Yerli dizi çeşnisine sık sık yenilerin eklendiği, en iddialı oyuncuları bünyesinde barındıranların bile eskisi kadar ilgi görmediği ekranlarımızda dünya çapında üne sahip yapımların çekiciliği kuşkusuz apayrı. Dr. Who, Peaky Blinders, Hannibal derken… Farklı türden yabancı dizileri olanca renkliliğiyle Türk izleyicisiyle buluşturan TLC kanalı, sevilen dizilerin yeni sezonlarıyla adeta şölen yaşatıyor. Bu şölenden bizim payımıza düşen de, ‘Vikings’ dizisinin yeni sezonunun dört bölümünü Amerika’da ve ülkemizde yayına çıkmadan önce izlemek oldu!
Şöyle ki; Tarihi aksiyonlara meraklı olanların tutkusuna dönüşen ‘Vikings’in dördüncü sezonu, Amerika yayınıyla aynı gün yani 19 Şubat Cuma günü saat 22.25’de TLC’de başlayacak. Ancak dizinin yapımcısı olan MGM Stüdyoları bize müthiş bir sürpriz yaptı ve dördüncü sezonun ilk dört bölümünü herkesten önce izleme fırsatı yarattı. Böylece biz de kişiye özel maille yollanan linklerden izlediğimiz ‘Vikings’ dizisinin yeni sezonuna erkenden kavuşma şansını yaşadık… Tabii sürpriz bozan durumu yaratmadan yorum getirme fırsatını da!
***
‘Vikings’ dizisini özel gösterimle izlemenin ardından öncelikli sözüm, yeni sezonunda işlerin bir hayli karışacağı yönünde. Bolca ganimet elde eden kahramanlarımızın dünyasında haksızlık var, suçlama var, ihanet var, entrika var, hırs var, şiddet var… Yani tekmili bir arada yine. İzlediğim bölümlerde beni en çok etkileyen ne diye sorarsanız… Cinayetten suçlanan Floki cephesinde yaşananlar oldu. Notre Dame’ın Kamburu Quasimodo’yu hatırlattı bana. Hele mağara sahnesindeki ceza ve özverili eş pozisyonunun derinliği çok güzel oturtulmuş. Yeni sezondaki bu detayları vurgularken pırıl pırıl gözlerini kırpıştırmayı halen sürdüren Ragnar’ın yeni bir kadına yelken açtığını, onunla çılgınlaştığını da fısıldamadan edemeyeceğim. Ayrıntıya girmeden, Ragnar’ın kendisine merhamet hissettiren Hıristiyanlığın ilahi gücüyle karşılaşma yaşadığını da satır arasına sıkıştırıvereyim. Neler olup bittiğini görmek için diziyi bekleyin.
Kısacası; Bizdekilerin aksine bıktırmadan izlenecek kısalıkta yaratılan her bir bölümde kahramanlarımız adına çarpıcı gelişmeler mevcut. Yanı sıra görsellik ve müzik hep olduğu gibi mükemmel bir destek sağlıyor diziye. Bu noktada geniş kadrajdan çekimlerle sergilenen ve Bjorn’ün vahşi doğada hayatta kalma deneyimiyle bütünleşen çevre görüntülerinin çekiciliği de öne çıkıyor haliyle. Sanki dizi değil de film izliyormuşsunuz gibi.
Yeni sezonunu hasta yatağındaki Ragnar’ın Valhalla görüntüsüyle başlatan ‘Vikings’ dizisinde acımasızlık ve dövüş sahneleri de Vikinglere has bir özellik olarak yerini korumakta. Buna karşılık dizinin ortamı yumuşatan, hatta eğlenceli kılan yüzü, dini figürler çerçevesinde gelişen Paris sahneleri… Kaslı ve dövmeli vücudunu sergileyen Rollo ve onunla zoraki evlilik gerçekleştiren Prenses Gisla arasında yaşananlar ‘Vikings’ dizisine ihtiras ve mizah katmakta.
Öte yandan Rollo-Odo işbirliği ve Erlendur-Kalf-Bjorn üçgeninde entrika geliştiren dizide, Kraliçe Kwenthrith’in kurtarılışı bana pek tatminkâr gelmedi. Çok basite indirgenmiş. Bu da dizinin profesyonelliğine uymamış! Hani bu aksiyonu bizim dizilerde görsek Yeşilçam filmlerine benzetir, Amerikan yapımlarıyla kıyaslayıp bir yığın eleştiri sıralarız. Ama aynısı severek izlediğim ‘Vikings’ dizisinde de çıktı işte karşıma. Belirtmeden edemedim.
***
Sonuçta; Amerika’da ve aynı gün TLC ekranında yer bulmadan önce bölümlerini izlediğimiz ‘Vikings’ dizisinin dördüncü sezonu, yeni yüzleri ve sürprizleriyle bomba gibi geliyor.
Dolayısıyla, Thomas Harrison’ın yarattığı serinin ilk kitabı ‘Red Dragon’u esas alarak özel ajan Will Graham ve adli psikiyatrist Doktor Hannibal Lecter’ın tanışma-birlikte çalışma sürecini anlatan ‘Hannibal’ın üçüncü sezonunu başlatan… 1941’den beri sahip olduğu zenginlik, popülerlik, sürdürdüğü ikili yaşam ve şehrini koruma içgüdüsüyle Batman ile karşılaştırılarak Kara Şövalye’nin gölgesini hep üzerinde hisseden Green Arrow’un aslında kim olduğunu ortaya koyan ‘Arrow’ dizisinin üçüncü sezonunu da 11 Şubat Perşembe saat 21.30’da başlatacak olan TLC’deki ‘Vikings’ fırtınasına hazır olun. Önden izlediğim bölümlerden edindiğim izlenimle, 19 Şubat Cuma günü saat 22.25’te izleyicisiyle buluşacak olan yeni sezonu kaçırmayın derim.
Anibal GÜLEROĞLU