Asu Maro

Asu Maro

amaro@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Onca yakın arkadaşı, her anında yanında olan sevdikleri varken bana düşmez Pınar’ı anlatmak diye düşündüm önce ama değil mi ki bu hayatımda uzaktan da olsa tanık olduğum en kıymetli direniş öykülerinden biriydi, bunu paylaşmamak da olmazdı.

O bütün yaşama tutkusunu, iki ameliyat arası koşup gittiği deniz kenarlarını, dost sofralarını, gücü olduğu anda üzerinde 7 numaralı formasıyla soluğu aldığı Beşiktaş maçlarını ve şahane gülümsemesini tanıdığı tanımadığı herkesle cömertçe paylaşan bir kadındı çünkü. Hiçbiri olmasa hastane penceresinden görünen masmavi gökyüzünü ve pamuk gibi bulutları. Yazar Özen Yula’nın hayatın değerini hatırlatan mücevher değerindeki cümlelerini bazen de... Son yazdıklarından biri mıh gibi aklımda: “Aslolan yaşamaktır. Bunu anlayana kadar biten şeye de ‘ömür’ denir. Güzel yaşayın.”

Haberin Devamı

Pınar Odabaş Aktuğ... Değerli meslektaşımız, küçük büyük herkesin ‘Erkan Abi’si Erkan Aktuğ’un karısı. Sinema ve televizyon sektörünün, efsane ‘Leyla ile Mecnun’ dizisinin güler yüzlü yapımcısı. Cumartesi günü uğurladık onu. “Güneş enerjisiyle çalışır” diyordu kendisi için, onun güzel gülüşü gibi güneşli bir gündü.

Sosyal medyadan takip ederken hayatın hiç dert vermediği bir insan zannedebilirdiniz Pınar’ı. Hani bilmeseniz “Hayat sana güzel” derdiniz. Güzeldi de aslında, güzelleştirmeyi becerdiği için.

Bir insan gencecik yaşında lanet bir hastalığa yakalanıp yedi sene onunla sürekli gidip gidip gelen, bitti derken yeniden başlayan bir ilişki sürdürüp, yine de etrafına umut ve neşe saçmaya devam edebilir mi?

Pınar yapmıştı. “Neden benim başıma geliyor bunlar?” diye ahlanıp vahlanmak yerine “Ne kadar şanslıyım, bu kadar sevenim var, yanımdalar” diyecek kadar hem de.

Elle tutulur bir sıkıntısı olmadığı halde sürekli şikayet etmeyi bir yaşam biçimi haline getirenler, kendilerine acırken baharın, yazın gelip gidişini, çiçeğin açışını, karın yağışını fark etmeyenler için ders gibiydi onun her anı. Biz de ucundan kıyısından saygıyla, hayranlıkla izledik.

Hayatı acılarla geçmiş, 32’sinde de bu diyara veda etmiş bir başka güçlü kadının; düzene başkaldıran İranlı şair Füruğ Ferruhzad’ın dizeleri aklımda hep: “Kuş ölür, sen uçuşu hatırla.”

Haberin Devamı

Görkemli bir uçuştu Pınar’ınki de, unutulacak gibi değil.

Aşktan anlayan belediye

Şu sosyal medya garip bir şey, çoğu zaman insanı boğan, sıkan, içini karartan şeylerle dolu da, bazen bir şey oluyor, içimize umut ve iyimserlik saçılıyor.

Geçen haftanın ‘yüz güldüren’ paylaşımı da Edremit Belediyesi’nden geldi.

Belli ki aşık bir genç vatandaşımız, duvara kırmızı sprey boyayla boydan boya içini dökmüş: “Belediye amca, duvardan silmek kolay, kolaysa gel kalbimden sil.”

Artık daha önce ilanı aşk etti de silindi mi, ne olduysa.

Belediye de bunun fotoğrafını çekip twitter hesabından cevap verdi: “Silersek, ciğerimiz kurusun.”

Nasıl paylaşım rekorları kırdı, nasıl sevgiye boğuldu bu halden anlayan belediye, bu kadar olur. “Belediyelerin efendisi”, “Koca yürekli belediye”, “Edremit candır, canandır”, “Son belediye bükücü”...

Nüfusunu Edremit’e aldırmayı düşünenler var, öyle söyleyeyim, hazır bahar da gelirken...

Haberin Devamı

Ne kadar hasretiz küçücük insanca detaylara, resmi kurumun asık suratlı olmayanına...

Umudumuz Edremit Belediyesi.