Türkiye onları sanal medyadan tanıdı. Kendi yağlarıyla kavurdukları videolar milyonlarca tık aldı. Kendilerine, Alfred Hitchcock’un 1960 yapımı ‘Psycho’ filminden esinlenip ‘Bates Motel Productions’ adını takmışlardı. 2000’li yılların başında doğan saçma sapan videolar çekme güdüsünün bir ürünüydüler! Kısaca BatesMotelPro olarak anılan ekip, adeta virüs gibi hızla yayılan ‘Viral Video’ modasının gelişmeye uygun bir fırsat olduğunu çabucak kavradılar.
2007’de ‘Si Tu Savais Combien Je T’aime’ adlı parçayı ‘Sütü Seven Kamyoncu’ videosuna dönüştürdükten sonra gördükleri ilgiyle TV programlarına konu oldular. 2009’da ‘Git Burdan’ çalışmasıyla Beyaz Show’dan ekran başındakilere seslendiler. 2011’de tarzlarını geliştiren Volkan Öge, Tansu Tunçel ve Ömür Cedimağarbeş üçlüsü, toplumun dizi tutkusunu internete yaymayı görev edinip beş bölümlük ‘Patlak Sokaklar’ internet dizisini yaratınca sinema filminin temeli atıldı. Viral videoların ne denli ilgi çektiğini gören ANS Prodüksiyon’un desteği de alınınca ‘Patlak Sokaklar-Gerzomat’ beyazperdeye çıktı.
Öykü, daha doğrusu yeni nesil Törkiş absürd komedi denemesi, Amerikaniş Albatros Hapishanesi’nin hücresinden başlar. Diğer mahkûmların güvenliği için tehlikeli görülen azılı Black Jack başka bir yere nakledilecektir. Jack intikam ateşiyle yanıp tutuşmaktadır. Nitekim bu yangının alevleri, nakil aracının patlama anında Jack’in siyah gözlüklerinden çok net görülür. Jack’in hedefi, ‘Gerzomat 230-TVP’yi ele geçirip tehditlerini savurmaktır. Karşısındaysa Dedektif John ve yardımcısı Billy vardır…
Viral video kahramanlarını sinema filmine taşıyarak Türkiye’de bir ilki gerçekleştiren ‘Patlak Sokaklar-Gerzomat’, John Lemmon-Billy Billyikilisinin sorunlu çocukluğunun acısını toplumdan çıkartmayı amaç edinen Black Jack’e karşı mücadelesi! Sinema ve TV’de sıkça boy gösteren Amerikan polisiyelerini ‘ti’ye alan yapımda absürd eleştiriden nasiplenmeyen yok. ‘A.M.K.-O.Ç.’ diyerek sanal medya tarzı küfreden dedektifler, orijinal filmleri katleden ‘kötü dublaj’ı mükemmel örneklemekte. Repliklerin, çeviri esnasında anlamsızlaştırılmasını eleştirirken ‘Lanet olsun, hey adamım’ tarzı sözcükleri bolca kullanarak amacını vurgulayan yapımda, Türkçenin katledilişi birebir resmedilmekte. Dublaj noktasında, ağızla uyuşmayan konuşmaları taşlamayı da ihmal etmeyen ‘Patlak Sokaklar-Gerzomat’ta, güzel kadın dedektif Jennifer, Komiser Peter Şahin, IQ ölçümü 180’in üstünde olan Prof. Mary Jane ve ‘geyik’ amblemli merkeze motoruyla gelen General renkliliği artıran çeşniler.
İnternetteki‘Minibüs’ videosunu geliştirerek bünyesine katan; ‘Polis Akademisi, Zor Ölüm’ gibi yapımlardan ilham alarak karakterler yaratan; ‘Açıklamazsan ben açıklayacağım. Hodri meydan’ söylemiyle, kürsü yumruklayıp birbirlerini tehdit eden siyasilerle gırgır geçmeyi ihmal etmeyen; isyanlarını içlerinde yaşayıp acımadan adamı ‘face’ten silen ‘Apaçi’ gençliğini ağına düşüren; belediyelerin sokaklardaki otopark işgalini diline dolayan; marka tutkusunu imaj için kullanılan pahallı marka poşetleriyle saptayan; ‘Kim Milyoner Olmak İster’ yarışmasını malzeme yapan; Rock müziği ‘satanistlik’ tehlikesi görenleri satır arasına sıkıştıran; doğal yaşamı kurdukları tuzaklarla bozan iki ayaklı ayılara, hayatı spontan yaşayan gerçek ‘Ayı’ karakteriyle cevap veren ‘Patlak Sokaklar-Gerzomat’ın asıl vurucu darbesi TV programlarına!
‘Milletçe kavgaya bayılıyoruz’saptamasıyla yetenek-dans-ses yarışmalarını, futbol ve tartışma programlarını, reality showları diline dolayan ‘Patlak Sokaklar-Gerzomat’, bunların ‘halkı aptallaştırma’ amacı için yaratıldığı mesajını vermeyi amaç edinmiş. Görüntü yönetmenliğini Ulaş Zeybek’in üstlendiği renkli yapımın bir diğer özelliğiyse, kan yerine konfeti fışkırtılması ve çatışma sahnelerinin yumuşak bir müzik eşliğinde ağır çekim bale zarafetinde verilmesi. Bu canlandırmayla, bol kanlı şiddete karşı olduğunu gösteren ‘Patlak Sokaklar-Gerzomat’ için söylenecek son söz; sinemasal yönü güçlü olmayan yapımın, medyanın toplum üzerindeki uyutma görevini özellikle yeni neslin hoşuna gidecek tarz dille irdeleyen keyifli bir seyirlik olduğu. Sosyal medyadan edinilen hayranlara bakılırsa, tarzıyla sinemamıza yeni bir yol açan film izleyici sıkıntısı çekmeyecektir. Devamının geleceği de kesin!
Anibal GÜLEROĞLU