Bir yılın daha sonuna yaklaşırken 2018’e dair dökümler de sardı ortalığı. Neler yaşadık, neler gördük, hangi önemli olaylar belirledi gündemimizi... Ben de naçizane, zihnimizi, dilimizi, hayatımızı meşgul eden konuları bir sıralamaya kalktım. Baktım bazıları zaten her senenin konusu, her sıkışılan anda ısıtılıyor ve hiç sekmeden karşılığını buluyor;
idrak etmekte olduğumuz “Noel Baba’ların toplu
sünnet bayramı” gibi mesela. Birkaçına göz atalım.
- Mazhar bu şarkıyı kime yazdı?
En sondan başlarsak, Mazhar Alanson’un kime - neye “yandığı” meselesi, her daim kıymetlilerimizden. Gene “Yandım yandım Kabe için” dedi, gene kıyamet koptu. Murat Meriç Gazete Duvar’da olayın tarihçesini anlatan şahane bir yazı yazmış, keşke okusak da artık 2009 yılında çıkmış “Mazhar Olmak” kitabında bile şarkıyı Medine’ye yazdım dedi diye kendisine kızanlar olduğunu söyleyen Alanson’a şaşırmalara ve kızmalara doysak.
- Zerrin Özer’in açıklamaları
Her yılın belli bir dönemi var, Zerrin Özer o tarihte ‘olay yaratacak’ bir açıklama yapıyor. Aslında dört beş ana konu var, bunlar dönüşümlü olarak yürürlüğe giriyor balık hafızalarımızın gündeminde. Bir yıl tecavüze uğradığını itiraf ediyor misal, bir diğerinde tecavüzcüsünün kimliğini açıklıyor. Ülkeye dair hangi gözleme dayandığını bilmediğimiz bir Türk erkeklerinin yüzde 50’sinin biseksüel olduğu bombası var, 2018’in payına da “Kız çocukları evlenene kadar bakire kalmalı” düştü. ‘Çocukları’ üstelik, evet!
- Şiddet gören meyve portakal
“Pişmiş tavuğun başına gelmedi” atasözümüzü “portakalın başına gelmedi” olarak değiştirmeyi öneriyorum. Hollanda’ya mı kızdın, portakal bıçakla. ABD tepeni mi attırdı? Hedef Washington portakalı. Bu yıl da Fatih Portakal’ı protesto etmek isteyenler portakala yöneldi. Hiç değilse sıktıkları suyu içmişler, buna da şükür. Yazıktır, günahtır, nimet o, dünya güzeli bir meyvemiz, C Vitamini depomuz, hırpalamayalım.
- Menemen soğanlı mı olur, soğansız mı?
Bu topraklar Adile Naşit ile Münir Özkul’un meşhur “Turşu sirkeyle mi limonla mı kurulur?” tartışmasından beri böyle verimli ve yüksek katılımlı bir münazara görmemişti. Vedat Milor “Türkiye’nin en büyük gastronomi problemi” diye esprili bir anket açtı, 437 bin 657 kişi katıldı ve yüzde 51 ile soğanlı kazandı. Milletçe dert üstü murat üstü olmaktan canımız sıkıldığı için doyamadık biz bu konuya. Milor da soğan fiyatlarındaki artış üzerine “Herkesi itidale ve sağduyuya davet ediyorum. Eğer sakin kalıp rasyonel hareket edebilirsek en azından menemeni bu işten kurtarabiliriz” diye tweet attı. En azından esprili bir tartışmaydı.
- Canan Karatay dedi ki...
Bir tıp doktoru olan Prof. Dr. Canan Karatay’ın birkaç kalem mevzuu var ve yıllardır bunları hep aynı cümlelerle ifade ediyor, her seferinde şok geçirecek ne var belli değil. Ben bu cümleleri yazarken ortalık “Gluten insanı koyuna çevirir”den yıkılmaktaydı. Yakında da “Veganlık tahıl beyinliliktir” diyecek, bu da benim 2019 tahminim olsun. Gündeme bomba gibi düşecek, demedi demeyin!