Trene, otobüse, uçağa bineceğiniz zaman yanınızda oturacak yolcunun cinsiyeti sizin için bir kriter midir? Bu böyle garip, kişiden kişiye cevabı değişebilecek bir soru. “İstemem karşı cinsle yan yana oturmak” diyen de olabilir ama en nihayetinde bir toplu taşıma aracı bu kişisel tercihlere göre şekillenemeyeceğine göre ve herkesin eşit yolculuk hakkı olduğuna göre, binmek istediğiniz araçta yanınıza herkes düşebilir. Kalan son koltuk için “O koltuk erkek yanı, sana veremeyiz” denmesinin pek anlaşılır tarafı yok.
Gazeteci Tülay Şubatlı’nın attığı bir tweet ateşledi bu tartışmayı. Hızlı trene binmek istemiş, trendeki tek koltuk erkek yanı olduğu için o bileti satın alamamış ve haklı olarak çileden çıkarak “Eşitliğe, insan haklarına, seyahat özgürlüğüne aykırı, bu ne saçmalık!” diye yazmış.
Altında da tahmin edileceği gibi heyecanlı bir tartışma başlamış ki asıl endişe verici olan o bölüm. Çünkü tam da “pembe otobüs - vagon vs.” fikrine karşı çıkarken söylediğimiz argümanlar sıralanmakta. “Sizin anlayışınız müsait olabilir belki ama hiçbir erkek karısını, bacısını, anasını yabancı bir erkeğin yanına oturtmaz” gibi mesela. Tek bir cümle içinde “Senin meşrebin geniş belli ki” diyor, “Sana sahip çıkacak bir kocan, ağabeyin, baban yok demek ki” diyor ve de tabii “Sen herhalde taciz edilmekten rahatsız olmuyorsun, hatta buna teşnesin ki, illa tanımadığım erkeğin yanına oturacağım diye tutturuyorsun” diyor. Böylece taciz edenin değil edilenin kabahatli çıkacağı zemin kendiliğinden hazırlanmış oluyor. “İstemese o trene binmezdi, o koltuğa oturmazdı, o yola girmezdi”ler hep buralardan doğuyor.
Öncelikle şunu belirtmek isterim; biz özellikle aman da bir erkeğin yanına düşelim, o da bacaklarını aça aça bize oturacak yer bırakmadan koltuğuna yayılsın, biz bir köşeye büzülelim gibi özel bir merak içinde değiliz. Tam tersi, koltuklar zaten birbirine insani mesafede olsun, insanlar da erkek ya da kadın fark etmez, toplum içinde başkalarını rahatsız etmeden nasıl oturulacağını bilsinler, gideceğimiz yere sağ salim gidelim, derdimiz bu. Konunun erkekle kadınla alakası yok, mesele seyahat özgürlüğü yani. Ve bu konuda herkesin eşit olduğu iddiasındayız.
Açıp bakın TCDD’nin sitesine, tek tek seferleri kontrol edip erkek yanı olmayan koltuk aramak zorunda kalacaksınız. Bütün koltukların cinsiyeti var. Trende boş yer dolu, sen bilet alamıyorsun, daha neler.
Tülay Şubatlı’nın yazdığı tweet’in altında bu kurala karşı geliştirilen bir formül de bol bol dile getiriliyordu: “Siz de kendinizi erkek olarak belirtin, ben öyle yapıp alıyorum” diyor millet, “Sordukları zaman beraber seyahat ediyoruz” diyorum. İnsanları bir bilet alacağım diye katakulliye başvurmaya itmek neyin nesi, rica ederim?
Ayrıca sitedeki kuralları incelerseniz, bilet alırken bir akte imza atıp “cinsiyet beyanında” bulunmuş sayıldığınızı, bu beyan doğru çıkmaz ise varsa “uygun” başka bir yere alınmayı, o yer başka mevkideyse farkı ödemeyi, yer yoksa ayakta yolculuk etmeyi, o da olmazsa ilk istasyonda inmeyi kabul etmiş olduğunuzu göreceksiniz. Yatılı okul mu tren mi belli değil. Ne gibi anlamlar yükleniyor alt tarafı yan yana koltuklarda oturup yolculuk etmeye, biri bana izah edebilir mi...