Her gün didinip koşuşturan, gelecek için bir şeyler yapmaya çalışıp planlar sıralayan insanların anlamak istemediği ya da önemsemediği tek husus, hayatın içinde kendi kendine oluşan bir denge bulunduğu. Bazıları hayata bakarken maneviyatı dışlayıp ‘tesadüf’te karar kılabilir… Kimileri bu dengeyi Allah’ın işi olarak görüp ‘kader’ diyebilir… Ya da olaya daha çekicilik kazandırmak isteyenler ‘mucize’ şeklinde yorumlayabilir.
Ancak gerçek şu ki, ne yorum getirirseniz getirin, hayatımızda bizim inisiyatifimizin dışında gelişen durumlarla iç içeyiz. Bazı şeyler biz ne kadar çabalarsak çabalayalım olmuyor veya hiç ummadığımız bir zamanda gelişen bir olayla yaşantımız bir anda değişebiliyor. Yani kader, tesadüfleri mucizelerle birleştirip ağını örerek insanların hayatını şekillendiriyor. İnsanlara da kuzu kuzu bunları yaşamak düşüyor. Kanal D’nin yeni projesi olan ‘Hayat Mucizelere Gebe’ de böylesi bir öyküye sahip…
YANLIŞLIKLA HAMİLE BIRAKILAN BİR KADININ ÖYKÜSÜ
Çocuk sahibi olmak hemen her kadının arzusudur… Tabii ki kendi rızası dâhilinde! Peki ya hiç hesapta yokken tıbbi bir müdahale esnasında hamilelik oluşursa? O zaman nasıl bir tepki verir, hiç ilgisi olmayan birinden çocuk beklediğini öğrenen kadın? Hoppalaaa… Böyle bir şey nasıl olur demeyin. Bal gibi de olması mümkün. Hem dizilerde, hem de gerçek hayatta. Para için sayısız dalaverenin döndüğü, yoğunluk dolayısıyla türlü hatanın yapıldığı gerçek hayatı bir kenara bırakıp dizilerin dünyasındaki mucizelere bakacak olursak… Örnek dolu.
Yıllar önce karışan bebeklerin ebeveynleri mucize eseri karşılaşır, sonra da çocuklarının aslında yer değiştirdiğini öğreniverirler. Tabii ondan sonra her şey ‘Paramparça’ oluverir. Ya da ‘Analar ve Anneler’ kıyaslamasına girişenler, ölü doğum yapan kadını aynı anda hastanede bulunan bir başkasının bebeğinin anasına çevirip oradan öykü geliştirebilirler. Kısacası kurguların aleminde bebekler ve anneler üstüne çok çeşitli mucizeler yaratmak mümkün.
Bu gerçeğin farkındalığıyla yeni bir ‘mucize’ ekran için hazırlanmakta… Fatih Aksoy-Med Yapım tarafından Kanal D için çekimlerine başlanılan mucizenin adı, ‘Hayat Mucizelere Gebe’… Buradaki mucize nasıl bir şey olacak derseniz…
İnci, atama bekleyen bir öğretmen. Mesleğe başlayabilmek için bu zorlu süreçte tıkılı kalan İnci’nin en büyük arzusu, öğretmenliğe başlayıp sevdiği adamla yuvasını kurmak. Ama atama denilen şey öyle şıp diye gerçekleşecek bir olay değil ki! Gerçekleşmesi için mucizeden de güçlü bir şey lazım. Dolayısıyla kaderin bile eli kolu bağlı atama konusunda. Bunun bilincinde olan kader de ne yapsın, çaresiz İnci’nin hayatını değiştirmek için yeni bir mucize sokacak devreye. Böylece rutin kontrol için gittiği jinekologda yanlışlıkla suni döllenme uygulanacak kendisine… Vee… ‘Doktora girdim bir tane, doktordan çıktım iki tane’ mucizesinin şokunu yaşatacak İnci’ye.
Bizler böyle bir yanlışlığın kadın üzerindeki etkisinin ‘Şok mu, mucize mi’ olabileceğini düşünürken kader ağlarını örmeyi sürdürerek, damdan düşer gibi İnci’nin bedenine yerleşen bebeğin babasını da İnci’nin çalıştığı otelin sahibi olarak çıkartacak karşımıza. Üstelik bu mucize gebeliğin kanser tedavisi görmüş patron Engin Akarcalı’nın babalık konusundaki son şansı olduğunu öğreneceğiz.
Meryem Gür tarafından kaleme alınan senaryo İnci’nin olduğu kadar annesi Süheyla ve anneannesi Esma’nın da mucize şoku yaşadığı bu süreçte evlenmek üzere olduğu Komiser Serhat’ı da sokacak devreye. Yaratılan Engin-İnci-Serhat üçgeninde bütün yük yine kadının omuzlarına binecek tabii. Hayatın her an bir mucize yaratma gücünde olduğunu, İnci ve karnındaki sürpriz bebekle izletecek olan ‘Hayat Mucizelere Gebe’, aynı zamanda bir kadının ailesi ve erkekler arasındaki mücadelesini de yansıtacak bize. Umudumuz, mucizelerin hakkının tam verilmesi!
‘HAYAT MUCİZELERE GEBE’ YÜZ GÜLDÜREBİLİR!
Şimdi kısaca özetlediğimiz genel hikâyeden çıkan tabloya bakıp Kanal D’nin çekimlerine başlanan dizisine ön değerlendirmede bulunacak olursak…
Yönetmenliğini Kerem Altuğ’un üstlendiği dizinin başrollerinde Hande Ataizi, Işıl Yücesoy, Damla Colbay, Yiğit Dikmen, Yusuf Akgün, Erkan Sever ve Burcu Binici bulunmakta. Eskilerle yenileri buluşturan kadro, görsel olarak farklı bir soluk getirecektir ekranımıza. Ancak oyunculukların değerlendirmesini şu aşamada yapmamız mümkün değil haliyle.
Öte yandan genel bir bakış atabiliriz. Hande Ataizi’nin çekicilik potansiyeli mevcut. Işıl Yücesoy deseniz, tartışmaya dahi gerek yok. Kara Para Aşk’ta kendini gösteren Damla Colbay’dan da umutluyum. Yusuf Akgün’ü de az çok biliyoruz. Peki, Yiğit Dikmen patlamaya hazır bir bomba mıdır? Onu da izleyince göreceğiz.
İçeriğe gelince… Hayatın mucizesinden yola çıkan öyküsüyle ‘Hayat Mucizelere Gebe’ farklı bir yapım gibi durmakta. Ancak bazı dizilerin düştüğü hataya düşmemesini şiddetle tavsiye ederim. Nedir bu? İlk bölümden müşteri çekme kaygısıyla eldeki öykü malzemesinin büyük kısmını bir çırpıda tüketmek!
Olayı, sindire sindire, yaya yaya işlemek lazım. Ancak bunu yapacağım diye de fazla ağırlaştırılmamalı anlatım şekli. Bu esnada kurgunun olabildiğince çekici bir dil kullanması önemli. Ayrıca oyunculuğun, karakterlerle uyumuna özen göstermek kesinlikle ihmal edilmemeli. Anlayacağınız, 'saldım çayıra' mantığı mucizenin içinde asla yer almamalı!
Sonuçta; Şayet bu ayrıntıların hakkı verilirse, Güneş’in Kızları’na, Dilan Çiçek Deniz’i, Elif karakteriyle sokup taze kan takviyesinde bulunarak dizinin belini doğrultmaya çalışan Kanal D, bir parça rahatlar... Yeni sezon geriliminde ‘Hayat Mucizelere Gebe’ derken yüzü güler! Aksi takdirde bir hüsran daha yaşanır. Temennimiz mucizelerin, uzun soluklu verimliliğe dönüşmesinden yana. Bol şans.
Anibal GÜLEROĞLU