Hayatımın hiçbir döneminde boksla ilgilenmemiştim. Hatta her şey “Şampiyon” ile başlayıp “Rocky”lerle bitti diyebilirim. Araya da Hilary Swank’in bütün karizmasıyla canavar gibi bir kadın dövüşçüyü canlandırdığı “Million Dollar Baby” girmiştir.
Şimdiyse benim de gözüm bütün dünya gibi Cezayirli boksör Imane Khelif’te. Bir sporcu, bir kadın, bir insan ancak bu kadar hırpalanabilir. Bilmeyenler için, Paris 2024 Olimpiyat Oyunları’nda Cezayir’i temsil eden boksör, açılış maçında İtalyan rakibi Angela Carini’yi yenince (Carini 46. saniyede burnuna aldığı yumruğun ardından göz yaşları içinde maçtan çekilince) erkek olmakla suçlandı. Cümle tuhaf ama zaten durum da tuhaf, yani herkes Imane Khelif’e bakıp “Görmüyor musunuz, bu erkek, ne işi var kadınlar müsabakasında” demeye başladı. Çok erkeksiymiş çünkü, baksanıza yüzüne, kaslarına, hatta şortundan ‘görünenlere’, kesin transmış.
Imane’nin pembe küpeli, kurdeleli bir kız çocuğu olarak fotoğrafları kimseyi ikna etmeyince zavallı babası kameralara kızının doğum belgesini göstermeye başladı “Bakın benim kızım kız bebek olarak dünyaya geldi” diye. Üstelik adam zamanında karşı çıkmış, kızdan boksör olmaz diye, Imane hurda satarak otobüs parasını denkleştirip gitmiş antrenmanlara.
Bu şartlardan gelip deli gibi çalışarak başarılı oluyorsun, ülkeni olimpiyatlarda temsil ediyorsun ve bütün dünya sana erkeksin diyor. Bir durum daha ne kadar adaletsiz olabilir? Kullanılan dilin ne kadar çirkin olduğunu ise anlatmama imkân yok. Kendi çevremde gördüğüm yazışmalarda bile Imane’nin adı küfürsüz anılmıyor, en tatlı sıfat ‘herif’. İşin içinde güçlü bir transfobi de var çünkü, trans olmayan birine yöneltilmiş şekilde.
Konu Türkiye’deki sporseverleri de yakından ilgilendiriyordu, çünkü Busenaz Sürmeneli’nin yarı finalde Imane Khelif ile karşılaşması söz konusuydu. Türkiye Olimpiyat Komitesi de bu vesileyle cinsiyet tartışmalarıyla ilgili kaygılarını dile getiren bir başvuruda bulunmuştu. Fakat Sürmeneli çeyrek finalde Taylandlı rakibi Janjaem Suwannapheng’e yenilince bu olasılık ortadan kalktı.
Bu arada Imane Khelif bu sene gökten zembille mi indi ringlere dersek, hayır, 2018’den beri kadın boksör olarak spora devam ediyor. 2021’de İstanbul’da Boğaziçi Boks Turnuvası’na katılıp altın madalya almış. 2022’deki şampiyonada da İstanbul’daymış, 2020’de Tokyo Olimpiyatları’na da katıldı, nasıl şimdi “cinsiyet değiştirdi” diye ortaya atabiliyor ve bütün kanıtlara rağmen dediğimizin arkasında durmaya devam edebiliyoruz?
Bu iddiaları öne sürenlerin kendi estetik kriterleri dışında bir tek dayanağı var; o da 2023’te Hindistan’daki IBA Dünya Şampiyonası’nda Imane Khelif’in ve Tayvanlı Lin Yu Ting’in ‘uygunluk kriterlerini karşılamadıkları iddialarıyla’, bir yasal süreç olmadan, IOC’nin ‘keyfi bir kararla’ diye tanımladığı şekilde diskalifiye edilmeleri.
Ama zaten dayanağa ne hacet çünkü şu anda sosyal medyanın büyük bir kesimine göre yarı finalde iki ‘trans’ karşılaşacak. Khelif’in yanında Suwannapheng de yandı. İsim, mevki sahibi insanlar fotoğraflarını koyup “Bu nasıl kadın oluyor yahu?” diye yazıyor ve kabul görüyor. Halbuki Suwannapheng ile Busenaz Sürmeneli 2022’de İstanbul Başakşehir’de yapılan Dünya Kadınlar Amatör Boks Şampiyonası’nda karşılaştılar, bizim boksörümüz onu yenerek altın madalya aldı. O zaman kadındı, yenince erkek oldu.
Büyük olasılıkla bu, 2023 Hindistan olayındaki Tayvanlı boksör Lin Yu Ting ile karıştırılmasından kaynaklanıyor. ‘Tay’ ile başlayan iki ülke, kısa saçlı, çekik gözlü iki sporcu, daha ne, yaz gitsin. Nasıl olsa kimse kontrol etmeyecek, hemen yayılacak. Bu olay ‘dezenformasyon’un zirve noktası olma yolunda ilerliyor, bakalım daha neler göreceğiz?