Hep hani “Nasıl oluyor da Shakespeare’in bunca zaman önce yazdıkları oynanıyor ve hâlâ güncel olabiliyor?” sorusu sorulur ve sebebi insanın yüzyıllardır değişmeyen özüne bağlanır ya; yani kıskançlıksa kıskançlık, ihanetse ihanet, iktidar hırsıysa en alasından. Dün neyse bugün de odur, ne zaman dinler ne mekân, ne yazık ki “Amma eskimiş bu meseleler, demode kaldı artık” diyemezsiniz bir türlü. Dehası orada, diyecek bir şey yok.
Ama özellikle bazı yorumları sahiden tadından yenmiyor, size ne olup biteceğini belki de kelime kelime bildiğiniz bir hikâyeyi heyecanla, merakla, şaşkınlıkla ve kahkahayla izletiyor. Her şeye rağmen devam etmekte olan İstanbul Tiyatro Festivali’nin çevrimiçi oyunlarından “Lear Mutfakta” gibi.
Önce üzülerek itiraf edeyim, ben Kadro Pa’nın obje tiyatrosu ve hikâye anlatıcılığını birleştirerek daha önce sahnelediği “Macbeth Mutfakta”yı sahnede görme imkânı varken göremedim, bu yaratıcı işle canlı yayınlanan 27 Mart karantina özel gösterimiyle tanışabildim. Şu an o kayıt da YouTube’da mevcut, https://online.iksv.org adresinde çok başarılı bir kayıtla seyirciyle buluşan “Lear Mutfakta”dan sonra onu da izleyebilirsiniz.
Neler oluyor mutfakta bu kadar ilginç derseniz, oyuncu Simge Günsan kendi uyarladığı Lear hikâyesini aktarıyor seyirciye. Bir saate indirilmiş, sadeleştirilmiş, özünden bir şey kaybetmeden içine matrak detaylar eklenmiş bir Kral Lear. Üstelik olay tamamen mutfak tezgâhının üstünde geçiyor, objeler ve malzemeler de karakterler olarak birer birer yemeğin içindeki yerlerini alıyorlar.
Bir menemen pişiriyor Simge Günsan seyirci için. Kral Lear eskimiş, son kullanma tarihi gelmek üzere olan bir kavanoz menemen harcı, paragöz ve hain kızlarından Goneril kaşar, Regan tulum, babasını asıl yürekten seven olduğu halde duygularını ifade edecek süslü cümleler kurmayı tercih etmediğinden hakkı yenen küçük kız Cordelia ise taze mozzarella peyniri. Edmund ile Edgar da yumurtalar. Tabii arada Lear’ın adamlarını oynayan kürdanlar, rendeler, türlü çeşit alet edevat da var hikâyeye dâhil olan. En hayati malzeme de Simge Günsan’ın komedi dozu yüksek hikâye anlatma yeteneği. Öyle abartılı taklitlere falan başvurmadan ama her karakterin hakkını vererek anlatıyor ve oynuyor oyunu. Hem sade hem komik, izlemesi çok keyifli.
Hikâyeyi uyarlayan da kendisi, yöneten Kubilay Karslıoğlu. Son derece işlevli ve özenli kostüm ve dekor tasarımı Şirin Dağtekin Yenen’e, ışık tasarımı Mansur Turna’ya ait. Fotoğraflar ve afiş tasarımında Barış Keskin’in imzası var.
Shakespeare’in herkesin birbirinin kuyusunu kazdığı, entrikanın kol gezdiği, kan ve gözyaşı yüksek trajedisi kaçınılmaz sona doğru adım adım ilerlerken, yağ, yumurta, peynirler, yumurtalar da birleşiyor ve ortaya “ihanet soslu bir trajedi yemeği” çıkıyor sonunda. Böyle lezzetli Shakespeare yorumu az bulunur.