Bizde pek rastlanmasa da Amerikan televizyonlarının mini dizileri oldukça bol. Üstelik içerikleriyle de sadece Amerikan halkına hitap etmekle kalmıyorlar, dünya çapında merak uyandırıp ilgi görüyorlar. Bunlardan biri de Amerika’nın sembolü ‘Harley and The Davidsons’… Peki… 13 Eylül Salı günü saat 23.00’te Discovery ekranlarında ilk kez yayınlanacak olan ve Evan Wright, Seth Fisher ile Nick Schenk tarafından kaleme alınan ‘Harley and The Davidsons’ın içeriği ne anlatacak bize?
Özellikle motor tutkunlarına hitap etmekle birlikte dönemsel tabloyu da gayet gerçekçi bir dille sunan diziyi, kişiye özel ön gösterimle izleyenlerden biri olarak yapımın özelliklerini sizlerle paylaşmak istiyorum. Tabii dizinin izlenme keyfini ortadan kaldıracak detaylar vermeden!
HARLEY-DAVİDSON’IN YARATILIŞ ÖYKÜSÜ
1903’te Pacific demiryollarının şerif gözetimindeki mülk alımını, kavgalı ve kanlı bir tabloyla sunarak başlangıcını yapan ‘Harley and The Davidsons’, Walter ve Arthur Davidson kardeşlerle arkadaşları Bill Harley tarafından gerçekleştirilen bir başarı öyküsü.
Walter Davidson rolünde Michiel Huisman’ın, William (Bill) Harley rolünde Robert Aramayo’nun ve Arthur Davidson rolünde de Bug Hall’ün yer aldığı dizinin oyuncu kadrosunda Stephen Rider, Jessica Camacho, Daniel Coonan, Annie Read, Wilson Bethel, Dougray Scott, Gabe Luna, Alex Shaffer ve çıkış yapan aktörler Essa O’Shea ile Sean Scully de bulunmakta.
Diziyi oyunculuk açısından değerlendirdiğimizde her karakterin, canlandıran oyuncuyla uyumu ilk dikkat çeken ayrıntı oluyor. Geçmişten gelen deneyimlerin de katkısıyla hayli başarılı performans sergilenen ve oyunculuk adına hiçbir sırıtmanın göze çarpmadığı dizinin dönemsel özellikleri yansıtması da oldukça başarılı. Bunun dışında içeriğine gelince…
Raw Television adına Dimitri Doganis’in başyapımcılığını üstlendiği, Discovery adına John Golwyn’in başyapımcı olduğu… Ciáran Donnelly’nin de başyapımcı ve yönetmen olarak görev aldığı yapımın özü, Milwaukee’de bir barakada üretilip marka ve takipçi mirasının hakkını 100 yıldan fazla süredir başarıyla veren motosiklet mucizesini en yalın haliyle aktarmak!
Mavi yakalı göçmenlerin çocukları olarak zoru başarmak için kolları sıvayan ve her ortamda hedeflerine ulaşmak için mücadele vererek yaratıcılıklarını konuşturan üç genç adamın yenilikçilik ve tasarım alevi ile ateşlenen ‘Harley-Davidson’ kuruculuğunu, özverili çabalarını ve aile ortamlarını dönemsel renklilikle işleyen yapımın sıkılmadan izlenmesindeki en büyük etkense, hikâyesinin gerçekçi ve abartısız bir dile sahip oluşu.
Modern girişimciliğe de öncülük eden üç genç insanın yarattığı ve ilk yarışını pist dışında gerçekleştirmek mecburiyetinde kalmasına rağmen birinci gelerek gücünü ispatlayan motorun yol haritasındaki şans adımı, Şikagolu işadamının desteği… Gelişim sürecinde, motor yarışlarının heyecan ve tutkusunun yanı sıra ülke çapında yayılan ‘motodrome’ yarışlarıyla da bu işin tehlikeli ve ölümcül yönünü sergileyerek durumu dengeleyen dizi, bir başarı öyküsü olmanın ötesinde hayallerin ve hırsların harmanı durumunda.
‘Harley and The Davidsons’ın, üç genç adamın isteklerine ulaşma aşamasını sergilerken erkek dünyasının rekabetçi yüzünü dışa vurup 1915’e, oradan da sefaletin yaygınlaşmaya başladığı 1931’e ulaşan içerikte kadının yeri ne derseniz… Her yapımda olduğu gibi burada da muhakkak ki kadın figürüne yer var. Ancak, aralara serpiştirilen aile ve eğlence sahnelerinde, eser miktarda kalmak kaydıyla. Zira tıpkı konuya malzeme olan ünlü motor gibi, bu yapımın doğmasına sebep olan sanayi olayı da o dönemlerde tamamen erkek dünyasının tekelinde!
Kuralları hiçe sayarak olanca gözü pekliğini ‘yarışçı’ sıfatıyla ortaya koyan Walter Davidson’ın limitleri zorlayan hırsı sayesinde pazarda yerini alıp rakiplerine meydan okuyan Harley- Davidson’ın yaratılış öyküsündeki en önemli detaya gelince… Amerika ekonomisini ve halkını kasıp kavuran Büyük Buhran’a rağmen ayakta kalınması!
Sonuçta; Discovery Channel’da prömiyerini 13 Eylül Salı günü saat 23.00’te yapacak olan ve toplam üç adet iki saatlik bölümlerden oluşan Steven Kay yönetmenliğindeki ‘Harley and The Davidsons’, Amerikan ordusuyla iş birliği yapan, sürüş tekniklerini öğreten ileri görüşlü yaratıcıların motor meraklılarını tatmin edecek kalitedeki anlatımı… Harley Davidson’ın yarışlarda süperleşip seri üretime geçme yolculuğundaki mühendislik becerisinin, iradenin, dostluğun ve karşılaşılan zorlu rekabetçiliğin mini hikâyesi!
Ben üç bölümü de büyük bir keyifle izledim ve beğendim. Başarılı bulduğum için sizlere de tavsiye ederim.
Anibal GÜLEROĞLU