İnsanların gitgide gösteriş merakına kapıldığı, başkalarının hakkındaki fikirlerini daha çok önemser olduğu günümüzde ‘stil’ olayı da aldı başını gidiyor. Bunca karmaşa, üzüntü arasında neyin stili diye düşünenler çıkabilir. Haklıdırlar da… Ama hani demişler ya, ‘Ayranı yok içmeye tahtırevanla gider mıçmaya’… Dertlerin zincir yapılıp bir kenara bırakıldığı yerde, stil merakı da o hesap. Herkeste bir stil heyecanı, tarz yaratmak için bir çaba... Hele ki stillerini sergilerken aslında pek çok stilsizlik ortaya çıkartanların kavgalı gürültülü rekabetçiliğini izlemek söz konusuysa, stil düşkünlüğü başkalaşıyor adeta. İzleyici hem gözünü şenlendiriyor, hem de ruhundaki kavgacılığı tatmin ediyor bir bakıma!
‘İşte Benim Stilim All Star’ın hemen ardından TV 8 ekranında yer bulan ‘İşte Benim Stilim Ünlüler’, yenilenmiş jürisiyle yeni yılın yeni fenomeni olmak için adımını atarken, yarışmanın kendine güvenini sağlayan da bu mantık işte... Artık bundan sonra gelsin bomba tartışma haberleri, ünlülerin ününü katmerleyecek stil rekabetleri. Normal tabii. Zira işin özü bu… Garip olansa, yarışmanın ilk bölümüne AB grubundaki izleyicinin totalden daha çok ilgi göstermesi! Demek ki tuzu kuru kesimin, eğitimli-bilinçli diye geçinenlerin ünlü düşkünlüğü daha fazla. Bunu da böylece tespit ettik en kestirmesinden. Gelelim ‘İşte Benim Stilim Ünlüler’in başlangıç manzarasına…
YENİ JÜRİ ESKİSİNİN YERİNİ TUTABİLDİ Mİ?
Türkiye’nin en şık, en havalı, en stil yarışması olarak, jürinin kadın üyelerinin bacak şovuyla renkli bir ‘Merhaba’ diyen yarışma, 16 ünlü kadının 11 haftalık rekabetini yılbaşından devamla eğlenceli bir biçimde başlattı. Hayrını görsünler...
Bomba gibi bir sezon için İvana Sert ve Uğurkan Erez’in yanı sıra sivri dilli Hakan Akkaya ile ‘O gözlük çıkmayacak arkadaş’ havasıyla huzura gelen deli saraylı-Nes lakaplı Neslihan Yargıcı’nın oluşturduğu çekirdek aileden girişini yapan yarışmanın kendini sorgulatan iki detayı var bu etapta.
İlki, yeni jürinin eskisinin yerini doldurup dolduramayacağı yani yeterlilik konusu… Diğeriyse ünlülerin eski yarışmacıların kavgacılık seviyesine inip inmeyeceği, onlar gibi birbirlerine laf atıp atmayacakları!
Yeterlilik konusunda doğruyu söylemek gerekirse ben, bu jüriyi öncekinden daha çok sevdim. Buna karşılık yarışmacıların aşağılanmasından, jürinin önüne çiçekleri dizerek hava atmasından hoşlananlar eskisini arayabilir tabii. Tercih meselesi neticede ama… Benim tarzım yeni jürinin kibar üslubundan yana.
Öte yandan jürinin en büyük handikabı oturuş biçimi! İnsanları kabak gibi ortada bırakmak neyin kafası? Neden böyle bir uygulamaya gidilmiş anlayamadım. Siyah giyenlerin içinin rengârenk olduğunu söyleyip sürekli kendini anlatmaya soyunan Neslihan Yargıcı’nın hanım hanımcık hallerini de gördükten sonra sırça saraydan kopup yarışmacıların tanıtımına geçen ‘İşte Benim Stilim Ünlüler’deki masasız yeni stüdyo stilinde, ünlülerden ziyade jüri üyeleri terledi bana kalırsa. Zira kolay iş değil onca zaman milyonların gözünün önünde olup koltukta falso vermeden çöküp kalmak! Aslında bu değişimdeki amaç görselliğe oynamak fakat jürinin rahatı için bir kez daha düşünülsün derim.
Sonuçta; Bu tarz aksaklıklar bir yana… ‘İlk gün’ mazeretiyle yarışmacıların durumunu kurtarmaya çalışan Hakan Akkaya ile ‘Bir bütün var, tek yok’ diyerek ne yapacağını şaşırdığını belirtip yarışmacılarda hiçbir stil göremediğini söyleyen Neslihan Yargıcı’nın eskileri aratmamak için yarışmacılara yüklenmeye çalıştıkları, böylece izleyiciye oynamaya çabaladıkları ortada. Dolayısıyla‘İşte Benim Stilim Ünlüler’in yeni jürisi kavgacılık adına eskisinin yerini tutamasa dahi yavaş yavaş açılacaktır. Nitekim kalite bakımından çıtayı daha yukarılara taşıdı bile.
ÜNLÜLER KAVGACILIKTA ESKİLERİN SEVİYESİNE İNER Mİ?
Esra Sönmezer ve Yasemin Öztürk’ün en düşük puanları almasının ardından 2016’nın ilk Üzgün Surat Rozeti’ni Esra Sönmezer’e taktıran yarışmada, eleştiri yaparken kendi kıyafetlerinde de kusurlar olan jürinin performansını geçip olayın ünlü yarışmacılar cephesine baktığımızda…
Ünlülük dereceleri farklılık gösterse dahi nihayetinde herkesin tanıdığı, mesleklerine göre toplumda bir yere sahip olan yarışmacılar var karşımızda… Esra Sönmezer, Hatice, Neslihan Önder, Yasemin Öztürk, Aslı Zen, Berna Öztürk, Yeşim Erçetin, Simge Tertemiz, Elif Ece Uzun, İnci Pars, Esra Balamir, Pelin Suade, Nil Karataş, Tuğçe Özbudak, Gizem Özdilli, Sevil Uyar… Bu isimler birbirleriyle atışırken işi nereye kadar vardırmayı göze alabilirler?
Önceki yarışmaların durumu malum... Gün oluyordu öyle çirkin konuşmalar, tavırlar yaşanıyordu ki işin cılkı iyice çıkıyordu. Peki, aynı pozisyonlara düşer mi ünlü kadınlarımız? İlk bölümden göründüğü kadarıyla buram buram gerilim ve içten pazarlıklılık kokan bu atmosferde her an her şey olabilir. İnsanlar hem ödülün çekiciliğiyle hem de kameraların kazandırdığı ivmeyle bir anda şirazeyi kaydırabilirler. Hele bir de kışkırtıcılık varsa, kavgacılığa çanak tutuluyorsa… Ünlü olmuş, ünsüz olmuş fark etmez bu durumda.
Üstelik günümüzün tarz anlayışında ünlü olmanın yolları da garipleşti. Geçmişte utanç veren şeyler şimdilerde prim yapar hale geldi. Kavga çıkartan, magazinde tuhaf pozlarla yer alan ya da adı skandallara karışanların gözden düşmesi bir yana, ününe ün katılıyor. Hani kadın döven erkek oyuncuların rağbet görmesi, tecavüz hikâyelerini anlatan kadın ünlülerin haber patlaması yaşaması hep bundan.
Bu gerçeklerden dolayı ‘İşte Benim Stilim Ünlüler’in de hiçbir sakınca görmeden öncekileri aratmayan derecede atışmalar sergileyebileceklerini rahatlıkla söyleyebiliriz. Nasıl ki, Neslihan Önder ile Sevil Uyar arasında uzaylı muzaylı atışmayla ilk sinyaller verildi bile!
Neticede; ‘İşte Benim Stilim Ünlüler’de ilk etap manzarası böyle… TV 8’in ‘İşte Benim Stilim Ünlüler’i Nurella’yı prensipte Star’a kaptırmış olsa bile şu aşamada ‘stil’ avantajını elinde tutmakta. Ünlülerin atışmacılık seviyesini nereye kadar indirebileceği merakı da bu avantajın lokomotifi! ‘İlerleyen günlerde daha net göreceğiz stilcilerin yeni jürili stilini’ diyerek koyalım noktayı. Umalım da kaliteden ödün vermeden icra etsinler marifetlerini.
Anibal GÜLEROĞLU