Üst akıl, insanlıktan beklentisini duyurmaya hazırlanıyor. Sonlardan, bitişlerden çok başlangıçlara, yeniliklere odaklanalım. Hayat bilmediğin, deneyimlemediğin bir hızla akıyor. Ona yön vermesi gereken sensin. Geçip giden, geride kalan her şeye herkese izin ver…
Zamanın ilerisinde bir sorumluluk, irade ve mantık performansı sergilemeye hazırlanmalıyız. Tüm zamanlar iç içe yaşanıyor farklı gelecekler inşa ediliyor. Çorbada tuzun olsun, geleceğin Dünyasına bir katkın olsun istiyorsan, düşünmeye başla. Dünyanın gelecekte nasıl bir yer olmasını istediğine kafa yor…
Dolunay, diğer insanlarla, hayatla, sevdiklerimizle, tutkularımızla, işimizle, okulumuzla, yaşadığımız şehirle vb. aramızda görünmez duvarlar, mesafeler varmış gibi hissetmemize neden olacak olaylara gebe. Kimi nedensiz bir yalnızlık duygusuyla sarsılırken kimi de en yakınlarıyla yollarını ayıracak.
Yeteneklerimizin, sorumluluk anlayışımızın, başarılarımızın, ciddi-ölçülü tavrımızın daha fazla takdir edilmesi gerektiğini düşünmekteyiz. Kırılıp, gücenip
Asırlardır inandığın her şey yalan, her şey eksik mi? Yengeç yeniayı bireysel ve kolektif bilinçaltı temizliğine hazır olman lazım diyor. Yeniay aniden gelişen olaylara gebedir. Dolayısıyla karar alırken acele etme. Ani gelişen ilişkiler, aşklar, anlaşmalar, terfiler…
Bu Yeniay dolunay doğasında gerçekleşiyor. Büyük başlangıçtan önce büyük sonlar yaşanmalı…
Zorlukları, acıyı idealize eden sistemler, inanışlar popülaritesini yitiriyor. Gerçekte sağlık, mutluluk, bolluk ve neşeyi onaylamayan bir inanç sistemi, geleneği yoktur. Disipline olmamız, zorluklar karşısında motivasyonumuzu kaybetmememiz için zor olanın değerli olduğuna inanmaya yönlendirildik. Manevi onay alabilmek için iyi ve kusursuz olmak zorunda olduğumuza inandık. Kendimizi yeterince temiz ve günahsız hissetmediğimiz için kolaylığı, güzelliği, bolluğu hak etmediğimize emindik. Zamanla bu aldanış hayatımızı daha da zorlaştırdı. İnanç sistemleri ve rehberler bu aldanışı tırmandırdı. İçinde bulunduğumuz dönem, bu bilinçli aldatmacanın sona
Kendine mi, hayata mı, ailene mi, kaderine mi, sevgiline mi, talihine mi, kardeşine mi, Tanrı'ya mı meydan okumak istediğini bilmiyorum. Tek bildiğim; kararsızlığın yüzünden her şeye herkese kızgınsın. Karar vermenin ezici sorumluluğunu taşımaya cesaret edebilecek misin? Dolunay gerçeklik algını zora sokabilir. İnandıkların, kendini adadıkların birer birer elinden kayıp gidebilir. Eskisinden daha ileri bir bakış açısına sahip olduktan sonra karar vermen daha iyi olabilir. Başarısız olma riskin azalır, geçici hislerle karar vermiş olmazsın. İşte dolunay buna imkân yaratmak istiyor. Hep birlikte daha büyük bir gerçekliğe adım atmamızı destekliyor.
Neyi kaybetmekten korkuyorsun?
Dolunay, her şeyi doğru, tam, hakkıyla yapıp yapmadığını sorgulamana neden olacaktır. Kendinde veya karşı tarafta bulduğun eksikler seni eskisinden daha fazla rahatsız eder. İlişkide, evde, işte, ailede yolunda gitmeyen ne varsa iyileştirmek, düzeltmek isteyebilirsin. Bazıları yolunda gitmeyen konularla alakalı karşı tarafı suçlamaya meyilli olacaktır. Özgürlüğünü, sağlığını, mutluluğunu,
Yeniay, zihnini ve özünü korumanın her şeyden önemli olduğu ‘’O Anın’’ geldiğine işaret ediyor.
Yeniayda daha aktif, hareketli, meraklı, bilgiye-deneyime aç hale geleceğiz. Zihnimizin bedenimizi zorlayacağını söylemek yanlış olmaz. Büyük projelerimizi hayata geçirmek için koşturup, duracağız. Kökten bir değişimin kıyısında büyük kararlar alarak ilerlemek durumundayız.
Hedeflerimiz, hayallerimiz, ideallerimiz, dünkü doğrularımız tamamen değişebilir. Bu değişimi sindirmekte zorlanmak istemiyorsak, kendi sesimizi duymayı öğreneceğiz. Gelip geçici, yüzeysel, zaman dolduran ancak değer katmayan eylemlerden, kişilerden, ilişkilerden uzak durmayı başarmalıyız.
Bu arada Venüs, Merkür, Jüpiter İkizler burcunda toplanmış yeniaya eşlik ediyor. Kaderi bir karar anının yaklaştığını söylemeliyim. Bu gezegenler bir karar almak ve bu kararı uygulamak hatta tebliğ etmek için toplanmış olmalılar. Ne hak ettiysek ona uygun bir karar çıkacağı, kader yazılacağı mutlaktır. Dileyelim ki insanlığı iyiye, güzele,
Dolunaylar tamamlanma enerjisi taşır. Maddede ve manada büyümeyi teşvik eder. Yay burcunda bir Dolunay ise bildiğinden fazlası olduğunu anlamanla alakalıdır. Bildiğini terk et, bildiğini ilerlet, bildiğini bilmeyene ikram et…
En büyük arzun ne? Sağlıklı, başarılı, zengin, güzel, evli, mutlu, çocuklu olmak mı? Arzularına ulaşmanın çok kolay bir yolu olduğunu söylesem ne dersin? Hatta Dolunay, bu kolay yolu bulmana yardım edebilir. Bolluk Bereket arayışı olanlar, sezgisel yaratıcılığa odaklanırsa, zafere ulaşacaktır.
Bildiğini terk et, bildiğini ilerlet…
Umudunu kestiğin ne varsa, şöyle bir hatırla. Ne yapsam olmadı, denemediğim bir yol kalmadı dediğin şeyleri gözden geçir. Bu isteklerin, özünle uyumlu olsaydı, gerçekleşirdi. İstediğin aşk, iş, okul, araba, yaşamak istediğin ev, şehir, eş, iş birliği yapmak istediğin insanlar, otaklık etmek istediğin kişiler özünle uyumlu mu? Mesela böcekten sinekten korkan, bahçe işlerini sevmeyen birisin ve bahçeli bir evde yaşamak istiyorsun. Tüm akrabaların, arkadaşların
8 Mayıs 2024 Boğa yeniayı; bolluk-bereket konularında devam eden süreçlerin, tamamlanıp, sistematik olarak ilerlemesinin yolunu açmakla ilgilidir. Sen bunu karmaşık gibi görünen cümleyi, doğrudan “bolluk bereket vakti geldi” diye kabul edebilirsin. Ben ise gereği yapılmadan, bolluğun-bereketin gelip seni-beni bulmayacağını hatırlatmak isterim. Zira insan büyümüş, insanlığın tabi olduğu kurallar değişmiştir. Bu yeni evrimsel ve evrensel gerçekliğin içindeki rolümüzü öğrenmek durumundayız.
İnsan, düşünce üretmekle görevli, İlahi bir jeneratör gibidir. Düşünce potansiyelinle her şeyi var eden sensin. Hayat akışını değiştirmek, hayallerine kavuşmak, istediğin arabayı almak, zengin olmak, sevdiğin adamla evlenmek istiyorsan düşüncelerini değiştirmek zorundasın. Bu sanıldığı kadar kolay bir şey değildir. ‘'Düşündüğüm hiçbir şey olmuyor’’ da diyebilirsin. Başta insanın özüyle bağı sağlamdı. Gerçek arzularını, tutkularını, ihtiyaçlarını yaratmak kolaydı. Zira öz arzular yaratım
Uranus – Jüpiter ile en son 1941’de Boğa burcunda buluştu. Dileyenler o dönemdeki ekonomik ve siyasi süreci araştırıp bugünle eşleştirebilir.
Geleceğe hazırlanmak, gelecekle hizalanmak
Yeni Dünyanın yaratım stratejisinin ‘’Ruhsallık’’ olduğunun farkına varanlar sizin için yazıyorum.
Yaşamını inandıklarına adayacak cesareti olanlar, vakti geldiğinde değişim için harekete geçmekten korkmayanlar sizler de okumalısınız…
Ruhsal ve dünyasal enerjinin, bir şekilde eşitlenmesi gerekiyor. Eşitlenme sürecini, bütünsel bir uyumlanma olarak ele alabiliriz. Eşitlense iyi olur değil, eşitlenmek zorunda. Çünkü eşitlik bozulduğunda krizler, yokluklar, kıtlıklar ve savaşlar başlar. Tıpkı şu dönemde olduğu gibi. İnsanlık ipin ucunu kaçırdığı anda, şu anda olduğu gibi gökyüzü müdahale eder.
Boğa burcundaki, Uranüs ve Jüpiter kavuşumunun nedeni bellidir. Belli ki bozulan dengeyi, yeniden tesis etmek için fikir alış-verişinde bulunup, yeni bir uygulama başlatacaklar. Bireysel ve kolektif açıdan durum değerlendirmesi
Biz bir devrin; ezel-ebet yolculuğundaki görevini, tamamlamasına tanıklık eden, çok özel bir nesiliz. Dünya da, sen de geçmişi hafızandan siliyorsun. 0, görevini tamamlamış, hükmü yerine getirmiş her şey ve herkes gibi, sessizce sonsuza uğurlanıyor.
Yıllardır “anda olmak” isteyen sen değil miydin? İşte şimdi okuduğun kitapların, aldığın eğitimlerin, huşu içinde gerçekleştirdiğin ritüellerin meyvesini toplayacaksın. Anda olmanın ilk adımı, geçmişten arınmaktır.
İkinci adım yani gelecekten özgürleşmek için biraz daha beklemelisin. Zira geleceğe söz geçirmek (ana nüfuz etmek, yön vermek, ol dediğinin anda olması) Tanrılara kolaydır.
Ay, iç dünyamızla, dolunay ise tamamlanma, dönüşüm ve değişimin kaçınılmaz oluşuyla alakalıdır. Akrep dolunayı; fikirlerine, beklentilerine, hedeflerine, arzularına, dileklerine, inançlarına derinlik ve yoğunluk kazandırır. Değişmemiş gibi görünen her şeyin eskisinden farklı, değiştiğini düşündüklerinin ise eskisinin aynısı olduğunu fark edebilirsin.
Hatalarını,