Sadece kişisel bir sorunum olsaydı bir gazete köşesini bu konuya ayırmayı düşünmezdim. Öyle ya, babamızın malı değil neticede. Ama daha facebook ve twitter’da benzeri bir şey yaşayan var mı diye sorduğum anda öyle bir cevaplar silsilesi geldi ki, hem bu kadar kolay ve açıktan haksızlığa uğruyor olmamız hem de bunu gayet kabullenmiş halimiz enteresan geldi. Neticede yazıyorum işte.
Cep telefonunu yurtdışındayken - mümkünse - sadece wifi olan yerlerde kullananlardanım. Zamanında acı tecrübeler sonucu uluslararası dolaşımı açık bıraktığımda neler olabileceğini görmüş biriyim, onu özenle HEP kapalı tutuyorum, gelen aramaları cevaplamıyor, mesajlara yanıt yazmıyorum. Gayet bilinçli ve tedbirliyim bu konuda özetle, açık kapım yok.
Hal böyleyken, gitmiş olduğum üç günlük Karadağ gezisinden her zamankinden kabarık bir faturayla döndüm. Telefonla hiçbir mesaim olmamıştı ama Vodafone öyle takdir etmiş, kullandığıma karar vermiş, ondan iyi mi bileceğim? Bilemeyeceğim elbette. Ama başta bunu bilmiyorum, iyimserim, hakları olan bir vatandaş olarak kendime güvenim tam. Ne olacak, müşteri hizmetlerini arayacağım, onlara başıma geleni anlatacağım, onlar da bakacaklar, “Afedersiniz, bir yanlışlık olmuş” diyecekler, hatayı düzeltecekler, mutlu mesut yolumuza devam edeceğiz sanıyorum, tecrübesizlik işte.
Önce müşteri temsilcisi arkadaş dinledi, baktı, “Şu şu tarihlerde arama yapmışsınız” dedi, “İşte diyorum ya, ben o aramaları yapmadım, derdim de bu” dedim. Bunun üzerine ayrıntılı döküm yolladı, görünüşe göre ben normalde beni aradığında açmadığım 444’lü Türk Telekom numarasını aramak için yurtdışına çıkmayı beklemişim. Hem de doyamayıp üç kere aramışım. Birkaç da ne olduğunu anlayamadığım numara çevirmiş, üstüne üstlük uluslararası dolaşım kapalıyken internete girmeyi de başarmışım.
Bundan sonrası sahiden can sıkıcı. Çünkü mesaj yoluyla olsun, Twitter’dan olsun, “Şikayetiniz incelendi, kullanımlarınız tespit edildi”den başka yanıt alamadım. Ben “Kullanmadım” diyorum, onlar “Kullanmışsınız” diyor. Döne döne aynı şeyi söyleyen, sana da yalancı muamelesi yapan bir müessese. Karşısında durumu kabullenmiş ve kendince önlemler geliştirmiş kullanıcılar. Herkesin en az bir anısı var, kimse şaşırmıyor, herkes derdini dile getirmeyi denemiş ve aynı şekilde geri püskürtülmüş, dolayısıyla benim de hakkımı arayıp bulabileceğime dair umut veren olmadı. Tabii Turkcell de muaf değil şikayetlerden. Buradan belki duyarlar, kimsenin güveni yok, herkes tetikte, her an kandırılmaya hazır bekliyor. Hep birlikte yapmadığımız görüşmelerin faturalarından nasıl korunabiliriz, onu konuşuyoruz.
Gelen öneriler içinde en olabiliri telefonu sürekli uçak modunda tutmak. Ama birinin acil ulaşması gerekirse ne olacak? Ayrıca gene “Yalan söylüyorsun, kullanmışsın işte” demeyeceklerinden nasıl emin olacağız? Bana kalırsa tek kurtuluş telefonu yanında götürmemek, yurtdışına çıktığın anlaşılmamalı. Karşımızda hiçbir şekilde senin sözünü dikkate almayan insanlar var çünkü. Paranın gittiği yetmiyor, sinirin bozuluyor. Ha bir de yoga meditasyon önerisi geldi ki galiba asıl çözüm o.
Nefes al, nefes ver.