Bir başkent nasıl bu kadar sakin ve huzurlu olabilir? Vilnius’ta kendime sorduğum ilk soru bu. Üç günün sonunda Litvanya’nın başkentinden ayrılırken bazı cevaplarım var. Tabii ki birincisi insan insan üstünde olmadan yaşayabilecek kadar nüfusa, dolayısıyla da bu nüfusa yetecek eğitim, iş ve sosyal yaşam olanaklarına sahip olmaları. Bu aslında tek başına bir sürü şeyi açıklıyor.
Hakikaten enteresan bir huzur ve güven ortamı hakim şehre. Kaldığımız otel Cumhurbaşkanlığı Sarayı ve üniversiteyle aynı sokakta, öyle düşünün. Üçü yan yana sıralanıyorlar ve ortada herhangi bir ‘güvenlik’ gücü görünmüyor. Eurostat’ın araştırmasında en ‘yaşanası’ Avrupa şehri seçilmesine şaşırmamak lazım.
Vilne Deresi kentin ortasından nazlı nazlı akadursun, üzerine çiftlerin aşklarının sembolü kilitler astığı bir köprü sizi “Uzupis Cumhuriyeti”ne buyur ediyor. Yazıyor üzerinde; “Uzupio Respublika”. Dünyanın en elini kolunu sallayarak girebileceğin cumhuriyeti.
Efendim burası bir zamanlar yoksulların, evsiz barksızların yaşadığı bir bölgeymiş. Özellikle Litvanya’nın tüm izlerini yok etmek için canla başla çalıştığı Sovyetler Birliği zamanında. Daha sonra düşük kiralar nedeniyle sanatçılar taşınmaya başlamış bölgeye; evet sanatçılar her yerde fakir. Ve Litvanya dilinde “nehrin öte yanı” anlamına gelen Uzupis, zamanla sanatın, yaratıcılığın, aşkın, barışın hüküm sürdüğü bir yer haline gelmiş.
1 Nisan 1997’de de Uzupis Cumhuryeti adıyla bağımsızlığını ilan etmiş. Evet, şaka gibi ama dünyanın en güzel şakalarından biri. Litvanya hükümeti bu bağımsızlığı tanıyor mu? Hayır ama karşı da çıkmıyor, yer yer destekliyor da.
Uzupis’in kendi bayrağı, marşı, cumhurbaşkanı, başbakanı, güvenliği sağlayan bir şerifi, farklı ülkelerden büyükelçileri, meydanda cumhuriyeti koruduğuna inandıkları bir melek heykeli var.
Böyle baktığında her şey bir çocuk oyunu gibi görünüyor ama hayatın bundan daha fazlası olduğunu kim iddia edebilir?
Uzupis vatandaşı olmak da çok kolay. Nerede yaşarsan yaşa, kalbinden “Ben Uzupis Cumhuriyeti Vatandaşıyım” diye geçirmen yetiyor. Tabii bir de aynalı levhalar üzerine muhtelif dillerde yazdıkları 41 maddelik anayasayı kabul etmen. Türkçesi de var, bazı maddeleri aktarmak isterim, gerisi için Uzupis Cumhuriyeti sadece üç saat mesafede.
- Herkes Vilne Deresi kıyısında yaşama hakkına sahiptir. Vilne Deresi de herkesin yanından akıp gitme hakkına sahiptir.
- Herkes sıcak su kullanma, kışın ısınma ve bir çatı altında barınma hakkına sahiptir.
- Herkes hata yapma hakkına sahiptir.
- Herkes sevme hakkına sahiptir.
- Herkes aylaklık yapma hakkına sahiptir.
- Herkes bir kediyi sevme ve ona bakma hakkına sahiptir.
- Herkes, bazen sorumluluklarından habersiz olma hakkına sahiptir.
- Herkes mutlu olma hakkına sahiptir
- Herkes mutsuz olma hakkına sahiptir.
- Herkes susma hakkına sahiptir.
- Herkes bir şeye inanma hakkına sahiptir.
- Hiç kimse şiddet kullanma hakkına sahip değildir.
- Herkes sahip olduğu şeyleri paylaşmalıdır.
- Hiç kimse sahip olmadığını paylaşamaz.