Televizyon dünyası, zamansız bir ölümün acısını yaşıyor. Ekranlarda bir ilki gerçekleştirip tarihi farklı yönden yansıtarak pek çok kişiyi karşısına alma cesaretini gösteren Meral Okay artık aramızda yok.
Daha yayına girmeden başlatılan şikâyet kampanyalarına aldırmadan, doğru bildiği yolda yürüyen rahmetli Okay’ın eseri ‘Muhteşem Yüzyıl’, her şeyden önce ekran başındakilere tarih merakı aşılaması bakımından önemli bir iş başarmıştı. Hastalığına aldırmadan yarattığı yüzyılın devamını sağlayan Okay, temposunu düşürse de çalışma azminden ödün vermemişti. Ne hastalık geri adım attırmıştı ona, ne de hastalığını ‘Ecdadın laneti’ olarak yorumlayanların sözleri.
Sağlık durumuyla ilgili iyimser görünen Okay, verdiği demeçlerde ‘Bu hastalıkta ne olacağı kesin konuşulmaz ama ben duvara çarpmayacağım’diyerek azmini gösterirken bir yandan da yaşamın sürprizlerine açık kapı bırakmıştı. Hem daha hedefinde Abdülhamit Dönemi vardı… Ama olmadı. Bu ülkede Yavuz Sultan Selim’e ve Kanuni Sultan Süleyman’a dokunmanın güçlüklerinin farkında olmasına rağmen yılmayan senarist Okay’ın ömrü vefa etmedi. Ne acıdır ki, yaşarken hastalığıyla diziyi bağdaştıran kara zihniyete direnmeyi bilen sanatçının, hayata veda edişini çirkin yorumlarla müjdeleyenlere karşı cevap vermesi mümkün değildi. Ölümü sevinçle karşılayan, ‘O Kadın’ küçümsemesiyle hınç alanlara tepki gösterme sırası, bu kez sanatın ve insani değerlerin farkında olanlara gelmişti. Nitekim SENDER;
‘Büyük ustalarımızdan, güzel insan Meral Okay'ın sıcak hatırasını kirletmek isteyen haksız ve insafsız saldırıları üzüntüyle karşılıyor ve şiddetle KINIYORUZ.
Sağlığında yürütülmeye başlanan linç kampanyasının devamı niteliğindeki bu çirkin saldırılara rağmen, değerli meslektaşımız Okay'ın güler yüzü ve güzel kalemiyle halkımızın yüreğinde derin iz bıraktığına inanıyoruz. Meslektaşımız sevgili Meral Okay'ı hep büyük bir sevgi ve saygıyla hatırlayacağız.
Tüm sevenlerine sabır diliyoruz. Hepimizin başı sağ olsun.’ mesajıyla, kurgudan ölüme uzanan vicdansız yoruma hak ettiği karşılığı vermekte gecikmedi.
Evet, hepimizin başı sağ olsun. ‘İnsan egosu denetlenmesi en güç şeydir’ diyen Meral Okay yaratıcılığının tüm ürünlerini veremeden, ayrılıkta kutsadığı tutkusu Yaman’ına kavuştu. Peki, şimdi ne olacak? Okay’ın sancılarla doğurduğu, özveriyle büyüttüğü ‘Muhteşem Yüzyıl’ da yaratıcısıyla birlikte sonsuzluğa mı göç edecek? Diziyi transfer edip reyting rekorları kıran Star TV’nin bunu istemeyeceğine eminim. Tabii aynı performansı gösterdiği sürece! Kimi söylentilere göre, sezon sonuna kadar götürülüp noktalanacakmış. Bence dizi önümüzdeki sezonu da rahatlıkla çıkartabilecek potansiyele sahip. Noktalamak yazık olur.
Burada önemli olan senaryoyu, izleyicinin çatışma duygusunu diri tutacak şekilde, yazabilmek. Rahmetli Meral Okay, bunun nasıl yürütüleceğini Süleyman’ın çevresindeki kadınlarla gösterdi. Ekibi de ‘Muhteşem Yüzyıl’ın öyküsünün hangi yolda ilerleyeceğini az çok biliyordur. Tarih danışmanları da mevcut... Dekor, kostüm, oyuncu gibi konularda problem de yok. Kısacası; Süleyman’ı yatağa düşüren, Şehzade Mustafa’yı baba adayı yapan, Pargalı’yı da tekke cemaatiyle karşı karşıya getiren senaryo, tarihi olaylardan ziyade Harem kurgusuna dayandığı için, gelişmeye fazlasıyla müsait. Yeter ki, istenilsin. Görüşlerin harmanlandığı potada oluşturulacak bir devam senaryosu, hukuki şartlar da uygunsa, rahatlıkla çıkabilir. Kim bilir belki de zaman zaman rutine takılan öykü çok daha ilginçleşir.
Bu bakımdan gerek yapımcının gerekse izleyicinin ‘Muhteşem Yüzyıl’dan ümit kesmemesi önemli. En azından Meral Okay’ın anısına pes etmemesi gereken ‘Muhteşem Yüzyıl’ ekibine de böylesi bir gayret yaraşır… Okay’ın eserini duvara çarptırmamak adına! Üstelik Osmanlı İmparatorluğu’nu duraklama devrine sokacak sürece katkıda bulunan Hürrem’in entrikalarına dair pek çok malzeme, tarih sayfalarında keşfedilip yaratıcı senaristlerin elinde şekillenmeyi beklemekte... Mesela, şeytanlıklarına daha küçük yaşta başlayan Mihrimah Sultan bunun için biçilmiş kaftan! 17 yaşında, Rüstem Paşa’yla evlenen; annesi Hürrem’in ölümünden sonra babası Kanuni Sultan Süleyman’ı yönlendiren; İmparatorluktaki bu etkisini tahta geçen kardeşi II. Selim’in saltanatı boyunca da sürdüren Mihrimah’tan güzel öykü çıkar. Senaristler kafa kafaya verip yaz boyunca hazırlanırlarsa yeni sezonda da ‘Muhteşem Yüzyıl’ fırtınası sürebilir. Ya da ‘Fırsat bu fırsat’ denip mindere serilir.
Anibal GÜLEROĞLU
www.twitter.com/guleranibal