Yaşamın en büyük gerçeklerinden biri, insanları hayatları boyunca sürekli bir yarışmacılığa sokması! İşimizden, aşkımıza kazanmak için hep bir koşturmaca ve yarış içindeyiz. Yarışmanın özü de, başarılı rekabetçilikten geçiyor haliyle. Bu aşamada da beceriler ve yetenekleri sunma taktikleri giriyor devreye. Nasıl ki iş adamı Donald E. Petersen de ‘Rekabetin kalbi ve ruhu, müşterileri cezp etmeyi bilmektir’ demiş!
Daha net ifadeyle rekabet olayında kazanan taraf olabilmek için öncelikle ‘Malı satmayı bilmek’ çok önemli. Bu sözün doğruluğunu hem kişisel yaşamlardan hem de çevredeki gelişmelerden edindiğimiz deneyimlerle biliyoruz zaten. Yanı sıra televizyon dünyamızdaki rekabetçilikte de müşteriyi cezp etme taktiklerinin ne denli işe yaradığı malumumuz.
Diziciler veya filmciler kapsamlı ve mantıklı içerik yaratmaktan ziyade, izleyici tarafından sevilen yüzleri kadroya alma peşinde koşuyor mesela… İşe de yarıyor doğrusu. Aslında birbirinin kopyası konularla ekrana çıkartıldıkları için rekabetçiliğin baş unsuru olarak geriye sadece oyuncu performanslarının kaldığını da kabul etmek lazım.
Pıtrak gibi yaz ekranını dolduran dizileri bir yana bırakırsak, televizyon dünyamızda en rağbet gören diğer yapım türü yarışmalar. Her sezon türlü yarışma formatı çıkıyor karşımıza. Bunları izleyicimize sevdirmek için de yine ünlü yüzlerden faydalanılıyor. Ama ne yazık ki, dizilerde olduğu gibi, yarışmaların hepsinin sıkı rekabetçilik sergilediğini söylemek de imkânsız. Çünkü yarışmaları sunma olayında sadece ünlülük yetmiyor. Yanı sıra çene kuvveti ve sağlam şov yeteneği de gerekiyor. Tıpkı İlker Ayrık gibi!
İLKER AYRIK ‘STAR’LAŞARAK KAZANDIRACAK
Kanal D’de, ‘Ben Bilmem Eşim Bilir’ diyerek sunuculuk ve program pazarlamacılığındaki becerisini ispatlayan İlker Ayrık yarışmanın her bölümünü bir tiyatro şovuna dönüştürüp izleyicisini toplamayı başarmıştı. Kabul etmek gerekir ki, zaman zaman performans düşüklüğü yaşanmış olsa bile İlker Ayrık’ın güler yüzlü şen hali, tatlı sohbetleri bu yarışmanın böyle benimsenmesine büyük katkıda bulunmuştu ve şayet onun yerinde başka biri olsaydı aynı ilgiyi göremezdi.
Kuşkusuz onun bu malı pazarlama başarısında tiyatrodan gelen oyunculuk yeteneğinin ve komedi becerisinin etkisi vardı. İlaveten formatın da çekici olduğunu söyleyelim. Nasıl ki sezonlar boyu, türlü oyunlarla Türkiye’nin dört bir yanına eğlenceyle otomobil dağıtan ‘Ben Bilmem Eşim Bilir’in ardından‘İlker Ayrık’la Bir Sıfır’ dendiğinde aynı oranda başarılı sonuçlar alınamadı ve bu olumsuz gidişat, İlker Ayrık için bir yol ayrımı oldu. Şimdiyse yepyeni bir başlangıçla yeniden ekrandaki yarışmacılık ruhunu körüklemek üzere işe koyuluyor. Üstelik ‘Star’laşarak kazandırıp hoş vakit geçirme iddiasıyla.
Peki, İlker Ayrık’ın sunumuyla küllerinden doğacak olan ‘Var Mısınız, Yok Musunuz’, Star’a umduğu rekabet gücünü sağlayabilecek mi?
'VAR MISINIZ, YOK MUSUNUZ' EFSANE OLUR MU?
Yarışmanın kökenine indiğimizde manzara hiç de karamsar gözükmüyor. Zira ilk kez Kanal D ekranında Halit Ergenç’in sunumuyla ‘Büyük Teklif’ adı altında Türk izleyicisiyle tanışan... Ardından Acun Ilıcalı’nın pazarlama gücüyle üç sezon boyu Show TV’de ayakta kalan... Daha sonra da Endemol Shine Türkiye tarafından hakları satın alınarak Asuman Krause’nin sunuculuğuyla FOX TV’ye geçen ‘Deal or no Deal’ orijinal isimli formatın temeli sağlam. Üstelik tüm dünyada 76 ülkede yayınlanan yarışmanın ülkemizdeki ekran yolculuğu bir hayli uzun ve renkli.
Star TV şimdi bu efsanevi yarışmayı yeniden sevdirmek üzere, Endemol Shine Türkiye ve Pervasız Yapım ortaklığında, 500 bin TL para ve otomobil ödülleriyle yola çıkıyor. Verilen aranın ardından eşli biçimde yola devam edecek olan yarışma bir ekran klasiğine dönüşebilecek mi derseniz… Bunu 25 Haziran Cumartesi günü yayınlandıktan sonra net biçimde göreceğiz. Ancak şu kadarını söyleyeyim ki, bizim izleyicinin bu yarışmaya kanı çabuk kaynar. Çünkü hem mazisi var. Hem de İlker Ayrık’ın kendine has üslubunun avantajına sahip.
Sonuçta; Her hafta Cumartesi ve Pazar günleri saat 20.00’de ‘Var Mısınız, Yok Musunuz’ diyecek olan İlker Ayrık’ın ‘Star’laşarak kazandıracak olan yarışması, yaz ekranlarının rekabetçiliğine ayrı bir renk katacak diyorum. İşin içinde kazanmak olduğu sürece, dizilerle ve diğer eğlence programlarıyla rahatlıkla boy ölçüşeceğini de umuyorum.
Eşli yarışmacılarıyla yapılacak sohbetlerle, ‘Ben Bilmem Eşim Bilir’ havasını estireceğini düşündüğüm ‘Var Mısınız Yok Musunuz’a yol açıklığı dileyerek koyalım noktayı.
Anibal GÜLEROĞLU