Anibal Güleroğlu

Anibal Güleroğlu

guleranibal@yahoo.com

Tüm Yazıları

‘Yapılamayacağı düşünülen bir şeyi yaparak, insanlığın güç alanını genişleten her şey değerlidir’ demiş yazar ve eleştirmen Ben Johnson. Bu sözün, ilerici-yenilikçi mantık doğrultusunda gerçeği yansıttığı aşikâr... Ancak vasatlıklara takılıp kalarak kalite olayını pek de önemsemeyenler için yapılamayanın-yapılmayanın denenmesinin hiçbir anlam ifade etmeyeceğini de kabul etmemiz lazım.

Nasıl ki bizdeki dizi algısı da bu yönde yol almakta! Yeni sezonda fark yaratmaya müsait yapıdaki işlerin hak ettikleri ilgiyi yeterince göremedikleri için birer birer hayal kırıklığı tablosu sergilemeye başlamaları bu hakikatin kanıtı. Süreç de belli zaten. Yayına ara vermek ve pat diye final haberi yaymak. Yani bir bakıma kayıt dışı harcanmışlıklar yaratmak!

Haberin Devamı

Nitekim gününde verilmeyip şaşırtan ve dört haftalık yenilenme molası denilerek ekrandan çekilen ‘Yüz Yüze’ dizisi mesela… Bu söylemin ardından ekran yolculuğuna noktayı koyduğu haberinin gelmesi çok gecikmedi. Oysa gerek kadrosunun, gerekse ‘Poyraz Karayel’den gelen senaryo yazarının verdiği güvenle büyük başarı hedefleyerek çıkmıştı ekrana. Ama bir başka yazımda belirttiğim yanlışlarından ötürü ilk bölümünden yakalayamadı izleyiciyi. Yani hem fark yaratma hevesinin harcanmışlığını yaşadı, hem de senaryo mantığındaki yersizliklerinin ceremesini çekti. Yazık oldu onca emeğe.

***

Nice dizilerin boşa harcanıp gittiği ekranımızda ‘yazık’ kelimesinin anlamını günden güne yitirdiği gerçeğinde ‘Yüz Yüze’ ne ilk ne de son… Bunun gibi bir başka harcanmışlık tablosu, ‘Kayıt Dışı’ olarak çıkmakta karşımıza. O da Erkan Petekkaya’nın geçirdiği kazayla verilen çekim molasının devamını harcanmışlık haberiyle getirdi. Yapımcılığını Karga Seven Pictures’ın üstlendiği dizi yayından kaldırıldı. Bu noktalanma, dizi sektörümüz için gerçekten üzücü bir durum. Neticede yabancı işler ayarında bir yapım gerçekleştirenlerin emeği boşa harcanmış oldu. Hiç kuşkusuz iyi veya kötü her dizide bir emek mevcut. Nasıl ki ‘Yüz Yüze’nin de yapım kalitesi, boşa gidenlerden… Lakin bana göre ‘Kayıt Dışı’nın final konusu daha bir yoğun harcanmışlık duygusu yaratıyor insanda. Zira başlangıç itibariyle baktığımızda, senaryosunun temelini dinamitleyecek ve gidişatı etkileyecek ciddi mantıksızlıkları yoktu.

Haberin Devamı

Öncelikle öyküsü sağlamdı ‘Kayıt Dışı’nın. Geçmişin acılarını, bugünün suç ağıyla örtüştürüp araya aile ve gençlik gelişimini başarıyla yerleştirerek komple bir tablo sunan içerik de dâhil olmak üzere dizinin genel performansı çok başarılıydı. Sahneleri, belli bir kaliteyi yansıtan türdendi. Çekimleri, film tadındaydı. Mel mel bakışmalar, iç bayan boş uzatmalar yoktu. Olaylar su gibi akıp gidiyordu. Kadro deseniz… Erkan Petekkaya’nın, Ali Kemal olarak eski rollerini hatırlatmayacak biçimde farklı bir tablo çizdiği yapımda her oyuncu canlandırdığı karakterin hakkını layıkıyla veriyordu. Velhasıl aksiyonu, ilişkileri ve sırları iç içe geçirmeyi ustalıkla başaran dizi, her yönüyle klişe işlere fark atıyordu.

Buna karşılık Erkan Petekkaya, Dolunay Soysert, Songül Öden, Uğur Polat, Nur Sürer, Ali Düşenkalkar, Burak Yamantürk, İsmail Hacıoğlu, Tugay Mercan, Serdar Orçin, Kadim Yaşar ve Müge Boz gibi isimlerin yer aldığı kadrosuyla dikkat çeken… İngiliz ajan filmlerini hatırlatan bir yapılaşmayla, suç ve güvenlik birimlerini harmanlayan öykü tabanı üstünden yol alan ‘Kayıt Dışı’, ekrandaki farklı duruş başarısını, izleyici gönlünde yer etme hususunda gösteremedi. Çünkü ilk bölümüyle rutini kıran bir dizi tablosu sunmaya niyetlenen ‘Kayıt Dışı’, izlence kriterlerini genişletemeyen kesim tarafından anlaşılır bulunamamıştı.

Haberin Devamı

Halbuki bu türe meraklı olan bir izleyici, böylesi işlerin dikkatle takip edilmesi gerektiğini bilip ona göre bakardı. Ayrıca dizinin karakter tanıtımını ve konusunu öyle anlaşılmayacak biçimde sergilemediği de bir gerçekti. Yani işin sırrı dikkatini verebilmek ve türü sevebilmekti! Ama izleme hususundaki bu püf noktası Total’e ağır gelen bir detaydı. Öyle ya, basit tesadüfle tanışan… Anında âşık olan… Devamında feryat figan ortalığı birbirine katanlar eşliğinde dramasını gerçekleştiren yapımlara aşinaydı bu kesim ve ‘Kayıt Dışı’ böyle bir iş değildi! Hele bir de seçenekler arasında ‘Kırgın Çiçekler’ gibi ajitasyonla sezonlar boyu ayakta kalmayı başarmış olan varsa, ‘Kayıt Dışı’ gibi akıl işini kim ne yapsındı?

NETİCEDE: Her ne kadar gerçekliğine güvenmesem de, bizdeki Total kesimin tercihini, anlaşılması kolay, bol gözyaşı dökülen, yaygarada sınır tanımayan ve mağdur kadını zengin erkek himayesinde gösteren al takke ver külah işlerden yana kullandığı malum! Dolayısıyla ‘Söz’ dizisinin zirveye yerleştiği Pazartesi akışında rutini kıracak farklı bir şey yaparak izleyici ufkunu genişletmeye niyetlenen ‘Kayıt Dışı’nın Total’deki sonuçlarıyla istenen çıtayı tutturamaması pek şaşırtmıyor insanı.

Öte yandan kanalların, kaliteden ziyade reytinge önem verdiği bilinen bir durum. Hal böyleyken altıncılıkla girdiği yarışta 22’inciliğe kadar gerileyip reyting oranını 2.50’nin altına düşüren dizi için AB ve ABC+ gruplarının kurtarıcı olamaz tabii. Hem ne hikmetse lüks tüketim ürünlerinin çoğunlukta olduğu reklam kuşağının Total kesime hitap ettiği gibi bir mantık hâkim. Bunun için de diğer gruplarda üstlerde olsa dahi bir iş, Total’de düşük reyting aldı mı yandı gülüm keten helva.

Anlayacağınız sıra dışılığın ‘Kayı Dışı’ hali tutunamadı bizim sıradan ekranımızda. Dizi anlayışının alanını genişletmek istedi ama farklıyı üretme hedefiyle Total’in yönlendirdiği reyting canavarına kolay lokma oldu. Kalitenin böylesine ziyan zebil edilmesine denecek çok söz var ama… Ne çare, vay gidene!

Anibal GÜLEROĞLU

www.twitter.com/guleranibal