Anibal Güleroğlu

Anibal Güleroğlu

guleranibal@yahoo.com

Tüm Yazıları

İnternetten televizyonculuğun giderek yaygınlaştığı bir gerçek. Dahası halkın bu pratikliğe olan ilgisi de meydanda. Mevcut potansiyeli en iyi biçimde değerlendirmek için geriye kalan tek şey, internetten yayına geçip kaliteli ve samimi programlar üretmek. Doğan Yayın Holding de, bu ilgiden faydalanma fırsatını kullanıp başı çekmek istediğinden olsa gerek, ortaya ‘Netd’yi çıkarttı. Pek de iyi yaptı. Kanal D, D Tay, CNNTürk, Dream, Dream Türk ve TV2’yi canlı olarak izlemeyi mümkün kılan Netd, kendine özel programlara da yer vermekte. Bunlardan biri, ‘Yan Masa’.

Haberin Devamı

Salı, Perşembe ve Pazar günleri canlı olarak izlenebilen ‘Yan Masa’, ismen Kanal D’nin ‘Şanslı Masa’sını çağrıştırsa da buradaki masa olgusu bambaşka bir yapıya sahip.

Ne yalan söyleyeyim, kimi zaman gülmüş olsam bile, genelini abartılı ve danışıklı dövüş olarak görüp eleştirdiğim bir yapımdı 'Şanslı Masa'. Mantıksızlıklarla su yüzüne çıkan yapaylıklar bir yana, kendi çalar kendi söyler modundaki sunucuların komut verirken ve masada yaşananları gözlemlerken kahkahaları koyuvermelerini izlemek bana göre boşa beyin yorgunluğuydu.

Oysa Netd’nin ‘Yan Masa’sı bu minvalde boş beleş bir iş değil. Gerçekçiliği ve doğallığıyla çok farklı. Toplandık arkadaşlarla muhabbet ediyoruz ‘Yan Masa’da, havasında geçen sohbetlerde samimiyet gani gani. Sanırsınız çekim yok da Emre Canpolat, Tonguç Oksal, Seda Güven ve Metin Keçeci kendi kendine gırgır şamata konuşuyor; arada masaya buyur ettikleri konuklarının ağzından çaktırmadan laf alıyor.

***

İnternet başındakilere Cihangir havası solutan ‘Yan Masa’, hem civarda bulunan ünlülere açık kapı, hem de sanal âlemden gerçeklere akıp dobra dobra konuşmalar izlettirimekte. ‘Uzun uzuva, uzuk’ deneceği gibi faydalı bilgiler aktarması da cabası. Tabi bu son cümle Metin Keçeci’ye takılan Tonguç Oksal’ın esprisiydi.

Gözü, Emek protestosunda yediği tazyikli suyla kanlandıktan sonra daha bir ağır havaya bürünen ve toplumsal içerikli muhabbetleriyle sosyal sorumluluk köşesi gibi duran Emre’nin ciddiyeti; Doğan görünümlü Şahin kıvamındaki kadın görünümlü erkek olarak sunulan Beşiktaş taraftarı(helal) Seda’nın sevimli renkliliği; ayrancı Tonguç’un ‘Dağ benim belletirim, mal benim elletirim’ gibi deyişlerle ortamı şenlendirme teknikleri; ‘Tarzan- Ceyn’ fantezisini pek anlamayıp asansörde mi olduğunu sorarak beni hayli güldüren ve sürekli çubuklarla oynamasıyla dikkatimi fazlaca çeken Metin Keçeci’nin kendi kendine takılma halleri ‘Yan Masa’nın şenliklerinden…

Haberin Devamı

İzleyici merakının talk show, reality show ve yarışmalara kaydığı gerçeğini, internet ortamındaki hesapsız kitapsız sohbetlerle değerlendirmeyi başaran ‘Yan Masa’, eğlenceli yapısının yanında konuklarını enine boyuna sorgulamasıyla da dikkat çekici. Bunu öyle ince bir üslupla yapıyor ki, tam kıvamında bir dost muhabbeti çıkıyor ortaya. Masaya buyur ettiklerini, bunaltmadan ve işin suyunu çıkartmadan konuşturup özellerini, fantezilerini, düşüncelerini açık eden ‘Yan Masa’nın bu doğallığı, bir bakıma gelenlere de içtenlikli cevap zorunluluğu doğuruyor. Yani öyle kaçamak cevap vermek, kameraya oynamak, stüdyo konuklarının direktifli alkışlarını beklemek yok. Herkes özgür. Tabi izleyen de…

Haberin Devamı

İnteraktivitenin ön planda olduğu yayında, izleyiciler sosyal medya aracılığı ile sohbete dâhil olabiliyor, sorular yöneltebiliyor.

Dahası, Cihangir Rose Marine Cafe’ye gittiklerinde, ‘Yan Masa’ya uğrayıp kendilerini gösterebiliyor, masaya notlar, sorular bırakabiliyor.

Özetle; ‘Allah rızası için biri Metin Keçeci’nin elinden şu çubukları alsın’ demenin dışında bir sıkıntısı olmayan, Kelebekler Vadisi’ndeki Çadır Festivali’ni de ‘Bir insan kötü söz söyleyebiliyorsa benim için onun çevreciliği hikâyedir’ diyen Feridun Düzağaç sayesinde duyuran ‘Yan Masa’ya oturan bir daha zor kalkıyor ona göre!

Anibal GÜLEROĞLU

www.twitter.com/guleranibal