Geçtiğimiz dönem iddialı yapımlar sunarak özel kanallarla rekabetini coşturup, geçmişte olduğu gibi varlığını yeniden hissettiren TRT 1, yaz sezonunda da geri adım atmadığını göstermek için yeni işleri izleyiciyle buluşturmaya hazırlanıyor.
Altuğ Küçük’ün yaratıcı kaleminin ürünü olan ve istenildiğinde kendini tekrarlamayan senaryolar üretilebileceğini örnekleyen ‘Filinta’ dizisiyle Bir Osmanlı Polisiyesi’nin nasıl olabileceğini kaliteli bir biçimde sunan TRT 1, yer yer abartılara düşse bile ‘Diriliş’ dizisiyle de tarih alanında farkını hissettirmeyi bildi.
‘Milat’ ile umduğunu tam anlamıyla bulamayan kanal, ‘Filinta’nın senaryosundan doğan iki karakterle Ramazan’a özel ‘Zeyrek ile Çeyrek’ dizisini ekrana taşıyıp mini dizi olgusunu yeniden canlandırırken, aynı süreçte yine her gün yayınlanan ‘Yunus Emre’ ile de Aşkın Yolculuğu’nu yaşattı bize.
Şimdilerde her kesime ve isteğe hitap edecek türden yapımları izleyicisine sunmayı sürdüren TRT 1 yeni sezon için projelerini geliştirirken, yaz aylarını renklendirecek iki yapımı daha ekrana çıkmak için gün saymakta. Bunlardan biri ‘Son Çıkış’… Diğeri de ‘Baba Candır’.
GENÇLERE UMUT IŞIĞINDA ‘SON ÇIKIŞ’…
İnsanların hayatlarını karartan şeyler, çoğu zaman bir anlık öfkelerle veya ‘Bir defadan bir şey olmaz’ denilerek yapılan merak tatminlerinden çıkar ortaya. Bu yanlışların bedeli, nadiren az zararla ödense de çoğu zaman başa açılan işlerin üstesinden gelmek pek kolay olmuyor ne yazık ki.
İşte Yapımcılığını Estet Film'in üstlendiği, başrollerinde Furkan Palalı, Sultan Ulutaş, Tolga Güleç, Dolunay Soysert, Deniz Barut, Orçun Koray Kaygusuz ve Hakan Vanlı gibi isimlerin yer aldığı ‘Son Çıkış’ isimli dizi, böylesi bir dramatikliğe ve aynı zamanda umuda sahip.
İstanbul’un kenar mahallelerinden birinde başlayan hikâyede, bir anlık hatanın yükünü omuzlayan Kenan (Furkan Palalı), Cesur (Tolga Güleç) ve Zeynep (Sultan Ulutaş) arasındaki olaylara odaklanıp hırs, tutku ve pişmanlık dolu bir serüven yaşatmayı amaçlayan ‘Son Çıkış’ı diğer dizilerden ayıran en önemli fark, senaryosunun Yeşilay Bilim Kurulu üyelerinin denetiminde uzman bir ekip tarafından kaleme alınmış olması! Bunun gerekçesi ise yönetmenliğini Ayhan Özen’in üstlendiği dizinin senaryosunun, sosyal bir yara durumundaki uyuşturucu kullanan gençlerin sorunlarına odaklanması.
Sınıf, yaş, cinsiyet farkı gözetmeksizin toplumun her kesimini tehdit eden… Ülkemizde ve dünyada gün geçtikçe büyüyerek acilen çözüm bulunması gereken global bir soruna dönüşen ve birçok kişinin ölümüne sebep olan sentetik ve benzeri uyuşturucu madde bağımlısı gençlerin dramatik hayat öykülerini anlatarak bu yolda umut ışığı yakmaya soyunan ‘Son Çıkış’, hayalleri yok eden bu karanlık çukurdan kurtuluşun imkansız olmadığını göstermeyi hedefleyen bir yapım durumunda.
Öyle ki; Bu hedef doğrultusunda hem yaşamın içinde hemen her gün karşımıza çıkan, kimi zaman ürktüğümüz kimi zaman da acıyarak bakıp geçtiğimiz gençlerin toplumdan soyutlanışlarını, ötekileştirilmelerini vurgulamak var… Hem de onların, kandırılarak çekildikleri uyuşturucu bataklığına düşmeden önce genç yüreklerinde nice umutlar taşıdıklarını işaret edip yüzünü bu çocuklara çeviren, sokakların görülmeyen yıldızlarını anlatma gayesi güdülmekte. Yani kople bir iş!
Kenan, Cesur ve Zeynep arasındaki duygu çatışmacılığında geçmişten gelen aşklarını umutsuz gençlere güç kaynağına dönüştürecek olan İmam Yusuf (Orçun K. Kaygusuz) ve Öğretmen Nilüfer (Deniz Barut) birlikteliğinden, ‘sokakların görünmeyen sahipleri’ne umut yaratan ‘Son Çıkış’ bu açıdan bir ilk olarak da dikkate değer bir çalışma.
Sonuçta; Bir hatayla dışlanan… Dışlandıkça da yüzlerini uyuşturucuya, umutsuzluğa, umursamazlığa çeviren genç insanların kuytularda sakladıkları hayalleri gün yüzüne çıkartıp onları da bizden yapmanın imkânı bulunduğunu gösteren sosyal proje niteliğindeki bir dizi olan ‘Son Çıkış’ övgüyü hak edecek gibi görünüyor… Karanlıklara ışık tutarken heyecan, ibret ve aşk duygularını da buluşturan senaryosuyla yakında karşımıza çıkacak olan dizinin, pek çoklarına ‘Uçurumdan önce son çıkış’ kurtarıcılığını üstlenmesi temennisiyle…
HÜZÜNLE NEŞEYİ BULUŞTURAN ‘BABA CANDIR’…
Ekranlarımızdaki ve yerli sinemacılarımızdaki Güney Kore yapımlarını uyarlama merakı malum… Bunun başarılı-başarısız farklı örneklerini gördük. Dizilerini reyting yarışına sokan TRT 1 de yakında bu tutkudan nasipleniyor.
Güney Kore dizisi olan ‘What Happens to My Family’den uyarlanıp Temmuz sonunda TRT 1 ekranında yayın hayatına başlayacak olan ‘Baba Candır’, yapımcılığını MF yapım (Faruk Bayhan-Fatih Aksoy)’un üstlendiği bir proje.
Başrollerini Settar Tanrıöğen, Uraz Kaygılaroğlu, Tülay Bursa, Berna Koraltürk, Özgün Karaman, Melis Tüzüngüç, Tolga Pancaroğlu, Dila Bayrak, Mehmet Ulay ve Selda Özbek gibi isimlerin paylaştığı uyarlama dizinin senaryosu, Tayfun Güneyer imzasını taşıyor.
Yönetmenliğini Yusuf Pirhasan’ın yaptığı ‘Baba Candır’ın dikkat çeken kadrosunun yanı sıra izleyiciye hitap edecek asıl özelliği, konusu… Hikâyesi, emekli taş fırın ustası Salih’e endeksli olan dizi, karısının ölümüyle sarsılan bir erkeğin yapabileceklerini komedi diliyle yansıtacak. Tabii hep olduğu gibi arada duygusal sarsıntılar da yaşatacak bize.
Kısacası; Eşinin ölümünden sonra üç çocuğuna hem babalık, hem annelik, hem de yaşam koçluğu yapmaya başlayan Salih’in başından geçen olayları aktaracak olan ‘Baba Candır’, bazen hüzünlü bazen de neşeli bir şekilde gelişecek olan öyküsüyle ve kültürümüze uygun yapısıyla beğeni kazanmaya aday bir yapım.
Geçtiğimiz yıl Güney Kore’de 53 bölüm yayınlanarak beğeni toplayan ‘What Happens to My Family’den uyarlamayı düşünen vetoplumumuza örnek bir baba modelinin öyküsünü sunarak tam da ihtiyacımız olan eksikliği gidermeye aday konumundaki ‘Baba Candır’ dizisinin nasıl bir performans sergileyeceğini ekrana çıktıktan sonra ele alacağız. Şu an için umudumuz, güzel bir uyarlama olmasından yana… Ki, MF Yapım bu konuda kendini ispatlamış olduğundan beklentimiz de bir hayli yüksek. Neticede son tahlil belli olmaz tabii. Bekleyip göreceğiz. ‘Baba Candır’ diyenlerin yolu açık olsun.
Anibal GÜLEROĞLU