’dan giren mekânlar dikkati çekiyor. Almanya, Avusturya ve İsviçre’den girişler bu bölgelerdeki yönetimin iyi çalıştığını gösteriyor. Balkanlar ise yıllardır olduğu gibi hiç yok, oysa komşumuz Yunanistan’da pekâlâ ilk 50 olmasa bile ikinci 51-100 listesinde yer alabilecek kalibrede yerler elbette var, ama listeye bir türlü giremiyorlar. Böyle tamamen pas geçilen pek çok ülke var. Bu yüzden gene de Maksut Aşkar ve Fatih Tutak’ı tebrik etmek gerek. En azından bu matematiğini anlamanın giderek çetrefilleştiği listede var olabildiler.