Çoklu işleviyle toplumun her kesiminde fazlaca yer tutan ‘reklam’, her geçen gün daha çok önem kazanır hale geldi. Gerek medyanın, gerekse şirketlerin yaşamını destekleyen reklam dünyası, işlevselliğini artırıp global çapta bütünsellik oluşturmaya başladıkça yaratıcılık kavramı da daha bir önemsenir oldu. Öyle ki, çeşitli kategorilerde değerlendirilen reklamlar sinema filmini aratmayacak kalitede çekilmeye başlandı. Dolayısıyla televizyondan, basından ya da başka yollardan tüketiciyi cezp etmeyi hedefleyen parlak zeka ürünlerini ödüllendirmek de kaçınılmaz bir motivasyon halini aldı.
Küresel reklamcılığın şampiyonlar ligi sayılan ve birbirinden ilginç yaratıcılıkların yarıştığı Kıtalararası Reklamcılık Kupası The CUP (Intercontinental Advertising CUP) bu motivasyonun son noktası!
Kreatif dehaların buluştuğu en prestijli kıtalararası reklamcılık kupası olan The CUP’ta, önceki yıl içinde dört uluslararası yarışmada ödül kazanan reklam projeleri arasından ‘İyilerin En İyisi’ seçilmekte.
18 ana kategoride ödüllerin sahibini bulduğu The CUP, bu yıl da yaratıcı endüstrilerin yeni merkezi olarak görülen İstanbul’da gerçekleştirildi. 8 Mart Cuma günü İstanbulSwissotel The Bosphorus’ta sabah 9.30’dan itibaren başlayan görkemli organizasyonda dünyanın yaratıcı dehaları ağırlandı.
Yaratıcıları buluşturan görkemli organizasyon
İstanbul’da düzenlenen en kapsamlı uluslararası reklam yarışması özelliğine sahip olan ve T.C. Cumhurbaşkanlığı ile Slovenya Cumhurbaşkanlığı himayesinde, Marketing Türkiye, MMI (Marketing Management Institute) organizasyonuyla, üçüncü kez İstanbul’da gerçekleştirilen etkinliğin açılışını Marketing Türkiye Genel Yayın Yönetmeni Günseli Özen Ocakoğlu yaptı.
NTV’nin de destekçileri arasında bulunduğu The CUP 2013’ün açılış konuşmasında, Türkiye reklam sektörüne itici güç sağlayan organizasyona bu yıl da ev sahibi olmanın gururunu yaşadıklarını ifade eden Ocakoğlu, tek amaçlarının İstanbul'u yaratıcı endüstrilerin cazibe merkezi haline getirmek olduğunu belirtti.
Dünyada 100’ün üzerinde ülkede 200’den fazla ofisi bulunan sayılı yaratıcı reklam ajanslarından DDB Worldwide Yaratıcı Başkanı Amir Kassaei de ‘Yeni Yaratıcı Devrim’ başlıklı konuşmasında, yaratıcılıkta çığır açan projeleri ve teknolojik gelişmelerin yaratıcı düşünce üzerindeki etkisini katılımcılarla paylaştı.
Bu yıl birçok renkli simayı reklam sektörünün yükselen yıldızı Türkiye’de buluşturan The CUP’ta ilgi çeken simalardan biri de, bir dönem Kofi Annan’ın genel sekreterliğini yapmış olan Slovenya Eski Cumhurbaşkanı Danilo Türk idi! ‘Uluslararası İlişkilerde Etik ve Yaratıcılık’ başlıklı konuşmayı yapan Türk, etik ve yaratıcılık arasındaki hassas dengeyi deneyimleri ışığında dile getirdi.
İstanbul’u kreatif endüstrinin merkezi haline getirmeyi amaç edinen The CUP’ta, 2010 yılında The Man Dergisi tarafından ‘Yılın Erkeği’ seçilen müziğin dahi çocuğu Ivan Tasovac da yoğun ilgiyle karşılandı. Tasovac, ‘Kültürel kurumlarda yaratıcılığı ve markalaşmayı yönetmek’ isimli konuşmasında başarı ve ödüllerle dolu kariyerinden eğlenceli bir dille bahsetti.
Berlin School of Creative Leadership’in Başkanı Michael Conrad da The CUP jürisinde ve konuşmacılar arasındaydı.
Ayrıca TBWA’nın Türkiye’de yılın ajansı olmasına katkı sağlayan Dentsu Inc Yaratıcı Direktörü Yukio Nakayama, Rusya’daki en başarılı dijital medya şirketlerinden olan Look At Media Kurucu Ortak ve Yaratıcı Direktörü Katya Bazilevskaya gibi sektör dehaları da global yaratıcı reklamcılıkla ilgili görüşlerini The CUP’ta paylaşan isimler oldu.
‘Grand Cup’ Avustralya’ya giderken Türkiye’nin adı yok!
İstanbulSwissotel The Bosphorus’ta gün boyu süren ‘Yaratıcılık Zirve’sinin ardından sıra, 18 ana kategorinin yarıştığı yarışmada 34 projeyi ödüllendirmeye geldi. Böylece yaratıcı dehaları, genç beyinleri ve sektör temsilcilerini gün boyunca yaratıcılık sahnesinde bir araya getiren The CUP, sektörün ‘en iyilerini’ belirledi.
Yerli-yabancı konukların katılımda bulunduğu kokteylin ardından başlayan ödül töreni gayet zarif bir atmosfere sahipti. Kalitenin ve abartısızlığın hakim olduğu ortamda ‘Bu sahnede Türkçe konuşma ayrıcalığına sahip tek kişi benim’ diyen Marketing Türkiye Genel Yayın Yönetmeni Günseli Özen Ocakoğlu dışında tüm konuşmalar İngilizce yapıldı.
The CUP’ın Marketing tarafından İstanbul’da gerçekleştirilen organizasyonlardan sadece bir tanesi olduğunu belirten Ocakoğlu, 30 bin işin oylanmasını gerektiren bu büyük kapasiteli etkinliğin İstanbul’un tanıtımına sağladığı avantaja da değindi.
Global ölçekte en etkili reklam projesi olmak için kıyasıya yarışan 200’e yakın aday arasından kategori birincilerinin bu prestijli kupayı evine götürebildiği The CUP’ta, Avustralya’dan Clemenger BBDO Melbourne ajansı, National Avustralia Bank için yaptığı ‘Break Up’ projesi ile kupaların kupası ‘Grand Cup’ın sahibi oldu.
Bankaların kriz dönemini, haberler ve insan olgusuyla birleştirip işleyen bu reklam gerçekten de büyük ödülü hak edecek kalitedeydi. İyilerin en iyisi olma gururunu taşıyan Avustralya’ya ayrıca, Leo Burnett Melbourne ajansının Slurpee için hazırladığı ‘Slurpee Bring Your Own Cup Day’ projesiyle, ‘En iyi Direct Marketing’ ödülü de gitti.
Yaklaşık üç saat boyunca aday reklam filmi izlediğim kapanış törenindeki reklamların bizim ekranlarımızdakinin aksine, oldukça göz doldurucu olduğunu söyleyebilirim. Özellikle en iyi elektronik reklamı kategorisinde Arjantin’in ‘Dads in Briefs_Padres en Slip’ isimli çalışması, en zorlu kategori olan prodüksiyonda ödülü alan Canal+ ürünü ‘The Bear’ ve en iyi eğlence-rekreasyon reklamında Çin’in ‘The Concert of Toys’ projesi ilgi çekiciydi!
İnce esprileri ve titiz çalışmalarıyla reklamcılığın dünya devlerini buluşturan organizasyonda bir başka ilgi çekici ayrıntı ise Polonya, Brezilya, Hindistan, Malezya, Çin gibi ülkelerin ajansları ödüle değer yaratıcılıklar sergilerken bizden de bir adayın bu başarıyı gösterememiş olmasıydı.
Reklamı, yaratıcılıktan ziyade dizi arasına sıkıştırılmış ürün empozesi şeklinde algılamamaya başlar ve uluslararası arenada ödülleri toplayabilirsek bir başka sefere…
Anibal GÜLEROĞLU