‘Yaratıcılığın iki boyutu vardır. İlki, bilgi ve beceri; ikincisi ise yeniliktir’ demiş eğitimci filozof John Dewey. Günümüz dünyası bu konuda oldukça hızlı yol almakta. Gerek teknolojik gelişmeler, gerekse kişisel tercihlerin doyumsuzluğu sayesinde yaratıcılığın ve yenilikçiliğin sayısız örnekleri sunulmakta bize.
Nasıl ki, kurgular cephesinde de hayal gücü çeşnisinin alabildiğine renkli yansımaları mevcut. Özellikle doğaüstü hikâyeler anlatmaya niyetlenenler, bilimkurgu türüne yönelenler sıradanlıktan sıkılıp farklı şeyler görmek isteyenlere ilginç alternatifler sunabiliyorlar. Gerçi alternatifler bollaştıkça hem seçim yapmak güçleşiyor hem de bir noktadan sonra içerikler benzeşmeye başlıyor ama yine de bu türlere yönelik ilgi tam gaz devam ediyor.
Nitekim ‘Pavyon’ ile eğlence dünyasını belgeselle yansıtarak güzel bir hamle yapan… Sekiz bölümlük ‘Alef’ dizisiyle polisiye türüne mistik bir hava katıp alışılmışın ötesine geçen Blu TV, şimdilerde bir başka yenilikçilik örneği için kolları sıvamış... ‘Yarım Kalan Aşklar’ yenilikçiliği!
YENİDEN DÜNYAYA DÖNME FANTAZİSİ
Televizyona ciddi anlamda rakip olmaya başlayan dijital platformların günümüz kurgu dünyasının yaratıcılık ve yenilikçiliği adına önemli olduğu muhakkak. Blu TV de, çeşitli özel yapımlarla bu yarışa katkıda bulunmakta. Lakin Blu TV’nin ‘Yarım Kalan Aşklar’ yenilikçiliğine göz atmadan önce, televizyon-dijital platform rekabetinde gerçekçi saptamalar yapabilmek için, bir hususu vurgulamak isterim…
Şöyle ki; senarist ve yönetmenin hayal dünyasından gelişen yaratıcı-yenilikçi içerikler, herkesin erişimine açık olan televizyon yapımlarına kıyasla dijital platform dizilerinde daha rahat varlık gösterebilmekte. Sinema filmlerinde de geçerli olan bu durum haliyle ücret karşılığı erişim sağlanan mecralar için yaratıcılık adına bir avantaj olmakta. Televizyon dizilerinin içerikleri, belli konu çerçeveleriyle kısıtlı kalıp yeri geldiğinde uzun süreleri ve çok yavaş ilerleyen akışlarıyla bıktırırken daha özel şartlara sahip olan dijital platform senaryoları bu dezavantajlardan uzak. Zaman doldurma zorunluluğu olmadığı gibi, konu ve karakter özgürlüğüne da sahipler. Dolayısıyla, istisnalar hariç, dijital platform yapımlarında içerik başta olmak üzere her hususta kalite artmakta. Böylece izleyicinin ilgisi de buralara kaymakta… Ki, salgın günlerinin şartları, bu platformları televizyona ciddi alternatif haline getirdi.
Bu gerçek doğrultusunda yakında Blu TV platformunda yer alması beklenen ‘Yarım Kalan Aşklar’a bakacak olursak…
Başarılı işlere imza atan Timur Savcı ve Burak Sağyaşar’ın yapımcılığındaki TIMS&B Productions’ın gerçekleştirdiği ‘Yarım Kalan Aşklar’ın tanıtımından anladığımıza göre, en önemli özelliği, Türkiye’nin ilk büyülü gerçekçilik dizisi olması! Peki, ‘Büyülü Gerçeklik’ denen şey nedir? Bilmeyenler için kısaca tanımlayalım. Diğer adı ‘Fantastik Gerçeklik’ olan ‘Büyülü Gerçeklik’, geneline gerçekliğin hâkim olduğu öykülerde gerçekleşmesi imkânsız sihirli-mantık dışı-fantastik öğelere yer verilmesidir. Yani bilinen gerçeklikle, normalde akılla çözemediğimiz olağandışı olayları iç içe geçirip kurgusal gerçekliğin sınırlarını genişletmek… Doğal olanla doğaüstü detayları harmanlarken bunları normalleştirerek izleyiciye sunmaktır. Klişelerden bıkanlar için çekici bir detay.
İlk kareleri medyada yer bulan ve çekimlerine yakında başlanacak olan Türkiye’nin ilk büyülü gerçeklik dizisinin elini güçlendiren ikinci etken, yönetmen ve senarist cephesinde çıkıyor karşımıza. Dizinin yönetmen koltuğunda ‘Suskunlar’, ‘Karışık Pizza’, ‘İkimizin Yerine’ gibi yapımlardan tanıdığımız Umur Turagay yer alırken, senaristliğini de ‘Poyraz Karayel’, ‘Söz’, ‘Adı Mutluluk’ gibi başarılı yapımları yaratan Ethem Özışık, Hakan Bonomo ve Ercan Uğur üstlenmiş. Bu kombinasyon yenilikçilik adına umut verici durmakta. Dijital platform olanaklarının senaryo gelişimine ekstra avantaj sağlamasından layıkıyla faydalanacaklardır.
İşin asıl büyülü kısmına gelince… Kuşkusuz ‘Yarım Kalan Aşklar’ın bize anlatacakları gerek yenilikçilik gerekse yaratıcılık adına en önemli detay olacak! Tanıtıma dayanarak değerlendireceğimiz içerik, Ozan’ın hikâyesini anlatacak bize. Ancak bu öyle sıradan bir hikâye olmayacak. Zira geçirdiği trafik kazası sonucu hayatını kaybedip doğaüstü biçimde başka birinin bedeninde dünyaya geri dönen bir adam Ozan.
Genel hikâyeyi kısaca özetlersek…
‘Yarım Kalan Aşklar’ın başkahramanları, Ozan ve Elif… Ozan, mesleğine bağlı idealist bir gazeteci… Evlenmek üzere olduğu büyük aşkı Elif de kendisiyle aynı meslekten. Gazetecilikteki gözü karalığıyla tanınan ve zor bir haberin peşinde olan Ozan’ın dönüm noktasıysa, başına gelen trafik kazası… Ozan’ın, peşine düştüğü haberle bağlantılı kazada hayatını kaybedişi hikâyenin kırılma noktası olur ve ‘Büyülü Gerçeklik’ özelliği ortaya çıkar.
Şöyle ki; Birbirlerini delicesine seven Ozan ile Elif’in hayatındaki mutlu tabloyu sonlandıran bu trafik kazasının ardından Ozan, ölüp gitmek yerine, kaybettiği hayatını yeni bir bedende canlanarak tekrar bulur. Böylece Ozan’ın olağanüstü durumunu, yaşam gerçekliğiyle buluşturan fantastik macera da devreye girer. Artık hayata başka bir bedende geri dönen Ozan’ın önünde iki zorlu görev vardır: Onu kimin öldürdüğünü bulmak ve Elif’e tüm gerçekleri anlatmak.
Görüldüğü üzere başrollerinde Burak Deniz ve Dilan Çiçek Deniz yer aldığı ‘Yarım Kalan Aşklar’ın senaryosu, araştırmacı gazetecilik dünyasına dalıp aşkla suç temalarını fantastik öğelerle harmanlayarak buluşturan bir yapıya sahip. Şayet ‘Büyülü Gerçeklik’ mantığının hakkı verilirse ve içeriğin fantastikliği yeterli görsellikle desteklenirse ortaya iyi bir iş çıkabilir.
SONUÇTA; ‘Yarım Kalan Aşklar’ dizisi için, benzerlerine yabancı yapımlarda bolca rastlasak da bizim dizi sektörümüzde ilk adım olan, yeniden dünyaya dönme fantezisi diyebiliriz.
Anlayacağınız özel yapımları ve sevilen yabancı dizileri izleyicisiyle buluşturarak Türkiye'nin sevilen dijital platformu olma yolunda hızla ilerleyen BluTV, Türkiye’de daha önce hiç yapılmamış dizi türlerini hayata geçirmeye devam etmek için bu kez ölümden dönüşle yol alan ‘Yarım Kalan Aşklar’ yenilikçiliğini seçmiş. Yolu açık olsun.
Türkiye’nin ilk büyülü gerçekçilik dizisinin nasıl bir performans sunacağını ve diğer dizicilerimize yenilikçilik alanında ilham verip vermeyeceğini merakla beklerken ‘Servet Yaratmak’ isimli kitabında yeni toplum düzeninde nasıl kazançlı çıkılabileceğini işleyen Prof. Lester Carl Thurow’un sözüyle koyalım noktayı… ‘Rekabet dünyasında iki seçeneğiniz vardır. Kaybedebilirsiniz. Ya da kazanmak istiyorsanız, değişirsiniz’.
Yeni sezonda yayınlanması beklenen‘Yarım Kalan Aşklar’ yenilikçiliğinin kazanması temennisiyle…
Anibal GÜLEROĞLU
guleranibal@yahoo.com
www.twitter.com/guleranibal