Anibal Güleroğlu

Anibal Güleroğlu

guleranibal@yahoo.com

Tüm Yazıları

Özel gösterimleri hep sevmişimdir. Özellikle de ilgi çekici ve büyük prodüksiyonlarla ilgili olanları. İlk bakışta sürpriz bozan gibi dursalar da, seyretme merakını kamçılayan bir yönleri olduğunu düşünürüm.

Warner Bross. tarafından gerçekleştirilen özel gösterime de işte bu duygular içinde gittim.İki filmin özel sahnelerinin bir arada verildiği gösterime iyi ki de gitmişim.

Zira; ‘İnsanın gücü doğayı kontrole yeter mi’ sorgulamasını yapıp ‘Yetmediği yerde Tanrı hepimizin yardımcısı olsun’ diyerek kibirden gözleri kamaşan insanların kendilerini doğadan üstün görüp tüm dünyayı tehdit edecek tehlikelere zemin hazırlamalarına dikkat çeken içeriğiyle ‘Godzilla’nın 20 dakikalık özel gösterimi, bu düşüncemde ne denli haklı olduğumu birbirinden heyecanlı sahnelerle yaratılan akışta ortaya koydu.

Haberin Devamı

Aynı şekilde, bir anda kendini İleri Hareket Üssü’nde bulup ‘Söylenenler kulağa çılgınca gelse bile dinlemek gerek’ diyen Tom Cruise ile yaşatılan ‘Korku olmadan cesaret olmaz’ felsefesini, mükemmel efektler eşliğinde seyirciye sunan ve ‘Godzilla’nın ardından devreye sokulan ‘Yarının Sınırında/Edge of Tomorrow’ da özel sahneleriyle farklı bir bilimkurgu profili çizerek merakımı kamçıladı.

16 Mayıs’ta gösterime girecek olan ‘Godzilla’, Gareth Edwards yönetimindeki 2014 versiyonunda seyirciye adeta bir sinema ziyafeti sunuyor.

Yönetmenin filme yönelik bilgileri kısaca özetlemesiyle başlayan ‘Godzilla’ özel gösteriminde, manyak gibi görünmek istemeyen bir bilim adamının aslında ne denli akıllı ve haklı olduğu, ‘Neyin geldiği konusunda hiçbir fikri olmayan’ insanların çaresizliğinin verildiği sahnelerle ortaya konmakta.

Tehlike uyarılarına kulak asmayan yetkililerin, olanları doğal felaket gibi gösterme alışkanlığıyla nelere sebebiyet verdiklerini, ses ve efekt görselliğinde etkileyici bir dille işleyen ‘Godzilla’, 1954’te Pasifik’te yapılanların da nükleer deney olmadığını, o süreçte uyandırılan bir şeyin öldürülmeye çalışıldığını öykülerken insanların imkansızı yenmeye çabalama arzusunun boşluğunu da vurgulamakta.

Haberin Devamı

Bryan Cranston, Juliette Binoche ve Ken Watanabe’nin başrolleri paylaştıkları yapım, yaşanan bir dramın 15 yıl sonrasında, nükleer kirlilikten arınmış ortamda eve dönüp hayatı neyin mahvettiğini bulma arzusunu kurgularken hem 1954’te ilk kez sinemada yer bulan ‘Godzilla’nın o günden bugüne nasıl değişime uğradığını gösteriyor, hem de insanlara adeta ‘Böbürlenme insanoğlu senden büyük doğa var’ mesajını veriyor!

TOM CRUİSE, YARININ SINIRINDA

Özel gösterimin bir diğer filmi, 6 Haziran 2014’te dünya ile aynı zamanda bizde de gösterime girecek olan ‘Yarının Sınırında/Edge of Tomorrow’, Tom Cruise hayranları için birebir…

Birbirlerinden hoşlanmayan insanlar Afrika ortamında buluşursa ne olur komedisiyle yol alan ‘Blanded’… Kip S. Thorne’nun ‘Solucan Delikleri’nin evrende gerçekten var olduğu ve bu sayede zamanda yolculuk yapılabileceği teorisinden ilham alınarak yaratılan bir keşif öyküsü olan ‘Interstellar’… Ve insanoğlunun en alt seviyede olduğu bir evrende geçen öyküsüyle yeni Matrix olarak görülen ‘Jupiter Ascending’

Haberin Devamı

Bu üç filmin fragmanlarıyla ‘Biz de varız’ dediği gösterimde ‘Yarının Sınırında’nın özel sahnelerinden önce verilen Tom Cruise’un rolünü ve rol arkadaşını anlattığı konuşması, filmin ne denli özenli bir çalışma sürecine sahip olduğunu ortaya koyuyor.

Uzun hazırlık sürecinin ardından yaratılan filmde her oyuncu, sadece rol yeteneklerine göre değil aynı zamanda role uygun fiziksel özellikleri de dikkate alınarak seçilmiş. 35-55 kiloluk kıyafet ve donanımla çalışmak durumunda kalan ekip her düzeyde mükemmel bir iş çıkartmış doğrusu. Gerçekten de Tom Cruise ve arkadaşlarının filmdeki kıyafetleri sahnelerin nasıl zor şartlarda çekildiğini anlamak için yeterli.

Rita’yı canlandıran rol arkadaşı Emily Blunt’ı da övgü yağmuruna tutan Tom Cruise, canlandırdığı Bill isimli subayın kendini bir anda uzaylılarla savaşın ortasında bulmasını ve yaşadığı garipliklerin nedenini adım adım keşfedişini anlatırken bu işin tam bir ekip çalışması gerektirdiğini de vurgulamış oluyor.

Ölüp ölüp yeniden uyanan Bill ile ‘Yaşa-Öl-Tekrarla’ üçgeninde yol alan ‘Yarının Sınırında’nın bol aksiyonlu içeriğinde yılların izini taşıyan Tom Cruise bana, diğer yapımlarına oranla daha bir olgunlaşmış geldi. Dolayısıyla gerek oyunculuğu, gerekse duruşuyla önceki rollerinin ötesinde bir tablo sergileyen Cruise, bebek yüzlü halinden daha çok göz kamaştırıyor, diyebilirim. Tabii farklı yapımların özelliklerini bünyesinde toplayan ‘Yarının Sınırında’ da öyle!

Anibal GÜLEROĞLU

www.twitter.com/guleranibal