Asu Maro

Asu Maro

amaro@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Artık son ayına girdiğimize ve bize hala umulmadık bir sürpriz yapmadığına göre, bitmek üzere olan 2020’yi pek hayırla anmayacağımızı söyleyebiliriz artık. Dileyelim ki en azından onunla beraber insanlığın başına musallat olan koronavirüsü de uğurlamayı başaralım. Şimdilerde yine birbirimizden uzak, mümkün mertebe evlerimize kapalı günler geçirmekte, bir kez daha bize hayatın normal akışını hatırlatacak bir şeylere umutla tutunmaya çalışmaktayız. İnsan hayatını tehlikeye atmayacak sanat etkinlikleri de bunların başında geliyor her zamanki gibi. Contemporary Istanbul’un cumartesi günü Çağdaş İstanbul Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Ali Güreli ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun katıldığı zoom’da gerçekleşen basın toplantısıyla açıkladığı İstanbul the Lights projesi gibi mesela.

Haberin Devamı

Aslında sektörün hayat damarlarından bir olan Contemporary Istanbul’un bu yıl aralık ayında hem fiziksel hem çevrimiçi olarak gerçekleşmesi planlanıyordu. Hatta biz de Milliyet Sanat’ın bu ayki kapağını bir Julian Opie eseriyle fuara ayırmıştık, “Yeni yıla umut aşısı” gibi coşkulu da bir başlık atmıştık. Ama pandeminin bizi son getirdiği koşullar altında fiziksel fuar 2021 Nisanına ertelendi. CI bu ay sadece çevrimiçi olarak buluşacak katılımcılarıyla. Ama bu sırada sanatı İstanbul’un sokaklarına, meydanlarına, parklarına yayacak, LED ekranları, AVM’leri, bilgi panolarını ve de evimizdeki, cebimizdeki mobil cihazlarımızı sanatla aydınlatacak bir proje hazırladı: İstanbul the Lights.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin desteğiyle hayata geçirilen proje kapsamında bugünden başlayarak 3 Ocak’a kadar 59 kamusal alanda, 52 şehir ekranında 53 yerli sanatçının çalışmaları izlenecek. Bir başka deyişle tam da hayatın durduğu bir dönemde yolda, parkta, meydanda karşımıza çıkıveren bir ışık enstalasyonu, bir dijital heykel bize hayatın devam ettiğini, karanlık günlerin sonunda bizi bir ışığın beklediğini hatırlatacak. Sanatın böyle bir gücü var, unutmayalım, unutturmayalım.

Ali Cem Köroğlu neden öldü?

Haberin Devamı

Ali Cem Köroğlu’nu kaybettik. Tiyatromuzun en yetenekli, en parlak sahne tasarımcılarından birini, yeri laf olarak değil gerçekten doldurulmayacak bir sanatçıyı.

Bir dönüp bu büyük kayıpla sonuçlanan tabloya bakarsak, ülkenin dört bir yanında pandemi nedeniyle hayat askıya alınırken, bütün özel tiyatrolar perdelerini kapatır; oyunlarını, provalarını durdururken Devlet Tiyatroları faaliyetlerine devam ediyor, hatta yeni oyun çıkartıyorlar. İzmir Devlet Tiyatrosu’nda “Karıncalar-Bir Savaş Vardı” adlı oyun 24 Kasım’da prömiyer yapıyor. Tek kişilik oyunun oyuncusu Akın Kurt’un prömiyerin ertesi günü yaptırdığı koronavirüs testi pozitif çıkıyor, ardından ekipte pek çok kişinin virüsü kaptığı söyleniyor, oyunun sahne tasarımını yapan Ali Cem Köroğlu da onlardan biri. Bu arada Akın Kurt, DT Genel Müdürü Mustafa Kurt’un oğlu ve babasının karantinada olduğu, Akın Kurt’un virüsü oyununu izlemek için Ankara’dan gelen annesinden kapmış olabileceği de iddialar arasında.

Köroğlu’nun ölümünden beri tiyatro camiasını AliCemKöroğluNedenÖldü etiketli paylaşımları sürüyor. Devlet Tiyatrosu Sanatçıları Derneği (Detis) bir açıklama yaparak perdelerin süresiz olarak kapatılmasını, Ali Cem Köroğlu’nu ölüme götüren sürecin soruşturulmasını, son görev yaptığı oyunun çalışanlarının tanıklıklarına başvurulmasını, ortada gerçekten karantinaya sadık kalınmaması gibi bir ihmal varsa o kişinin kurumla ilişiğinin kesilmesini istedi. Prova ve temsil süreçlerinde neden çalışanlara test yapılmadığını da sorularına ekledi. Ali Cem Köroğlu gibi bir değeri geri getirmeyecek ama insan hayatının değeri açısından cevaplanması beklenen sorular.