Anibal Güleroğlu

Anibal Güleroğlu

guleranibal@yahoo.com

Tüm Yazıları

Her ne kadar dört bir yandan olumsuzluklarla kuşatılsak bile, parlak havaların yarattığı coşku kısmen de olsa içimizdeki negatifliği yok etmekte. Yaz kokusunu hissettikçe karamsarlığın yerini yeni ümitler almakta. Bu tablo, insan doğasının ve kendini yenileyen tabiatın ötesinde, kış dizilerinin ağır temposundan silkinerek yaza özel yapımlar sunmak için kolları sıvayan kanalların yeni işlerinde de yüzünü göstermekte. Her kanal bu hedefe doğru kendine göre özellikler taşıyan dizilerle yol alırken, Kanal D cephesinden bu türde bir çalışma olarak öne çıkan yeni iş ‘Güneşin Kızları’ oldu…

Haberin Devamı

Sezon ortasında devreye soktuğu ancak umduğu verimliliği elde edemediği için rafa kaldırdığı ‘Beş Kardeş’i, yaz aylarının rehavetinde bir kez daha deneme sürecine tabi tutacak olan Kanal D’nin çekimlerine İzmir’de başlanan yeni dizisinden bilgiler paylaşıldı.

Süreç Film yapımcılığıyla ekrana gelecek olan ‘Güneşin Kızları’nın senaryosu, Deniz Dargı ve Cenk Boğatur tarafından kaleme alınıyor. Yönetmenliğini Sadullah Celen’in üstlendiği yapımın oyuncu kadrosunda; Emre Kınay, Evrim Alasya, Tolga Sarıtaş, Burcu Özberk, Berk Atan, Hande Erçel, Miray Akay, Meltem Gülenç, Funda İlhan, Teoman Kumbaracıbaşı, Süreyya Güzel, İrem Helvacıoğlu, Sarpcan Köroğlu, Kanat Heparı, Sarper Arda’nın isimleri var. Gelelim değerlendirmeye…

ÖYKÜ ÇERÇEVESİ YAZA UYGUN DURUYOR

‘Güneşin Kızları’ göründüğü kadarıyla, aile-gençlik dizisi türünde. Yani yaz hafifliğine uygun. Haziran ayında izleyiciyle buluşmaya hazırlanan dizinin İzmir’deki başlangıç seti, konu gelişimiyle bağlantılı olarak, ilerleyen bölümlerde İstanbul’a taşınacak. Setten ilk kareleri basına yansıtılan yapımda genel hikâye, bir edebiyat öğretmeni olan Güneş ve kızlarının çevresinde gelişecek.

Bu noktada bir parantez açıp geçmişe dönük bilgilendirmede bulunmak istiyorum.

Daha önce bu konuda bir yazı kaleme almıştım. Tabii dizi kulislerindeki resmi olmayan söylemlere dayanarak yazılmış bir ön değerlendirmeydi. Buna göre de Güneş karakteri, üç kız babası konumunda, zorluklar yaşayan edebiyat öğretmeniydi ve canlandıran da Emre Kınay ismiyle bağdaştırılmıştı. Ben de buna istinaden yorumlarda bulunmuş, o an için karakterin özelliklerinin klişeliğinden dem vurmuştum… Gelişmelere dair beklentilerime mim koyarak!

Haberin Devamı

Şimdiyse resmen paylaşılan bir genel hikâye çerçevesi var önümüzde. Dizi dünyası, hep dediğim gibi, sürekli sürprizlere değişimlere açık olduğundan ‘Güneşin Kızları’nın da yapısı önceki duyumlarımızın aksi yönde bir tabloyla çıktı ortaya… Güneş karakteri baba değil de, anne olarak dönüşüme uğramış. Kim bilir belki baştan da öyle düşünülmüştü ve yanlış yansımıştı, ya da sonradan Emre Kınay’a farklı bir karakter pozisyonu yaratmak için değiştirildi? Artık neyse, ne...

Şimdiki durumda Güneş adında, 35 yaşındaki annemiz mevcut elde… Üç kız çocuğunu büyüttükten ve aşktan tamamen umudunu kestikten sonra beyaz atlı prensini bulacakmış. Tek amacı, kızlarına iyi bir gelecek sunmak olan Güneş’i yolun yarısında aşkla tanıştıran kişi de, İstanbullu işadamı Haluk Mertoğlu… Yani Emre Kınay!

Haberin Devamı

Evrim Alasya tarafından canlandırılan Güneş’in Haluk Mertoğlu’nun evlilik teklifini kabul etmesiyle gelişecek olan senaryonun beslenme kaynakları ise tahmin edilebileceği gibi, Güneş’in birbirinden belalı kızları olacak! Farklı beklentilerle Mertoğlu Ailesi’nin düzenini darmaduman edecek olan tatlı bela kızlarla aile aksiyonunu geliştireceğini umduğumuz yapımın hikâyesinde bir de ‘sır’ olayı mevcut… Yani yaz ekranı için tüm elementler mevcut.

Çocuklarına mutlu ve güzel bir yaşam sağlarken kendisi de mutlu olmaya niyetlenen Güneş’i, İzmir’den İstanbul’a getirip aşkı ve kızları arasında bırakan öykünün çekiciliğini artırmak için ne gibi bir ‘sır’ çıkartılacak karşımıza? Bunu diziyi izleyince öğreneceğiz. Şu an itibariyle belli olan tek ayrıntı, dizilerin vazgeçilmezine dönüşen ‘sır’ olayının Mertoğlu Ailesi’yle ilgili olduğu.

Şatafatlı yaşamların dışarıdan bakıldığı gibi olmadığını, içine girince görünenin ötesinde bir tabloyla karşılaşılabileceği gerçeğini, yaratacağı ‘sır’la işleyecek olan dizi, hikâyenin aşk kanadını destekleyecek olan Güneş ve kızlarının gelişiyle geçmişin sırlarını bir bir ortaya döktükçe biz de sürecin gidişatını değerlendireceğiz tabii... Umalım da doyurucu bir ‘sır’ öyküsü sunulsun izleyiciye.

BAŞARI, GENÇLERİ ÇEKEREK GELECEK!

‘Güneşin Kızları’nın genel öykü durumuna değindikten sonra, ana başlıklarıyla pek yabancısı olmadığımız bu içeriğin hangi ölçütlerle ilgi çekebileceği konusuna bakacak olursak… Burada yine oyuncu performansı ve ekip uyumu olguları giriyor devreye. Zira bu tür işlerde konular ikinci planda kalmaya başladı artık.

Emre Kınay’ın tiyatro kaynaklı tecrübeli oyunculuğu ve farklı yapımlardan performansı malum. Bu nedenle onu es geçeceğim.

‘Muhteşem Yüzyıl’da Nebahat Çehre’nin gençliği olarak yer bulan ve Hafsa Sultan karakterinin genç halini, mimiklerine varana kadar başarılı bir benzetmeyle canlandıran Evrim Alasya, ‘Benim Adım Gültepe’ dizisinde de Suna rolündeydi. Güneş olarak nasıl bir iş çıkartacak? Göreceğiz.

Tolga Sarıtaş ismi ‘Muhteşem Yüzyıl’daki Şehzade Cihangir karakteriyle hayli ilgi toplamış, ziyan zebil edilen ‘Benim Adım Gültepe’de de Murat karakteriyle karşımıza çıkarak farklı rollerde kendini gösterebileceğini ispatlamıştı. Dolayısıyla Tolga Sarıtaş’ın buradaki Ali karakterinin de altından layıkıyla kalkabileceği görüşündeyim.

Teoman Kumbaracıbaşı, Meltem Gülenç, Süreyya Güzel, İrem Helvacıoğlu gibi deneyimli isimlerin olumlu katkıda bulunacağına inandığım dizi kadrosunda ‘Adını Feriha Koydum’daki Bülent rolüyle hafızalarda yer edinen Sarpcan Köroğlu, yarışmalardan gelen Berk Atan, Hande Erçel gibi isimlerin gençleri çekme özellikleri de ortada. Ayrıca genç yaşına rağmen başarıyı yakalayan ve ‘Benim Adım Gültepe’de rol alan Miray Akay faktörü de var.

Öte yandan motosiklet kazasında yitirdiğimiz ünlü müzisyen Uzay Heparı’nın oğlu Kanat Heparı, Mert rolüyle dizinin gizli silahı olabilir. Tabii aynı şekilde ‘O Ses Türkiye’nin birincisi olan Sarper Arda’nın Can rolü de gençleri çekmek adına işe yarayabilir. Yeter ki özen gösterilsin.

Sonuçta diyeceğim o ki; Şimdilik tanıtımla birlikte ön değerlendirmede bulunduğumuz, kapsamlısını yayın sonrasına sakladığımız ‘Güneşin Kızları’nda ışık var. Yani kendini sevdirebilir.

Ancak Kanal D’ye yeterli yaz parlaklığını sağlayabilmesi için genç kesimin ilgisini çekebilmesi çok önemli… Ki burada da en büyük handikap, diğer kanalların da farklı yapımlarla yaz ekranına çıkıp, aynı kitleye oynaması!

Bu nedenle ‘Güneşin Kızları’nın karakterlerini tutarlı bir yorumla yapılandırmasının ve konunun akışıyla uyumlu gelişen inandırıcı bir tablo sunabilmesinin önemi daha çok artıyor. Aksi takdirde ‘Güneşin Kızları’nın ışığı Güneş gibi uzun soluklu olamaz, kayan yıldız misali görünüp kaybolur.

Anibal GÜLEROĞLU

www.twitter.com/guleranibal