Sürekli üstüne gidilmesine, kısıtlama üstüne kısıtlama, yaptırım üstüne yaptırım almasına bakılırsa toplumun yegâne düşmanı ‘Behzat Ç.’! Ya bizim anlayışımızda bir kıtlık var, ya da değer yargılarımızda bir çarpıklık. ‘Katli vaciptir’ zihniyetiyle kıskaca alınan diziyi defalarca izlememize rağmen karşımızda ahlak düşmanı bir ‘Behzat Ç.’ göremiyoruz. Her zaman olduğu gibi, büyüklerimiz ve etkili yetkililerimiz daha iyi bileceğinden, bu durumda bozukluk kesin bizde! Konuyla ilgili eski yazılarımız da, bu bozukluğun eseri olmalı. Vah ki ne vahhh! Nasıl bir aymazlığın içindeymişiz de bilememişiz.
Demek ki biz, karıların kocalarına başka kadın bulması nasıl hoş görülüyorsa, Komiser Behzat’la Savcı Esra’nın ilişkisi de doğal karşılanabilir diye düşünecek kadar safmışız. ‘Eyüp’te bira festivali istemiyoruz’ tepkilerinin ardından 11 yıldır Efes Pilsen sponsorluğunda gerçekleşen ‘Efes One Love Festivali’nde, açık alanda içkiyi yasaklamaya olanak tanıyan Kabahatler Kanunu’nu yoluyla içki yasağı getirilmesine anlam veremeyen ve bardak bardak bira dağıttıran Grup Kaiser Chiefs’in solisti Ricky Wilson gibi iyi niyetliymişiz aynı zamanda.
Star TV’deki ‘Benim Güzel Evim’ programında Gauguin’in ‘Are You Jealous’ tablosunun sansürlenmesini(heykellerin içine tükürüldüğünü ve yerlerinden parçalanarak söküldüğünü unutup), sanata-sanatçıya karşı saygısızlık olarak görecek kadar da büyük hayalciymişiz.
Yeni yayın dönemine girmeden, 65 dakikaya çekilen süresi ve Pazar geceleri 22.15’ten 23.00’e ötelenen saatiyle, dizginlenen ‘Behzat Ç.’nin ne menem şey olduğunu canla başla çalışan büyüklerimiz sayesinde nihayet görüp hidayete ermenin ardından, af buyurun merakımız depreşti. Milli ve manevi değerlerin, pamuk ipliğine bağlı olmadığı bilinciyle soramadan edemeyeceğiz.
Acaba ‘Behzat Ç.’ye şahin kesilenler, çocuk yaşta evlendirilmeleri caiz görülen kızlara yapılan zulümler ya da aile içinde örtbas edilerek sürdürülen ensest ilişkiler, tecavüzler karşısında neden dut yemiş bülbüle dönüşürler?
Dahası, bu dizi için şikâyet dilekçeleri yağdıran akil şahsiyetler; 16 yaşında gelin aldıkları kızı 8 yıl boyunca kafasına indirdikleri darbelerle aklından edip, vücudundaki yaraların bakımsızlıktan kurtlanmasına sebep olan ve aylarca tuvalet üstünde bağlı tutulup ölüme terk eden canavarlarla bunlara göz yumanlar hakkında ne buyururlar? Ya da sokak ortasında boşandıkları karılarını kurşunlayan sözde ahlakçı magandaların davranışlarından ötürü kimi kime havale ederler?
Namus temizlemek için kızlarını diri diri toprağa gömenlerin, evlatlarının önüne urganı atıp boynuna geçirmesini isteyen veya suyuna fare zehri katan ana-babaların cirit attığı gerçeklere yönelik ne gibi faaliyete girişirler? Yoksa Esad iken Esed’e çevrilen ve talimatlar doğrultusunda düşmanlaştırılan Suriye Başkanı’na karşı yürütülen politikadaki gibi mekaniğe bağlanıp cümle musibetten ‘Behzat Ç.’ sorumludur mu derler? Düştüğü yerden bir türlü çıkartılamayan uçak misali, gel de çık işin içinden.
Biz, ekrandaki içki şişesinden ya da birbirine aşkla bağlı iki kişinin doğal ilişkisinden ahlaki değerleri, toplum yapısını bozacak bir ayrıntı yakalama yeteneğine sahip olamadığımızdan… Ve dahi haber kirliliğiyle laf kalabalığı arasında, düşen uçağın kim vurduya getirilmesini algılama zekâsına vakıf bulunmadığımızdan, ‘Behzat Ç.’nin ne menem şey olduğunu kavrayamadığımız gibi, bu sorulara da cevap veremiyoruz. Arazlı düzende mazur görünüz.
Anibal GÜLEROĞLU
www.twitter.com/guleranibal