Anibal Güleroğlu

Anibal Güleroğlu

guleranibal@yahoo.com

Tüm Yazıları

Yeni dizilerinden umduğunu bulamayan Star TV, belli ki kıyıma hazırlanıyor. Bunun ilk sinyalini de, Pazartesi gecesi yayınlanması gereken ‘Koyu Kırmızı’nın yerine ‘Bir Çocuk Sevdim’in tekrarını koyarak verdi. Bölüm yetişmemesi, gün değişimi veya ikinci kuşağa atılma gibi belirtilerle kendini gösteren ‘Dizi kıyım süreci’nin bariz örneği! Bugüne dek pek çok dizi, hak etmediği halde sırf kanalların keyfi ilgisizliğinden dolayı harcanıp gitti. Anlaşılan şimdi sırada ‘Koyu Kırmızı’ var.

‘Koyu Kırmızı’nın özensizlikten ve yeterli tanıtımın yapılamamasından dolayı harcanmak üzere olduğunu, bir sonraki yazımda kaleme almayı düşünüyordum. Ancak gerek dizinin yayınlanmaması gerekse dizinin devamını talep edenlerin satırları bu konuya öncelik vermemde etkili oldu.

Haberin Devamı

Bu diziyi seyretmeyenlere ‘Çok şey kaybediyorsunuz’ diyen bir izleyici, ‘Koyu Kırmızı’nın özellikle son dört bölümünde ortaya konulan samimiyet ve sıcaklığın ‘Canım Ailem’, ‘İkinci Bahar’ ve ‘Hırsız Polis’ gibi dizilere hasret kalanlara hitap edecek yoğunlukta olduğundan bahsetmekte.

Diziye gösterilen ilginin beklenenden ve görünenden çok olduğunu söyleyen satırlarda, dizinin bitirilmesine karar verilmesi durumunda ‘Koyu Kırmız’ izleyicisinin buna kayıtsız kalmayacağı vurgulanmakta!

Halkımızın entrikasız, ajitasyonsuz, dramı dozunda kullanan, samimi ve naif dizilere alışkın olmadığını söyleyen ‘Koyu Kırmızı’ tutkunları Star TV’nin son günlerde izlediği yayın politikasına ve dizinin harcanmak istenmesine karşı oldukça tepkililer.

‘Koyu Kırmızı’nın yarıda kesilerek kaldırılması ihtimali doğrultusunda Star TV’ye ve yapımcıya mail trafiği başlattıklarını belirten dizi izleyicileri, kendilerine saygı gösterilmesini ve beğenerek takip ettikleri yapımın anlamsız bir biçimde yarıda bırakılıp sonlandırılmamasını talep etmekte… Kendileriyle aynı görüşte olanların dileklerini bildirmeleri için dehttp://www.koyukirmizi.com/ziyaretci_defteri/default.asp?BlgSayfa=1adresi tavsiye edilmekte!

Bu dizi başta olmak üzere, yapımların yarıda bırakılması ya da ‘Erken final’ yutturmacasıyla anlamsız bir şekilde sonlandırılması hem izleyiciye hem de emek verenlere büyük haksızlık! Bu düzende kanalın olduğu kadar yapımcının da sorumluluğu oldukça fazla. Adaletsiz rekabet ortamında, bakarsınız bir yapımın sürekli tanıtımı döner… Oyuncuları, çeşitli programlarda boy gösterip dizinin adını bilinçaltına işler. Daha olmazsa, dizi içeriğindeki bir sahneden magazin medyasının ilgisini çekecek haber yaratılır. Böylece daha yayına girmeden dizi popüler hale sokulur.

Haberin Devamı

Öte yandan bir başkası, adeta korkularak çok sönük bir tanıtımla ekran başındakilere sunulur. Oyuncuları öyle medyatik olaylara imza atmaz. Dizi içinde dizi reklamı yapılmaz. Üç beş haberi çıkar. Sonra da kendi haline bırakılır, adı anılmaz. Bu durumda, öykünün başlangıç temposu da biraz düşükse vay haline. Dizinin tarihin sayfalarına gömülmesi için her türlü şart mevcuttur artık. Ne yayından kaldırılması an meselesi olan yapımlardaki emekçilerin sezon ortasında açıkta kalmaları kimsenin umurundadır. Ne de diziyi sakin ve seviyeli haliyle benimseyip bağırlarına basan izleyici.

Haberin Devamı

Kim, merakla okuduğu kitabın ortasından yırtılıp atılmasını ister? Başlanan bir konunun nasıl biteceğini merak etmek ve tutarlı bir son görmek ekran başındakilerin hakkı değil midir? Elbette hakkıdır! Reyting denen canavarı bu saygısız bakış açısıyla birleştirip, daha kaç dizi kıyıma uğratılacak? Dahası kanallar ve yapımcılar ne zaman, gerçek yayıncılık örneği gösterip, TV izleyicisinin ve bir iş bulmanın sevinciyle sezona başlayıp ortada kalan dizi emekçilerinin hakkına saygı gösterecek? Dileyelim de bu ‘Saygı’ bilinci en kısa zamanda oluşsun!

Anibal GÜLEROĞLU