Arkalarını kollamak amacıyla sırtlarını kayaya, taşa dayayarak ok atan eski Türk savaşçılarının dayanak olarak kullandıkları bu ‘arka-taş’tan dilimize yerleşen ‘Arkadaş’ nedir? Bazen en büyük sevincin paylaştığımız, bazen kıyasıya tartıştığımız… Üzüntülerimizde dert ortağı olup dar günümüzde yardımımıza koşan… Eleştirilerinden hoşlanmasak bile akıl danışmaktan vazgeçmediğimiz… Yeri geldiğinde rekabete tutuştuğumuz, sonra dönüp el sıkıştığımız ‘Arkadaş’ın ne anlamı vardır hayatımızda?
Melike Demirağ’ın ‘Kim olduğumu, ne olduğumu… Nerden gelip, nereye gittiğimi sen öğrettin bana’ diyen şarkısındaki kadar önemli midir? Yoksa Yılmaz Güney’in filmindeki gibi yıllar içinde yozlaşan bir varlık mı? Dahası samimiyetine güvendiğimiz kişi midir arkadaş? Yoksa aşkın ardında bıraktığı gözyaşlarını silerek teselli etme görevini üstlenen mi? Nihayetinde arkadaş, sadakatle mi daha çok gösterir yüzünü yoksa kıskançlığı-ihaneti maskeleyen bir sinsiliği mi barındırır bünyesinde?
Bu sorulara herkes kendi deneyimleri oranında cevap verecektir kuşkusuz. Arkadaşlığı yücelten de çıkar, yerin dibine batıran da… Ancak gerçek şu ki, atalarımızın da ‘Arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim’ sözüyle vurguladığı gibi, arkadaş kişinin karakterini göstermede hayli önemli bir belirteçtir. Dolayısıyla içinde kandırılmayı-kanmayı da barındıran… İyiliği-özveriyi istismara müsait olan arkadaşlık öyküleri derin mevzulardır ve buradan mutluluğun-güzelliklerin yanı sıra hem dram hem de komedi çıkması kaçınılmazdır.
Hal böyle olunca sadece gerçek yaşamla sınırlı kalmaz arkadaşlığın önemi. Aynı zamanda kurguların da temel taşına döner ‘Arkadaş’ kavramı. Özellikle de gençleri işleyen, gençlere yönelik konular anlatmaya soyunan yapımlarda karşımıza çıkar arkadaşlık tablosu. Genellikle de aşkla örülü öykülerle hayata dair renklilikler ve farklı karakterler sunar bize.
İşte yeni yüzlerle Show TV ekranına çıkmaya hazırlanan ‘Arkadaşlar İyidir’ de, arkadaş kavramını bu yol haritasıyla aktaracaklar kervanından bir örnek…
HAYATLA SAVAŞTA ‘ARKADAŞLAR İYİDİR’ DEMEK KOLAY MI?
Yapımcılığını O3 Medya’nın üstlendiği ‘Arkadaşlar İyidir’, Ekin Atalar’ın senaryosu, Deniz Koloş’un yönetmenliğiyle ekrana taşınan bir arkadaşlık öyküsü. Jeneriğinde Gripin’in yorumuyla yer bulan ve dizinin İstanbul’un çeşitli semtlerinde çekilen romantik-duygusal karelerinin eşlik ettiği klibiyle merak uyandıran ‘Arkadaş’ parçasıysa bu işin ekstrası. Türk Pop Müziği’nin her nesilde iz bırakan dizelerini bir kez daha moda haline dönüştürecek olan bu öykü, Zeynep Günay Tan’ın yaratıcı yönetmenliğiyle izleyicinin karşısına çıkacak. Tabii kendine has özellikleri de ona basamak atlatacak.
Nasıl ki beş gencin hikâyesini anlatacak olan dizide dikkat çeken ilk detay; Aslı Melisa Uzun, İdris Nebi Taşkan, Su Kutlu, Akın Akınözü, Hayal Köseoğlu, Cankat Aydos’un yer aldığı genç kadro… Sürekli aynı oyuncuların boy gösterdiği ekranda yeni yüzlere ve yeteneklere şans tanınması hem oyunculuğun gelişimi hem de izleyicinin ilgisini kazanmak açısından oldukça önemli bir nokta! Hepsinin de yolları açık olsun.
Genç kadroya eşlik eden Didem İnselel, Neslihan Yeldan, Ece Dizdar’in yanı sıra usta sanatçı Ahmet Mekin’in de konuk oyuncu olarak katıldığı dizide göze çarpan diğer ayrıntı, Emre Karayel’in ekrana dönüşüne vesile olması… Ekranın sevilen isimlerinden olan Emre Karayel’i gençlere yol gösteren Tarık Hoca olarak karşımıza çıkartacak olan senaryo, bir yandan özlemimizi giderecek bir yandan da Karayel’e eğitim aldığı iktisat branşını dizide kullanma fırsatı yaratacak.
Fragmanından ilgi çekici bir gençlik ve arkadaşlık işi olacağı yönünde olumlu sinyaller veren… Genç kadrosuyla güzel bir tablo oluşturan… Ve Emre Karayel’in İktisat Profesörü olarak üniversite kürsüsüne hayli yakıştığı ‘Arkadaşlar İyidir’in genel hikâyesine gelince…
Dizinin odak noktasında Eren Kahraman, Seda Yılmaz, Merve Altınköprü ve Yunus Çağlayan çevresinde dönen olaylar bulunacak. Bir yıl önce üniversitede hazırlık okurken tanışmış olan bu dört arkadaş zaman içinde arkadaşlığın yetersiz kaldığı durumlarla karşılaşırken bize, arkadaşlığın gücünü sorgulatacaklar.
Birinci sınıfa başlayacakları sene, Seda uzun süredir görüşmediği çocukluk arkadaşı Gizem’le karşılaştığında olaylar da yavaş yavaş gelişecek. Seda ile Gizem ilk andan itibaren yeniden eski günlerdeki gibi birbirlerine bağlanacaklar. Ancak kısa süre sonra gruptaki dengeler değişmeye başlayacak. Seda, Eren, Merve, Yunus ve Gizem geçmişin hayaletleriyle yüzleştikçe, yetişkinlik hayatının o kadar da güzel bir şey olmadığını düşünecekler. İşte bu noktada arkadaşlığı öteleyen hayatın acımasız gerçekleri girecek devreye.
Gençler artık hayatla olan savaşlarında tek başlarına olduklarını fark ettiklerindeyse hayatın her cephesinde tek başına savaşmalarının gerektiğini görecekler. Bu süreçte gerekirse yaralanacak ama tekrar ayağa kalkmasını da bilecekler. Tabii bu aşamada Tarık Hoca’nın katkıları ve yetişkinler kanadından çıkacak yan konular da ‘Arkadaşlar İyidir’ diyenlerin yolculuğuna eşlik edecek.
Sonuçta; Taze yüzlerin performansıyla ‘Arkadaşlık yaralı ruhları iyileştirebilecek mi’ sorgusunu yaratıp izleyicisini bağlayacak olan dizinin yaşamdan kopuk bir iş olmadan karşımıza çıkması büyük ihtimal. Dolayısıyla gençlere Show TV’de ‘Arkadaşlar İyidir’ dedirtecek olan dizi ilgiyi hak edecek nitelikte. Merakla bekliyoruz.
Bir arkadaşlık tohumu düşecek ekrana önce… Sonra ‘Arkadaşlar İyidir’ diyerek gelişen hikâyesinin gücüyle büyüyecek yavaş yavaş… Bu arkadaşlık öyküsü ömür boyu olmasa da uzun süre yürüyecek mi peki bu yolda? Onu da hayatla savaşta ‘Arkadaşlar İyidir’ demenin kolay olmadığını göstermeye soyunanların anlatım gücü belirleyecek!
İyi arkadaşın mumla arandığı şu günlerde, arkadaşlığın iyiliğini göstermeyi amaç edinenlere bol şans.
Anibal GÜLEROĞLU