Sizin de olur muydu o hayat bilgisi kitaplarındaki ideal aile çizimlerinin içine kendinizi bir türlü oturtamadığınız? Yemek masasına kravatla oturan şık adamla inci kolyesini bile ihmal etmeyen zarif kadının kurduğu, biri erkek biri kız iki cici ve çalışkan çocukla taçlandırılmış modern ve mutlu Türk ailesi.
Baba işten gelir, anne yemek pişirmiştir, hep beraber sofraya otururlar. Erkek çocuk derslerinde bir numara, kız çocuk da çalışkan kuşkusuz ama bir ucundan ev işlerine yardım etmekte. Herkes bulunduğu yerden memnun.
Tabii bu kadar değil ideal mutlu ailenin koşulları. Mutlaka torununa masal anlatan tonton bir dede ve kışlık kazak ören bir pamuk nine oturur bir kenarda, kışlık hazırlıklar yapan, misal turşu kuran bir hala vardır. Teyzeler, amcalar, enişteler, yengeler ve kuzenler, eklenen her birey o ailenin saadetine saadet katar. Öyle ya herkesin görevi belli, adeta tıkır tıkır işleyen bir makine, aile dediğin. Sen de gel kendine o tabloda uygun bir yer bul bakalım. Saçını iki yandan örgü yapar, uçlarına kurdele bağlarsan olur mu acaba? O ailenin sakladığı sırlar, örtbas ettiği günahlar, yüzler gülerken çevrilen dolaplar o resmin arkasına sığar mı? Bir gün biri gelip bir ucundan eşelemeye başladığında neler saçılır ortaya? Hayat bilgisi kitabında bunlar anlatılmaz.
Gelgelelim M. Caner Alper, Doğan Kitap’tan çıkan yeni kitabı “Şeref Motel”de iki çocuklu bir ailenin küçük oğlu Cem’e bir aile motelinin her odasına saklanan sırları deşip ortaya çıkarma görevini vermiş. Adıyla yaşayan ‘Şeref’ Motel, yazın aile tatillerine, kışın o ideal ailelerin babalarının çapkınlık maceralarına sahne olan bir motel. Cem’in ailesinin moteli. Hayatı öyle veya böyle bir erkek tarafından karartılmış, daraltılmış, kocaları, erkek kardeşleri ne yapsa affeden, onların kusurlarının üstünü örten kadınlardan, hayırsız, sorumsuz, hoyrat adamlardan kurulu bir aile. Hayat bilgisi kitabındakilere benzemeyen, sıradan bir aile.
Bir yaz tatilinde- Şeref Motel’deki son aile tatillerinde- Cem ipliğin bir ucundan tutup o mesut aile yumağını çöze çöze devam ediyor anlatmaya. Bir yandan Cem’in onlar gibi olmadığını, onlarınki gibi bir hayat sürmek istemediğini keşfederek büyüme hikayesine tanıklık ediyoruz, bir yandan da o ailenin son derece tanıdık bireylerinin yalanlarla korunup kollanan hayatını izliyoruz. “İzliyoruz” sözcüğünü seçmem,
M. Caner Alper’in aynı zamanda sinemacı olmasıyla alakalı bir durum, Şeref Motel de o teyzeler, dayılar da bayağı canlanıyor gözünüzün önünde, hani görsem tanıyacak gibiyim şu an her birini.
Tanıdık karakterler galerisi eşliğinde bir sırrın izini süren, keyifle, bir çırpıda okunan bir roman, “Şeref Motel”. M. Caner Alper’in çok eğlenceli bir dili var, okuyanı bu aslında gayet karanlık ve boğucu olabilecek konunun altında ezmiyor, aksine ferahlatıyor. Çok da zor değil, illa bir aile kurulacaksa olmazsa olmazı harcına yalan katmamak. Aksi halde görüntüyü kurtarmak alttan alta işleyen yaraların iyileşmesini sağlamıyor ve mutsuzluk bir lanet gibi kuşaktan kuşağa aktarılıyor. Her türlü musibeti aile halı altına süpürerek korunan şeyin adı da şeref falan değil.