Yeri geldikçe tekrarladığım gibi, Beyoğlu’nun hayatımda özel bir yeri var. 11-19 gibi insan hayatında kritik önem taşıyan yaşları bir caddede mekik dokuyarak geçirdiysen oranın dokusu, kokusu senin karakterine de siniyor. Çiçek Pasajı da başka bir şey ifade ediyor sana, İstiklal’in sinemaları, tiyatroları, kafeleri de. Artık pek çoğu yerinde olmasa da sen oradan ayağını kesemiyorsun. Işıl Kasapoğlu küratörlüğündeki 27. İstanbul Tiyatro Festivali’nin programında İstiklal Caddesi’ne özel bir alan açması biraz da bu nedenle beni mutlu etti, “Ah Beyoğlu Vah Beyoğlu” yazıklanmasına daha faydalı bir alternatif olarak.
Bu çerçevede bugün, kulaklığınızda Mor ve Ötesi’nin son albümünden “İstiklal” çalarken caddede bir boy yürüyüp 150 yıllık Büyük Zarifi Apartmanı’na (Kâtip Mustafa Çelebi Mahallesi, Pembe Çıkmazı 4 numara) varabilirsiniz. Mimar Dimitrios Panayotides’in imzasını taşıyan yapı, saat 17.00 itibarıyla tarihi gerçeklerden yola çıkan kurmaca hikâyelerle buluşturacak ziyaretçilerini. Aktivist Aslan eylemden kaçıp oğlunu bekleyen Leandros’un kapısına dayanacak, Rodoslu turist Elefteria açık bulduğu kapıdan Serap’a misafir olacak… Eski Rebetiko şarkıcısı Hrisula’nın dairesinden sesler duyulacak… Oyunu H. Can Utku, İlias Maroutsis, Fulya Özlem, Sandra Penso, İlyas Özçakır, Çağdaş Ekin Şişman yazdı, İlyas Özçakır yönetti, Çağdaş Ekin Şişman, Gafur Uzuner, Pınar Fidan, Rasmi Tsopela, Umut Çınar oynuyor. 5 Kasım’a kadar her gün sahnelenecek proje, İKSV 50. Yıl Genç Sanatçı Fonu ile desteklendi.
İstikamet Alkazar
Büyük Zarifi Apartmanı’ndan çıktınız, bir buçuk saatiniz var, istikamet Hope Alkazar ya Metrohan. Eski Alkazar Sineması artık farklı disiplinlerden etkinliklere ev sahipliği yapan bir performans sahnesi ve burada “Çirkin” var. Anadolu’nun masallarından ilham alan, ‘immersive tasarım’ ile anlatı tiyatrosunu birleştiren oyunu Firuze Engin yazdı, Fiziksel Tiyatro Araştırmaları’nın “Şatonun Altında”sı dahil pek çok parlak işte imzası olan yönetmen Güray Dinçol sahneledi. Ölümsüzlük ile lanetlenen ‘çirkin’ Şiva (Nihal Yalçın) ve onunla birlikte çile dolduran tavuk (Onur Berk Arslanoğlu) bize masalların çirkin cadısının dile getirilmeyen hikâyesini anlatacaklar. İKSV 50. Yıl Genç Sanatçı Fonu destekli oyun, bugün, yarın, cumartesi, pazar sergilenecek ve sezon boyunca devam edecek.
Metrohan’da bir rüya
Aynı saatteki diğer seçeneğimiz gene İKSV 50. Yıl Genç Sanatçı Fonu tarafından Beyoğlu’na kazandırılan bir oyun: “Annemden Kalan Gül Ağacı Masanın Üzerinde Çaydanlık Beyaz Bir İz Bıraktı”. Mekânımız Metrohan, dünyanın en eski ikinci metrosu (1875 tarihli) Tünel’in istasyon binası. Oyun, bir rüya atmosferinde bir anne – kız ilişkisi üzerinden geçmişe açılıyor, seyirciyi hayatımıza giren yeni gerçeklikler üzerine düşündürüyor. 3-4-5 Kasım’da tekrarlanacak performansı Ferdi Çetin yazdı, Kayhan Berkin yönetti, Ayşe Lebriz Berkem, Kayhan Berkin, Nergis Öztürk, Okan Urun oynuyor.
Ayazmayı bekleyen yılanlar
Festival’in İstiklal Caddesi’ni mesken tutan diğer oyunu “Ayazmanın Yılanı”, sinemanın ünlü bir ismini; yazar – yönetmen – oyuncu Ercan Kesal’ı tiyatro sahnesinde seyirciyle buluşturuyor. “Anılar ayazmayı bekleyen yılanlar gibidir, kalbimizin çerini çöpünü temizlerler; suyu içilir hâle getiren yılanlar gibi gelecek günlerimizi de yaşanır kılar,” diyen Kesal, bozkırın ortasına doğmuş bir esnaf çocuğu olarak bir Anadolu masalı anlatıyor. Berfin Zenderlioğlu’nun yönettiği oyun, cumartesi – Pazar Atlar 1948’de sahneleniyor.
Festival kapanışını da “Beyoğlu’na bırakılmış bir aşk mektubuyla” yapacak: Ahmet Sami Özbudak imzalı “İstanbul Mon Amour / Beyoğlu”, 25 Kasım’da Osmanlı’dan bugüne sayısız yaşamışlığa tanık olan üç Fransız lisesini; Notre Dame De Sion, Galatasaray ve Saint Benoit’yı sahneye dönüştürerek gerçek hikâyelerden esinlenen bir düş yaşatacak.