İlk kez 2013’te düzenlenen Türkvizyon, Eurovision’a alternatif gibi duran çiçeği burnunda bir şarkı yarışması… TÜRKSOY, TMB TV ve Türk Dünyası Başkenti işbirliğiyle düzenlenmekte. Özünde Türk Dünyası’nı bir araya getirme, bütünleştirme amacını taşıyan yarışmanın birincisi, Türk Dünyası Kültür Başkenti seçilen Eskişehir’de, ikincisi Tataristan’ın Başkenti Kazan'da yapılmıştı.
Bu yıl da üçüncüsü gerçekleşecek. Üstelik de İstanbul’da! Aslında yarışmanın Türkmenistan’ın Merv kentinde olması gerekiyordu. Zira yarışmanın kurallarına göre ev sahipliği yapacak olan şehrin, o yılın Türk Dünyası Başkenti seçilmiş olması lazım. 2015 yılının Türk Dünyası Başkenti de Merv. Ancak yarışmayı ağırlayacak mekân olanağının bulunmaması nedeniyle Türkvizyon bir kez daha ülkemizde... Turkcell’in ana sponsorluğunda Küçükçekmece Yahya Kemal Beyatlı salonunda gerçekleştiriliyor.
Köln’den, Bişkek’e 12 ülkede toplam 121 TV kanalında yayınlanacak olan ‘Türkvizyon Şarkı Yarışması’nda ülkemizi temsil eden isim, Görkem Durmaz. Sözü ve bestesi kendisine ait olan ‘Hırçın Sular’ isimli parçayı seslendiren Durmaz, Akdeniz Üniversitesi Devlet Konservatuarı’nda eğitimini sürdürmekte.
Finalinde Burak Kut’un yeni albümünden parçalar sunacağı Türkvizyon’un formatı yarı final ve finalden oluşuyor. Finale 12 ülkenin kaldığı yarışmada birinciye altın heykelcik… İkinci ve üçüncüye de para ödülü takdim ediliyor.
***
Yayın hakları Türk Dünyası’nın ilk ve tek müzik kanalı olan TMB(Türk Müziği Birliği) TV ile Kral TV tarafından satın alınan ‘Türkvizyon Şarkı Yarışması’nın genel çerçevesi bu minvalde… Ama asıl olay bu dar çerçevenin çok ötesinde. Bu kısa tanıtımın ardından gelelim asıl meseleye.
Öncelikle bu yarışma Türk kültürlerini dünyaya yaymak adına önemli bir oluşum. Bu kapasiteye karşılık üç yıllık süreçte ‘Türkvizyon Şarkı Yarışması’nın dar çerçeveli bir etkinlik olarak kaldığı görülmesi gereken bir husus. Yarışmanın hazırlık safhasında, yarı final ayağında ve nihayetinde finalinde geniş kitlelere ulaştığını söylemek ne yazık ki imkânsız… Dahası, gözlemlediğim kadarıyla alternatif olma özelliği taşımasına rağmen ne yazık ki, gerek medyada gerekse yönetim bazında, yeterli sesi getirmesi için ekstra bir gayret bulunmamakta. En azından ülkemizdeki durum bu tabloyu çıkartıyor ortaya.
Tabii bu ‘ses getirme’ noktasındaki kastım hileler, kendi parçasını ön plana çıkartma gayretiyle yapılan haksızlıklar yönünde değil! Geçtiğimiz yıl puanlamada yaşananları düşününce ister istemez daha ilk adımda etik yarışmacılığı köstekleyenlerin bize kazandırdığı 15’inciliği ve negatif imajı hatırlamadan edemiyorum. Ne gerek vardı güzelim ‘Türkvizyon Şarkı Yarışması’nın da daha ilk ağızdan cılkını çıkartmaya? Bir türlü aklım erememişti.
Oysa biraz gayretle ve özenle, böylesi olumsuzluklar bertaraf edilerek kabuk kırılıp yıldızı daha da parlatılabilir ‘Türkvizyon Şarkı Yarışması’nın… İlk kez 1975’te boy gösterdiğimiz, Sertab Erener’le birincilik aldığımız ve şimdilerde katılıp katılmamakta git geller yaşadığımız Eurovision kadar ilgiyi hak eden bir yarışmaya dönüştürülebilir rahatlıkla. Zira hayli renkli atmosferlere sahip olan, gelişim potansiyelli bir yarışma olduğunu geçtiğimiz yıl Kazan’da sergilenen performanslardan ispatladı. Katılımcılarıyla, şovlarıyla, sahneden ekrana yansıyan görsellik müthişti.
Diyeceğim o ki, olayın organizasyon kısmında Eurovision’dan geri kalan bir yön bulunmamakta! Parçalar da kulağa hitap eden türden olunca geriye yapılacak tek şey kalıyor… O da halkın ilgisini çekmeyi başarmak! Bunun için de ilk etapta magazinde ve haberlerde sıkça adının geçmesi lazım. Böylece ekran başındakilerin haberdar olması sağlanır. Ayrıca müzikle daha çok iç içe olan genç kesime de yönelmek gerekir ki, bu sorumluluğu da yayın haklarını alan kanalların üstlenmeli. Yarışmanın tanıtımına daha fazla yoğunlaşmaya önem vermeli. Dahası Avrupalı televizyon kanallarının da ilgisine sunulmalı. Eminim müzik-kültür bakımından, onlara yıllardır benzer işler üretip kendini tüketmeye başlayan ve komşuculuk oynanarak verilen oylarla hak ediş güvenilirliğini kaybeden, Eurovision’dan daha ilgi çekici gelecektir.
Sonuçta; Suriye Bayır Bucak Türkmenlerinden, Sırbistan Sancak Bölgesi'ne… Ukrayna’dan, Moldova Gagavuz Yeri’ne… KKTC’den, Beyaz Rusya’ya… Almanya’dan Arnavutluk’a… Ve cümle Türk Cumhuriyeti’ne… Hayli yaygın bir alanı kapsayan ‘Türkvizyon Şarkı Yarışması’ 19 Aralık 2015’te İstanbul’da gerçekleşirken gelecek yıl için çok daha kapsamlı bir tanıtım üstünde düşünülmeli derim. ‘Belki TRT bu konuya layıkıyla eğilir’ temennisiyle…
Anibal GÜLEROĞLU