Özellikle ekran başına oturup beklemediğim, dizilerden fırsat buldukça izlediğim yapımlara karşı nedendir bilinmez bir başka hassas oluyorum. İstiyorum ki, bunlar her hafta bir film çekme telaşındaki dizilerden daha kaliteli bir şeyler ortaya koysun. Türü ne olursa olsun içeriği kurgunun ötesinde gerçekçilik yansıtsın.
İşte bu ruh haliyle baktığım yapımlardan biri de ‘Yetenek Sizsiniz Türkiye’…
Acun’un pazarlama mahareti sayesinde yurdumuzda sevilen ve bol reyting toplayan bir program haline gelen yarışmanın içeriğini, dışarıdaki örnekleriyle kıyasladığımda bir türlü tatminkâr bulamadığımdan olsa gerek her daim eleştirecek bir nokta dikkatimi çekmiştir. Ya katılımcıların abartılan yeteneklerine takılmışımdır ya da jürinin falsolarına.
Ama bu yıl görünen manzarada durum çok daha vahim!
***
Şimdilik jüriden yana bir kusur yok. Ancak programda sergilenenlere bakarsak, jürisine Eser Yenenler’i katarak nihayet üçüncü kişide isabeti tutturan Acun’un yetenek avcılığı sıfırı tüketmek üzere gibi görünmekte.
Kanal D’deki ‘Bırakın Konuşalım’ programına bağlanıp Nagehan Alçı’ya ağzının payını vererek aslında kendi kendisine gayet yeteceğini ve kimsenin desteğine ihtiyacı olmadığını bir kez daha ispatlayan Hülya Avşar’ı kanatları altına aldığı haberi gündeme pompalanan Acun’un bu gözde programında yarışmacı olarak çıkartılanların büyük kısmı tam manasıyla evlere şenlik!
Nadiren kayda değer beceri sergileyene rastlanan, buna karşılık bolca ‘Azı dahi akla zarar’ dedirten yeteneklerin yer aldığı programda daha önceleri izlediğimiz ilginçliklerin sayısı şimdiye kıyasla çoktu.
Aslında bunlar da, yabancı yeteneklerin yanında oldukça sönük kalıyorlardı ama olsun… Bizim mevcutlarımız arasında ve insanımızın kolay yoldan başarıyı yakalama hevesinde yine de ehven-i şerdi.
Lakin bu sezonki ‘Yetenek Sizsiniz Türkiye’nin katılımcılarının performansları eskiye oranla daha beter.
***
Yetenek sergiliyoruz yutturmacasıyla insanları kandıran ve gerçekten büyük maharetler sergiliyormuş havasına bürünenlere verilecek örnek o kadar çok ki… Her çeşidinden ne ararsanız mevcut!
Eline mikrofonu kapıp bir şarkı terennüm edenlerin sergilediklerine bakıp ‘Bunun için zaten ses yarışmaları dolu. Şarkı söylemenin neresi yetenek’ diye sorgularken devreye en kolayından konuşmayı şarkı diye yedirenler giriveriyor…
Rap ayağına kafayı yan yatırıp erkeksi havalara bürünerek bu duruşunu verdiği kilolara bağlayan ve Eser’le ‘şişman’ muhabbetine giren yarışmacıyla partneri ‘Yeteneğe gel yeteneğe’ diye çığlık attırıyor…
Tarif etmek için bile kelime bulamadığım ‘gülme’, ‘ağlama’ garabetliklerini, ilkokul çocuğundan beter bir sunumla sahneleyip bunları özel yetenek diye kakalamaya kalkışan vatandaş, saf ayaklarında duygu sömürüsüyle ‘Evet’ avcılığına yeltenerek ‘Yeteneğin, kabul oyu dilenciliği’ne dönüşümüne şahitlik ettiriyor…
Piyanist şantör edasında boyundan büyük pozisyonlara sokulup aslında kendisine iyilikten ziyade kötülük edilen (ki sesi ne kadar güzel olursa olsun, ekranda malzeme yapılmak yerine ona çok daha başka olanaklar sağlanabilir) çocukla, sömürünün boyutları düşündürüiüyor…
Paşa paşa dört ayaklı dostumuz ışıktan, yorgunluktan, sudan problemlerle kafasına göre takılırken, garibim sahibine ecel terleri döktürüp salondakileri güldürüyor… Böylece insanların çektiği yetmiyormuş gibi hayvancıklar da sahiplerinin hırsına alet ediliyor. Ayrıca şakır şakır toplama yaptığı iddiasına karşı, ‘Komşunun köpeğini çaktırmadan getirmişsin sanki’ diyen Eser’in süper yorumuyla ‘yapamama’nın tadı da hissettiriliyor…
***
Hani arada, anlamanın tanımını yapan ve klasik hızlı okumanın bir adım ötesine geçerek bir kitabı 5-6 dakikada okuyup özetini veren İbrahim Yıldız’ın eğitmen mantığı ve yöntemi… Salih Biga Kara’nın kafa buldurucu Grafitti performansı… Ya da annesinin görünümüyle Hülya Avşar’a ‘Yok artık’ dedirten yarı Kıbrıslı yarı İngiliz Güven Kardeşler’in Shaolin Kung Fu gösterisi gibi özellikli birkaç sunum da olmasa tam bir uyutmacaya dönüşecek, yaş ortalaması gittikçe düşerken yetenekleri de kısırlaşan bu sezonun ‘Yetenek Sizsiniz Türkiye’si!
Sevgili Acun, yok mu şöyle gerçekten kayda değer emek verdiğini belli eden, dişe dokunur yeteneklerimiz? ‘Yetenek’ denilen şey bu kadar ucuz olmamalı, insanlar uyutulmamalı!
Anibal GÜLEROĞLU