Anibal Güleroğlu

Anibal Güleroğlu

guleranibal@yahoo.com

Tüm Yazıları

Günümüzde sex shop’larda satılan, fantezilerle süslenen cinselliklerin oyuncağı olan ve türlü çeşidi bulunan vibratörlerin nasıl olup da icat edildiğini biliyor musunuz?

Bilmiyorsanız, 1880’li yılların İngiltere’sinde tıp bilimine hizmet için yaratılan ve sonrasında tüm dünyaya ‘çağımızın aleti’ olarak yayılan vibratörlerin ya da ilk dönem adıyla elektrikli masaj aletinin keşfini gayet eğlenceli bir dille sunan ‘Mutlu Et Beni’yi izlemenizi öneririz.

Biliyorsanız da fark etmez. Çünkü hem kadın orgazmını alabildiğine öne çıkartan yapımdaki farklı bakış açısıyla bilginizi pekiştirmiş olursunuz, hem de içerikteki komedinin keyfine varırsınız.

Haberin Devamı

***

Orijinal ismi ‘Hysteria’ olan fakat dilimize ‘Mutlu Et Beni’ etiketiyle adapte edilerek çekiciliği artırılan yapımda ana tema, cinsel açlık çeken ve bundan dolayı histerik kabul edilen kadınların derdine çare olmak.

Cinsel tatmin eksikliğinden kaynaklanan gerilimin hastalık olarak algılandığı yıllarda bunun tedavi yolu, muayenehanede doktora ‘vulva masajı’ yaptırmak!

Doktorun haftalık seansları sonucu iyileşmenin mutluluğuna(!) varan kadınlar, doğal olarak parasal gücü olan kesimden.

Dar anlamda cinselliğe indirgersek, arzuların tatmini olgusuyla karşımıza çıkan ‘mutluluk’, yoksulların erişemeyeceği bir tedavi yöntemi olduğundan o yılların şartlarında fazlaca coşkulu davrandıklarına kanaat getirilen parasız kadınlar için düşünülen çare ise rahimlerini almak. Kadınların böylece sakinleştiğine inanılıyormuş.

***

Gerçek olaylardan esinlenilerek yaratılan ‘Mutlu Et Beni’, bu ikiyüzlü sisteme güzel bir örnek.Kadın kimliğindeki her tür patlamayı, isyanı histeriye bağlayıp parası olana ‘vulva masajı’yla tedaviye soyunan doktorun müdavimleriyle, dönemin sosyal yaşamından kesitler sunan yapım, erkekler kadar kadınların da ihtiyaç duyduğu orgazmı komedi diliyle işlemekte.

1880’li yılların İngiltere’si… Tıpta sterilizasyonun, bakterilerin varlığı yeni yeni gündeme gelmekte… Kadınlar evin dışında henüz pek varlık gösterememiş. Yoksulların, toplumun parazitleri gibi görüldüğü ve neredeyse yaşam hakkı tanınmadığı böylesi bir ortamda tıptan yana gelişmeleri takipte ısrarcı davranarak gittiği her hastaneden kovulan Dr. Mortimer Granville, başkahraman. Elektriği kullanarak icatlar peşinde koşan zengin arkadaşı Edmund ise bilmeden vibratörü yaratan kişi.

Haberin Devamı

Yağlanan ellerle bolca verilen masaj seanslarından, vibratörle mutlu olmaya geçiş yapan ‘Mutlu Et Beni’de, parayla ün mü yoksa aşkla karışık ideal mi, sorusunun cevabı öykünün sonunda.

***

Yönetmenliğini Tanya Wexler’in üstlendiği ‘Mutlu Et Beni’, tıpkı zıtlıklarla işlenen konusu gibi seyircide farklı izlenimler bırakan bir yapım.

Vibratör temasıyla kadın cinselliğinin tatminine odaklanan yapım, erkeklerin yetersizliğini öne çıkartarak kadın savunuculuğuna soyunmuş. Ama bunu yaparken kendini öylesine cinselliğe kaptırmış ki, doğru yerlerine uygulanan basınçla tedavi(!) için ortalığa döktüğü kadınları hem biçare durumuna düşürmüş hem de uzun uzun verilen masaj sahneleriyle adeta aşağılamış.

Haberin Devamı

‘Mutlu Et Beni’nin bir başka çelişkisi de kadın özgürlüğü konusunda. Bir yanda baba sözü dinleyen ve onun istekleri doğrultusunda kendini geliştiren uslu kız modeli var. Diğer yanda halkevlerinde çalışıp kadınlara oy hakkı peşinden koşan idealist-sosyalist Charlotte… Kıyaslama yaratan ve özgür kadın modelini yücelten senaryonun aksaklığı, mahkeme sahnesinde yolunu şaşırması. Savunmayı ve kararı erkek karakterlere bırakıp ‘kadının özgürlüğü erkeğe bağlıdır’ algılamasına sebep olması, koparttığı özgürlük fırtınasını bir anda sıfırlıyor. Bu ise Maggie Gyllenhaal'ın canlandırdığı Charlotte rolünü tamamen anlamsız kılmakta.

***

Elektrikli masaj(!) aletinin hizmetinden faydalanmak isteyenlerin oluşturduğu kuyrukla, kadın orgazmı mesajında işin suyunu çıkartan ‘Mutlu Et Beni’de, Kraliçe’nin odasına kadar yollanan vibratörün işin içine girmesi, tamamen meslek hastalığı sonucu…

Hugh Dancy'in canlandırdığı, İngiltere’deki sağlık sisteminin sefil durumda olduğunu haykırarak resti çeken yenilikçi Dr. Mortimer’ın elini sakatlayacak derecede ‘vulva masajı’na kendini kaptırması, vibratöre giden yolda ilk adım! İşlevselliği ve etkisi konusunda ilk denek ise parasını peşin alan bir zevk işçisi…

Ötesi, cinselliğin sadece sinir uyarılması sonucu atılan elektrik fazlası şeklinde sunulma komedisi.

***

İngiltere’nin iç sıkıcı atmosferinde sesi kısılan operacıya arya söyleten ve övgüler dizilerek adeta ‘her kadına lazımdır’ havasına sokulan vibratörün öyküsünü izlerken, uzun uzun verilen masaj seanslarını gereksiz abartı olarak görüp ‘Mutlu Et Beni’yi vibratör reklamı gibi algılayabilirsiniz.

Buna karşın dönemin özelliklerini yansıtma açısından gayet başarılı mekânların yaratıldığı ‘Mutlu Et Beni’nin romantizmden nasiplenmemiş işlenişinde, böylesi ayrıntılara önem vermeyip masajlarda yaşananları eğlenceli bularak keyfini çıkartmanız da olası.

Analiz etmesi bizden, deneme tercihiyse her zaman olduğu gibi sizlerden.

Anibal GÜLEROĞLU

www.twitter.com/guleranibal