Katil Cadılar Haftası’ndan Son Cadı Avcısı’na…
Korku… Yaşamsal bir tepki, evrensel bir duygu. Bu olumsuz hissin rahatsız edici, uyarıcı bir yönü olduğu kesin. Ancak yine de insanlar korkuyla iç içe olmaktan uzak duramıyorlar. Yani insanlarla ‘korku’ arasında tarifsiz bir bağ var. Bunu gözlemlemek için en basit yol, korkutucu öğelerle dolu yapımlara olan düşkünlük! Korku dizilerine-filmlerine gösterilen ilgi had safhada. Hele ‘cadı’ olayı yok mu… Bayramı bile yapılmış. Tabii dizisi de… Ve dahi cadı avcılığı üstüne filmi de… Hâlihazırda her ikisine dair yeni örnekler izleyicisini beklemekte. Bunlardan biri ID Extra’da başlayacak olan ‘Katil Cadılar Haftası’… Diğeri de vizyonda yerini bulan ‘Son Cadı Avcısı’…
CİNAYET HİKÂYELERİNDE KORKMAK İSTEYENLERE…
‘‘Önümüzdeki Cadılar Bayramı’nda Sokak kapısını sürgüleyin ve ışıkları yakın, zira ID Xtra’da esrarengiz bir şekilde karşı konulamaz ‘Katil Cadılar Haftası’ başlıyor’’ sloganıyla yola çıkan seri, korkuyu televizyon ekranından yaşamak isteyenler için oldukça cazip bir seçenek.
Yerli dizilerimizde bırakın ‘korku’yu ‘gerilim’ öğesini dahi bulamayan… ‘Tatlı Küçük Yalancılar’ gibi başarılı bir uyarlamayla, gerilim ve gizem zevkini Türkçe tatmaya başlamışken hevesi kursağında bırakılan televizyon izleyicisi, ID Extra’nın ‘Katil Cadılar Haftası’nda birbirinden ürkütücü hikâyelerle karşı karşıya kalacak.
Katilin bakış açısından anlatılan korkunç cinayetleri aktaracak olan ‘Kötü Ben’de koleksiyoner seri katillerle yüzleşmek mümkün… Ya da ‘En Kötü’ye bakıp insanoğlunun derinlerine gizlenmiş kötülükleri, karanlık tarafları araştıranların öykülerine dalıp güvenilir gibi görünen polis memurlarının neler yapabileceklerine tanıklık edilebilir. Yanı sıra ayrıntılara titizlikle önem veren ve cinayetlerini adeta törene çeviren ‘Fantezi Katiller’in sapkın ruhlarından insanlığın kötülüklerine ve korkularına da bakılabilir.
Kısacası ‘korku’dan korkan, ama bununla birlikte ‘korku’dan kopamayanlar için ekranda da taptaze bir seçenek mevcut artık... Ve 26 Ekim Pazartesi saat 22.50’den itibaren izleyicisini bekliyor. Bizden söylemesi...
SON CADI AVCISI’NIN ÖLÜMSÜZLÜĞÜ
Yaşadığımız dünyanın içinde ne gibi gizemler barındırdığı, 2 binli yıllara gelmiş olsak da halen bilinmezliğini koruyan bir husus. Çoğu zaman kötü yönleriyle vurgulanan ve son zamanlarda doğaüstü konulara ve bilimkurguya daha fazla değinmeye başlayan kurguların gözde malzemelerinden olan ‘cadı’ olayı da bunlardan biri.
Kadınların şeytana daha kolay meyledeceği inancıyla daha çok kadınlara atfedilen ve suç olarak kabul edilen cadılığın, tarihte pek çok kıyıma gerekçe olduğu bir gerçek. Engizisyon’dan güç alarak başlatılan cadı avlarıyla yakalananların yakılarak veya linç edilerek öldürüldüğü Ortaçağ dönemlerinde 40 binin üzerinde insan bu suça kurban gitmiş. İlk olarak İngiltere tarafından suç olmaktan çıkartılan cadılık günümüzde Suudi Arabistan, Hindistan gibi bazı ülkelerde ve Afrika’nın bir kısmıyla Papua Yeni Gine’de halen kanunlarla yasaklanmış durumda. Dolayısıyla bu çağda da ‘cadı avı’ mevcut!
Peki, dünyaya ‘kara ölüm’ getirecek güçteki cadılar gerçekten aramızda yaşıyor mu? Cadılar mı daha ürkütücü yoksa kendi türüne ve dolayısıyla doğaya zarar vererek bu dünyayı hak etmediğini sürekli ispatlayan insanlar mı? Cadılardan insana dost olur mu? Sorular, sorular...
***
‘Hızlı ve Öfkeli’ serisiyle akıllara kazınan Vin Diesel, Elijah Wood ve Sir Michael Caine’i buluşturan ‘Son Cadı Avcısı’ işte tüm bu soruların cevaplarını verir nitelikte…
Karlı doğanın ürkütücü görselliğinden, kara vebanın intikamcılığına geçip onu getiren Kraliçe Cadı’nın avına çıkanların içteki korkuyu öldürme söylemini vererek açılışını yapan film, ölüm kokan yerde korkunç bir karşılaşma sunmakta izleyicisine. Sonrasında Harry Potter’ın büyü dünyasından esintili şenlikli sahneler, Yüzüklerin Efendisi’nin atmosferini anımsatan bir yüzün performansı derken... Hızlı ve Öfkeli bir aksiyondan doğan cadı avcılığı!
***
‘Fareler gibi çoğalıp taş üstüne taş koyarak yayılan insanların kendi pisliğinde boğulması mı yoksa buna son vermek için insanların üstüne kara vebayı salan cadının amacı mı daha kötü’ sorgusuyla ‘demir ve ateş’in tadına bakan Kraliçe Cadı’nın ölümsüzlük lanetinden son cadı avcısı Kaulder’i yaratan açılış, 800 yıl ileriye gelip uçak yolculuğundaki fırtınanın temel bilimle buluşan büyü olayındaki mizahi detaylarında çocuklaşmanın ardından filmin öyküsünü başlatmakta…
Aramızda gizlice yaşayan cadıların büyülerini insanlar üstünde denememek şartıyla cadılar ve cadı avcıları arasında barış yapıldığını vurgulayarak ‘Balta ve Haç’a 800 yıldır hizmet eden Kaulder-Dolan işbirliğinde dostluğu dillendiren ‘Son Cadı Avcısı’, gerilimden ziyade insanlık-güven-ihanet üçgeninde yol almakta. Ölümün, bir bakıma ‘yaşam motivasyonu’ olduğunu hissettiren yapımda, kara veba ve kara büyü olayları öne çıkan detaylar… Ki, buradan hem farklı yapımlara hem de rüyada gezenlerin derin dünyasına kapı açılmakta!
***
Sonuçta; Korkutuculuğu eğlenceye dönüştüren, Kraliçe Cadı yönünü bir hayli zayıf bırakıp kolay yutulur lokma haline getiren ve kurtuluşun kurumlardan değil bireysel inisiyatiflerden geleceğini saptayarak devam filmine kapı aralayan ‘Son Cadı Avcısı’, türünde umulanın gerisinde kalıp beklentiyi yeterince tatmin edemese bile, Vin Diesel’in müthiş sempatikliği sayesinde, sıkılmadan izlenmeye müsait bir cadı filmi kıvamında. İçindeki tatlı cadı, Rose Leslie de Ygritte rolüyle gönülleri fethettiği ‘Game of Thrones’ hayranları için ekstra sürpriz…
Anibal GÜLEROĞLU