Yaz sezonunda her ne kadar diziler ve sinema filmleri hız kesip tatil yapıyormuş gibi görünseler de, aslında bu aylar yeni yeni yapımların üretilerek kışa hazırlanma süreci.
Yapımcılığını Sugarworkz&Taff’ın, yönetmenliğini de Murat Şeker’in üstlendiği ‘Çakallarla Dans’ serisinin üçüncüsü olan “Sıfır Sıkıntı” filminin dört hafta sürecek çekimleri, Derya Baykal, Derya Şensoy, Şevket Çoruh, İlker Ayrık, Timur Acar, Murat Akkoyunlu, Gürkan Uygun gibi sevilen isimlerle başladı.
Kadife Pavyon’u set edinen ve medyayı setinde ağırlayan ‘Çakallarla Dans Sıfır Sıkıntı’ filminin çalışmaları sürerken, önceki işleriyle dikkat çeken iki isim de önümüzdeki sezon için kolları sıvamış durumda.
İlginç içerikleri ve kayda değer oyuncu kadrolarıyla beyazperdede yer almak için motor diyen bu iki yapım, ‘Işık Yılları’ ve ‘Rüzgârın Hatıraları’…
MUHAMMET UZUNER’DEN ‘IŞIK YILLARI’…
‘Öyle Bir Geçer Zaman Ki’ dizisindeki Arif rolüyle En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Ödülü alıp hafızalarda yer etmesinin yanı sıra ‘‘Bir Zamanlar Anadolu’da’’ filmindeki Doktor Cemal rolüyle de Sadri Alışık Ödülleri’nde En İyi Erkek Oyuncu seçilen ve gerek ülkemizde gerekse yurt dışında oyunculuğuyla beğeni kazanan Muhammet Uzuner şimdi de ‘LIGHT YEARS/Işık Yılları’ adlı filmle karşımıza gelmeye hazırlanıyor.
Şimdiye dek izlediğim kadarıyla canlandırdığı karakterleri seyirciye çok güzel yansıtmayı başaran ve rolüne uygun değişimlerle etkileyici bir performans sergileyen Muhammet Uzuner, takipçilerinin tüm isteğine rağmen finale yollanan ‘Koyu Kırmızı’ ve kimilerince duygu yoksunluğuyla eleştirilen ‘Saklı Kalan’ gibi haksızlığa uğramış dizileri de dâhil olmak üzere, yer aldığı her yapımda beğeniyle karşıladığım bir isim.
Yaşanmış bir hikâyeden yola çıkmasına ve içerik başarısına rağmen, salonlarda güç bela yer bulan ‘Görünmeyen’ filmindeki solculuktan zorunlu olarak adam sendeciliğe geçiş yapan Ekrem karakteriyle de, ‘‘Bir Zamanlar Anadolu’da’’ filminden sonra ikinci başarılı sinema çıkışını yapan Muhammet Uzuner’i değerlendirmemi özetleyecek olursam…
İster 80’li yılların zorlu şartlarında özgürlük ve idealist kişilik savaşı veren şair Arif Abi olarak sevelim, isterse sınırsız zenginliğiyle karizmatik bir kimliğe bürünen ancak cevherini sergilemesine izin verilmeyen Murat Bey olarak kısa sürede dizi dünyasının tozlu raflarına gönderelim... Muhammet Uzuner, gerçek oyuncunun nasıl olduğunu gösteren deneyimli bir örnek olacaktır her daim!
Nitekim onun bu cevherini fark eden yönetmen Esther May Campbell de fırsatı kaçırmamış ve ‘Işık Yılları’ filminde Dee isimli karakteri canlandırmasını istemiş. Teklifi geri çevirmeyen Muhammet Uzuner de, bu İngiliz yapımı film için Haziran başından beri Bristol’de kamera karşısında…
Müzisyen-oyuncu Beth Orton ile ‘Game of Thrones’ dizisinden tanıdığımız Clive Russell’ın da oyuncu kadrosunda yer aldığı ‘Işık Yılları’nda, sekiz yaşındaki bir kız çocuğunun annesini aramak için çıktığı zorlu yolculuk konu edilmekte.
Third Films'in yapımcılığını üstlendiği film, ailevi, toplumsal, kültürel ve çevreyle ilgili çağımızın sorunlarına değinen öyküsünü bir günlük zaman sürecinde ve yoğun bir atmosferde işlemekte.
İstanbul’da tanıştığı bir İngiliz (Beth Orton) ile evlenerek yaşamına İngiltere’de devam eden Türkiyeli bir ziraat mühendisini canlandıran Muhammet Uzuner’in filmle ilgili görüşleriyse yapımı şimdiden merakla beklememizi sağlayacak türden…
“Esther beni Bir Zamanlar Anadolu’da filminde izlemiş ve DEE rolü için çok uygun bulmuş. Bana ulaştıklarında çok heyecanlandım. Senaryoyu okuyunca hem hikâyenin bütününden hem de oynamam istenen karakterden çok etkilendim ve hemen kabul ettim” şeklindeki sözlerle rolünü değerlendiren Muhammet Uzuner’in tiyatroculuktaki oyunculuk, yönetmenlik ve eğitmenlik vasıflarını da dikkate alırsak, çekimlerinin Haziran sonunda bitirilmesi hedeflenen ‘LIGHT YEARS/Işık Yılları’nda başarılı bir iş çıkartacağına şimdiden kesin gözüyle bakabiliriz.
ÖZCAN ALPER VE RÜZGÂRIN HATIRALARI…
Diyarbakır’da ağıtların peşine düşen Sumru’nun öyküsünü anlatan ‘Gelecek Uzun Sürer’ ve cezaevleriyle ölüm orucu gerçeğini Türkçe’nin yanı sıra Gürcüce, Hemşince dillerini kullanarak insancıl bir hikâye sunan ‘Sonbahar’ filmlerine imza atan Özcan Alper şimdi de ‘Rüzgârın Hatıraları’ diyor.
Daha senaryo aşamasındayken Cannes Film Festivali kapsamında düzenlenen L’Atelier Cinefondation’a seçilen ‘Rüzgârın Hatıraları’, Nar Film ve Most Prodüksiyon yapım şirketlerinin ortak yapımcılığında gerçekleşecek.
Çekimleri Batum’da başlayan ve Batum’un yanı sıra Borçka, Şavşat ve Hopa’da sürdürülecek olan film Türkiye, Almanya, Fransa ve Gürcistan ortak yapımı.
Uluslararası Busan Film Festivali kapsamındaki Asya Proje Marketi’ne (Asian Project Market) de seçilip beş film arasına girmeyi başaran ‘Rüzgârın Hatıraları’, Özcan Alper’in kendine has diliyle insani değerleri ve yönetim politikalarını psikolojik çözümlerle buluşturacak mı?
Onur Saylak, Sofya Khandamirova, Mustafa Uğurlu, Ebru Özkan, Murat Daltaban, Menderes Samancılar ve Tuba Büyüküstün gibi isimlerin yer aldığı yapım, şairane kaçış üstüne örülü konusuyla yine unutturulmaya çalışılan ülke geçmişine dair ipuçları taşıyacak mı?
Bunları Hubert Bals, Cinemed Montpelier, Medienboard’dan ortak yapım geliştirme desteği de alan ve çekimlerinin sonbaharda bitirilip önümüzdeki yıl vizyona sokulması planlanan ‘Rüzgârın Hatıraları’nı izledikten sonra değerlendireceğiz.
Neticede; insana ve yaşama odaklanan ‘LIGHT YEARS/Işık Yılları’ ile ‘Rüzgârın Hatıraları’, bu aşamada kayda değer yapımlar olarak görünmekte. Dağıtım şirketlerinin iflas ettiği, salon sorununun aşılması güç bir duvar olarak durduğu, seyirci tercihinin hafifliklerden yana olduğu günümüz sinema gerçeğinde yolları açık olsun.
Anibal GÜLEROĞLU