Yaşam sürprizlerle dolu. Hiç umulmadık anda ne olaylar çıkıyor ortaya ve yol haritaları birdenbire değişebiliyor. Her şey yolunda gidiyor gözükürken düzeni baltalayıcı hamlelerle karşılaşmak olası. Bu açıdan kısa sürede atlatarak başımızdan def ettiğimiz menfur olayın bir daha tekrarlanmaması… Dirlik-bütünlüğümüzün, demokratik düzenimizin bozulmaması… Ve şehitlerimize Allah’tan rahmet dileyerek başlamak istiyorum söze. Cümleten ve ebediyen geçmiş olsun.
Evet. Hayat beklenmeyen hamlelerle dolu da… Hayattan beslenip, yeri geldiğinde hayattaki gelişmelere ilham kaynaklığı eden kurguların dünyası sürpriz gelişmelerden arınmış mı? Tabii ki değil. Özellikle diziler âlemi kendine has çalkantılarla gündemde yerini almakta. Nedir bunlar? Çalışanların haklarının yenilmesi veya habersizce işten çıkartılması bir yana, yönetmen-senarist değişimleri en revaçta. Yönetmenlerin, senaristlerin biri gidiyor öteki geliyor. Üstelik bir değil birkaç kez.
Anlayacağınız en önemli rollerdeki oyuncuların bile senaryo gelişimindeki ölüm olaylarıyla biletinin kesildiği günümüz dizi dünyasında proje içi darbeler gırla. Elbette ki bu durumun kendi içinde haklı sebepleri vardır… En başta maddiyat, akabinde işin gidişatı hususunda yapım ekibiyle ters düşmeler!
Bunlar, yapımların iç meseleleri olarak, diziye emek verenleri yerlerinden etmenin ötesinde izleyiciyi alakadar etmez kuşkusuz. Ne var ki iş bu kadarla kalmıyor. Yaşanan her değişimin, ekrandaki işe doğrudan etki ettiğini unutmamak lazım. İşte bu noktada izleyici de giriyor devreye. Çünkü yönetmen farklılaşması gerek içeriğin işleniş biçiminin mantığını, gerek oyuncu yorumunu, gerekse dizinin tadını olumlu veya olumsuz yönde etkiliyor. Bunun pek çok örneğini gördük ekranda. FOX’un sevilen uzun soluklu dizilerinden ‘O Hayat Benim’ de bunlardan biri!
Hülya Bilban’ın yönetmenliğinde izleyiciye ‘Merhaba’ diyerek 30 bölüm boyu başarılı bir iş çıkartan ‘O Hayat Benim’, üç sezonluk ekran ömründe komple değişim yaşayanlardan. Yani hem yönetmen, hem senarist, hem de oyuncu değişimi geçiren bir dizi. Şimdi dördüncü sezon öncesi bir kez daha değişimlerle karşı karşıya… Hamdi Alkan, yeni filmine senaryo yazacağı gerekçesiyle, dizinin yönetmenliğini bırakmış. Biz de bu durumun sonrasını, varsayımlarla yorumlayalım dedik.
NURAN, ‘O HAYAT BENİM’E DÖNER Mİ?
Mehmet Emir ile Hasret’in aşkını kabul etmeyip birbirinden ayıran, sonra da bebeklerini İlyas ile Nuran’a teslim eden Yusuf Bey’in başlattığı çalınmış hayat öyküsüyle yola çıkan ‘O Hayat Benim’ ilk bölümden itibaren izlediğim işlerden. Kimi zaman abartılarıyla eleştirdim, kimi zaman da akılcı gidişatıyla takdir ettim. Ancak gerçek şu ki, Nuran’ı canlandıran Yeşim Ceren Bozoğlu’nun diziden ayrılmasını hiç sindiremedim ve dizi adına çok büyük bir hata olarak gördüm. Neden derseniz… ‘O Hayat Benim’in böylesine ilgi görmesinde en büyük katkısı bulunan iki kişiden biriydi Nuran karakteri!
Başlangıçta çok abartılı bulduğum, ara ara da bıktırıcı olarak nitelediğim, bununla birlikte diziyi diri tuttuğunun altını her fırsatta çizdiğim Efsun yani Ceren Moray ‘O Hayat Benim’ için ne kadar vazgeçilmezse, Yeşim Ceren Bozoğlu’nun çok başarılı canlandırmasıyla sevgiyi ve para hırsını birlikte hissettiren Nuran da o denli önemliydi.
Lakin 31. bölüm itibariyle diziye dâhil olan Hamdi Alkan’ın gelişinden itibaren durum değişti. Daha Yeşilçamvari hale gelen dizideki dengeler yavaş yavaş başkalaştı. Nuran karakteri sanki eskisinden daha pasif hale geldi. Hatta Mücella’nın katılımıyla birlikte açık açık ezilmeye başlandı. Artık benim algımdan mı diyelim yoksa gerçekten mi… Bilemem ama sonuçta diziyi bizlere benimseten karakter olan Nuran, gel-git yaşamanın ardından 51. bölümde otobüste yanarak izleyiciye veda etti.
Ancak onun bu veda şekli, yani net biçimde görünmeyen bir ölümle uğurlanışı benim içimde hep bir ‘Acaba’ sorusunu da diri tuttu. Fakat mevcut ortamda senaryonun Nuran karakterini diriltip Yeşim Ceren Bozoğlu’nu diziye döndürmesi imkânsızdı. Dolayısıyla dillendirmeye de gerek yoktu. Ama gün geldi o sorunların ortasında yer alan isimlerin de diziyle yolları ayrıldı. ‘Acaba’ sorusu şimdi bir kez daha aklımda… Ve açık açık dillendiriyorum… Acaba Nuran karakteri, köprünün altından çok sular geçiren ‘O Hayat Benim’e geri dönebilir mi? Mümkünü var mı?
Dizi dünyasında gördüklerimizi, çark edişleri düşünürsek… ‘Neden olmasın’ diyorum. Üstelik Oya Başar’ın Sultan’ıyla, Efsun dışında dişe dokunur kadın karakter bırakmayan diziye Nuran’ı geri getirmek için uzun uzadıya senaryo tasarlamaya da gerek yok. Alın size Nuran’ı geri getirmek için bir formül…
Otobüste yanarak öldüğü düşünülen Nuran aslında kaza esnasında otobüsten fırlayıp uzağa düşmüştür. Gömülen de başka birinin cesedidir. Otobüsten fırlayan Nuran baygın yattığı yerde köylülerce bulunmuştur. Ancak başını çarptığı için hafızasını kaybettiğinden kim olduğunu bilemez haldedir. Eşyaları da otobüste kaldığı için kimliği belirlenemeyen Nuran, bizler onu öldü bilirken o, kendisine yardım edenlerle birlikte yaşamıştır. Ama zaman her şeyin ilacıdır ve günün birinde hafızası kendiliğinden düzeliverir. Tabii soluğu ailesinin yanında alır hemen. Böylece ‘O Hayat Benim’de ikinci Nuran devri başlar.
Nasıl, fena olmadı değil mi? Durumu kurtarır hani. Gerçi biraz ‘Çifte Saadet’teki Perihan’ın öyküsüne benzedi ama dert değil. Nasılsa dizilerin, dizilere benzemesine alıştık. O nedenle böyle bir gidişat sunulursa kimsenin itirazı olmaz. Üstelik Yeşim Ceren Bozoğlu’nun Nuran’la dönüşünün, Cem Özer’in Kenan’ıyla mafyatikleşen diziye apayrı bir heyecan katacağı da kesin. Sultan, entrikacılıkta ve Kenan'la mücadelede tek kalmamış olur!
Sonuçta; Yeşim Ceren Bozoğlu’nun dışında Zeynep Eronat, İclal Aydın, Birgül Ulusoy’u yolcu eden… Bu sezonun finalinde de başrol oyuncuları Ezgi Asaroğlu ile Ahu Sungur’un yanı sıra Zerrin Sümer ve Ayça Damgacı’yla da yollarını ayırdığı söylenen ‘O Hayat Benim’in bünyesi Nuran’ın dönüşünü fazlasıyla kaldırır. Oyuncular arasında dengeyi sağlayacak yeni bir yönetmenle de her türden yol alabilir. Yeter ki istendin.
Hakkını helal etmediğini söyleyerek giden Yeşim Ceren Bozoğlu geri dönmek ister mi bilmem ama Nuran’ın, Efsun’un Bahar’ın çocuğunu çalmasıyla özüne dönmeye başlayan diziye yeniden katılması ve buradan çıkacak yan konularla gelişme yaratmak bana göre yabana atılacak bir detay değil.
Nuran karakterinin seveninin çok olduğu notuyla… Önermesi bizden, dikkate değer bulması dizinin yapım ekibinden. ‘O Hayat Benim’ sürpriz yapar mı?
Anibal GÜLEROĞLU