Abba’nın “Dancing Queen”i eşliğinde giriyoruz salona. Biz yerlerimizi bulurken, üzerinde parlak bir kombinezon olan genç bir kadın orta yerde dans etmekte. Etrafı toparlamakta olan hizmetçiye işaretle verdiği buyruklardan anlıyoruz, evin hanımı o. Kenarda askılarda asılı elbiseler var, soyunma odası burası hanımın. Eşyaların çoğu siyah zemine tebeşirle yazılmış veya çizilmiş durumda. Şurada “komodin” yazıyor, burada “ayna”, hatta şuralarda da “tükürük”ler. Tüküre tüküre temizliyor ortalığı hizmetçi. Hassas midesi kalkıyor hanımın.
Müzik susuyor, oyun başlıyor. Hanımefendi ile hizmetçi arasındaki; iktidar sahibi ile ezilen arasındaki inişli çıkışlı denge oyunu. Hanımefendinin hizmetçiyi hor gördüğü, alaya aldığı, hizmetçinin hepsini sineye çekip hanımının gözünün içine bakarken bir an ayağının tökezlemesi için fırsat kolladığı acımasız oyun.
Cinayetten esinleniyor
Aralarındaki söz düellosu kıyasıya devam eder, gerilim tırmanırken zil çalar, oyun biter. Aynı hanıma hizmet eden iki kız kardeşle; Claire ve Solange ile baş başa kalırız. Hanım evde yokken rolleri değişe değişe onu öldürme oyunları kuran iki hizmetçi. Jean Genet’nin 1933 yılında Fransa’da işlenmiş ünlü “Papin Kız Kardeşler” cinayetinden esinlenerek yazdığı “Hizmetçiler” oyununun karakterleri. Aralarında hâlâ bir çekişme, hâlâ bir güç kavgası.
Bu sezonun en yaratıcı işlerini say deseniz ön sıralara Tiyatro Hemhal’in ikinci oyunu “Tırnak İçinde Hizmetçiler”i koyarım. Hakan Emre Ünal’ın yazıp sahnelediği oyun tırnak içinde “Hizmetçiler”, çünkü iki hizmetçinin hanımı öldürmece oyunu ile gerçek hayata dönüşlerinin üzerine üçüncü bir katman daha eklemiş; “Hizmetçiler” oyununu sahnelemeye karar vermiş, iki oyuncunun provasına sokmuş seyirciyi. “Oyun içinde oyun içinde oyun” yani.
Hizmetçiler tesadüf değil
Ancak İpek ile Bahar’ın “Hizmetçiler”i çalışıyor olmaları bir tesadüf değil. Belki kimsenin evinde hizmetçi değiller ama hayatlarını tiyatroyla sürdürmeye çalışan iki oyuncu olarak parasızlar ve erişemedikleri olanaklara karşı öfkeliler. Birbirleriyle ilişkilerinde de Claire ile Solange’ınkine benzer bir aşk-nefret gelgitiyle sürekli yer değiştiren bir hükmeden-hükmedilen konumu mevcut.
Hakan Emre Ünal’ın metni, dramaturg Ayşe Draz’ın da katkısıyla “Hizmetçiler”in anlattığı iktidar ilişkisini daha da zenginleştirerek, günümüz dünyasına taşıyor. Televizyona, sinemaya, tiyatroya, meslek içi ilişkilere dair pek çok “içerden” detayla da bunu pekiştiriyor. Nursev Demirbaş-Güray Doğru imzalı sahne-dekor tasarımı oyun içinde oyun duygusunu başarıyla vurguluyor. Sanem kostüm tasarımı değişen pozisyonlara ayak uyduruyor.
Bütün bunlar yeterli değilse, sahiden çok iyi iki oyuncu izlemek için görülmeli, “Tırnak İçinde Hizmetçiler”. Ekibin ilk oyunu “Sevgili Arsız Ölüm - Dirmit” ile geçen sezonun en çok konuşulan performanslarından birine imza atan Nezaket Erden bir kez daha sahnede ışıl ışıl parlıyor. Onun hırçın, hoyrat karakterinin karşısında, partnerinin patlamalarına pas veren ölçülü oyunculuk tercihiyle Pınar Güntürkün de oyunun başarısının diğer mimarı.
“Tırnak İçinde Hizmetçiler” - Tiyatro Hemhal
Yazan ve yöneten: Hakan Emre Ünal / Dramaturg: Ayşe Draz / Sahne tasarımı: Nursev Demirbaş / Işık tasarımı: İsmail Sağır / Kostüm tasarımı: Sanem Gençalp / Dekor tasarımı: Güray Doğru / Asistan: Buse Uzun, Oynayanlar: Nezaket Erden, Pınar Güntürkün
Bir Afife daha geride kalırken
Tiyatro sezonuyla beraber ödül sezonu da finale doğru ilerlemekte. TEB, Direklerarası derken Afife’yi de geride bıraktık, önümüzde Sadri Alışık Oyuncu Ödülleri var. 30 Nisan’da Zorlu PSM’de düzenlenen 23. Yapı Kredi Afife Tiyatro Ödülleri töreni bizde de bu tür organizasyonların dört başı mamur bir şekilde yapılabildiğinin şık bir örneğiydi. Görkemli Yapı Kredi 75. Yıl video-müzik-dans gösterisinden başlayarak her anı su gibi aktı, uzun konuşmalar yapan yöneticiler yoktu, özel ödüllere hazırlanan videolar özenliydi. Şahane oyuncular olan Alican Yücesoy ile Ahu Türkpençe sunucu olarak biraz acemiydiler ama bu ezeli ve sanırım ebedi bir sorun. En azından tatlıydılar.
Jüri başkanı Merih Tangün, İstanbul’daki 176 oyunu izleyerek değerlendirmeye aldıklarını söyledi. Haksızlık etmek istemem ama bana adaylar biraz daha dar bir alandan belirlenmiş gibi geldi. Gördüğüm çok iyi bazı oyunların adı dahi anılmazken bazı oyunlardan çok fazla aday çıkmasından hareket ederek söylüyorum. Ama en nihayetinde hiçbir jürinin herkesi memnun edemeyeceği aşikâr.
Ödül alan herkesi kutlarken, Haldun Dormen Özel Ödülü’nü alan “Alice” müzikaline dair bir parantez. Büyük iş, görkemli iş, evet. Ama en iyi kadın oyuncu ödülünü alan Funda Eryiğit ile en iyi yönetmen Çağ Çalışkur’un sol boşlukta kendilerine bir yer bulabildiği, aslında en iyi oyun seçilen “Dünyada Karşılaşmış Gibi”nin yazarı/yönetmeni Berkun Oya ile en iyi erkek oyuncu ödülünü alan Öner Erkan’ın en arkada zor seçildiği, en iyi yardımcı erkek oyuncu Gökhan Azlağ’ın neredeyse karenin dışında kaldığı final fotoğrafının tam göbeğine kurdukları barajla da geceye damgalarını vurdular.