Her güzel şeyin bir sonu vardır şu hayatta. Gün gelir, olumsuzluklar baş gösterir sağdan soldan ve güzelliklerin yerinde yeller eser. Gerek yaşamın içinde, gerekse senaryoların hayali dünyasında bu durum sıkça çıkar karşımıza. Ama bazı kurgular vardır ki, baştan sona çizgisini bozmadan, kalitesinden ödün vermeden ilerler. Ne gösterilen ilgi, ne elde edilen kazanç değiştirmez onları. Nasıl ki; Es Film imzasındaki yapımcılığı, Altuğ Küçük yaratıcılığındaki senaryosu ve birbirinden kaliteli oyuncu kadrosuyla TRT 1 ekranında yer alan ve başarısını yeni dönemde de sürdüreceğini gösteren bir bölümle sezon finalini gerçekleştiren ‘Filinta’ da bu kategoriye girenlerden!
İYİ Kİ VARSIN FİLİNTA…
THY’nin sosyal medyadan başlattığı ‘Watch This’ isimli yarışmanın galiplerine ödül olarak gezdirilen İzmit’teki Seka Film Platosu’ndaki setiyle, kaliteli olacağının sinyalini daha en başından veren ‘Filinta: Bir Osmanlı Polisiyesi’, ekranlarımızın uzun süredir hasretini çektiği bir yapım olarak girdi hayatımıza. Girdiği andan itibaren de ‘İyi ki varsın Filinta’ dedirtti çoğumuza.
Serhat Tutumluer’le bütünleşen Boris Zaharyas karakterinin bölümler boyu süren saman altından su yürütmeleriyle maceralarını geliştiren… İngiliz ve Almanların ikiyüzlü kumpaslarıyla Osmanlı İmparatorluğu üzerindeki hırsların tatmin gayretlerini işleyerek, bir bakıma tarihi de yorumlayan… Mehmet Özgür’ün canlandırdığı Kadı Gıyaseddin ile inanç ve adalet olgularının altını çizen… Ve 19. yüzyılın İstanbul atmosferini layıkıyla yansıtan ‘Filinta’ televizyon tarihimizin ilk Osmanlı polisiyesi olmanın ötesinde pek çok ilkler yaşatarak, istenildiğinde ve kolaycılığa kaçılmadığında başarılamayacak şey olmadığını ispatladı bize.
Yayınlandığı günden beri Hollywood yapımlarındakini aratmayan incelikteki aksiyonu ve süre bahanesine meydan okuyan dinamik-yaratıcı senaryosuyla farkını perçinleyen dizi, gelişim potansiyelini, Onur Tuna’nın canlandırdığı Mustafa’yı ve Cem Uçan’ın Bıçak Ali’sini başarılı bir biçimde yeniden bir araya getirerek de koydu ortaya. Dahası bölümler boyu süren bu iddialı ispatını, sezon finalindeki şahane performansla da taçlandırdı.
SEZON FİNALİ NELER YAŞATTI?
Ailesinin başına gelenleri öğrenen Mustafa ile aslında kendisini evlat olarak kabullenmek istemeyen baba zulmü nedeniyle ‘kötü kişi’ olan Boris yani Emir arasındaki müthiş kapışma sahnesinin damga vurduğu sezon finali, intikam duygusuyla birbirine benzeşen bu iki karakter üstünden ‘kötülüğün arka planı’nı da sorgulattı bizlere.
Başkalarının yaklaşımını bilemem ama beğeniyle izlediğim Boris’in Emir olmaktan çıkıp emir kulu Boris Zaharyas’a dönüşmesindeki yani kötüleşmesindeki asıl suçlu, ona eziyet edip sürekli aşağılayan, zincire vurdurup işkence yaptıran babası! Kan bağı olan bu iki karakter üstünden yapacağımız çıkarım ise yetiştirilme tarzının ve öğretilerin insanların karakterlerindeki önemi. Zaten bu kişilik dönüşümünü Serhat Tutumluer de çok güzel yansıtıyor bize.
Macerasını işlerken birbirinden kapsamlı karakterler yaratmaktaki ustalığını bariz biçimde ortaya koyan senarist Altuğ Küçük’ün sezon finalinde işaret ettiği gerçeklerden biri de, bazen asıl büyük tehlikenin melek görünümlülerden gelebileceği… Bıçaklanan Süreyya’yı ve Kadı Gıyaseddin de dâhil olmak üzere herkesi mağdur kız rolüyle kandıran ve tam isabet yollanan Gonca bu amacın aracı olarak gösterdi kendini.
Güven ve ihanet konusunda bir diğer örnek de, Naz Elmas tarafından canlandırılan Azize’den geldi. Her daim temkinli olmak gerektiğini ve dost sanılsa dahi kimseye sırtını dönmemeyi vurgulayan sahnede, Azize’yi mevcut çıkarlarını korumak için sırtından vuran Rıza çift yönlü ihaneti yaşattı bize.
‘Herşeyi göze alıp zirveye çıkan, aşağıdaki dünyanın tadını alır. Ancak rehavete kapılırsan dibi boylarsın’ diyerek hayatın gerçeklerine dair nüktelerine bir yenisini ekleyen Boris’e, zirvede olmanın bedelini ödeten sezon finali, aynı zamanda sarsıntıların zirvedekileri bitiremeyeceği gerçeğini de özetleyerek yeni sezona yatırımını yaptı.
Bu bölümde açığa çıkan bir diğer detay, babalar ve kızları arasında yaşanan hayal kırıklıkları oldu!
Boris’in kan revan içinde Mustafa’yla dövüşmesine tanıklık edip konuşmasını duyan Lara, yıllar boyu gözünde büyüttüğü ve inandığı adamın hiç bilmediği yüzüyle karşılaşıp şok yaşadı. Öte yandan tuzağa düşüp hapsi boylayan Anita da babasından umduğu desteği bulamadı. Babası tarafından gözden çıkartılan ve kendisinden ‘onurlu Alman’ olması istenen, sonrasındaysa hamileliği sayesinde hapisten kurtarılan Anita’nın çaresizliğinde yakalanan yıkım duygusu, Lara’nınkinden çok daha öte oldu. Zira Boris onca kötülüğüne rağmen yüreğinin bir yerlerinde kızına değer veren bir babaydı ve Lara’nın sığınacak Mustafa’sı vardı.
Bu tablo karşısında Boris’in öldürdüğü babasıyla ilgili sorgulamayı da hesaba katarsak, sezon finali bir bakıma ‘Baba olgusunu değerlendirme’ bölümü oldu diyebiliriz.
Bunların dışında yine bir Es Film yapımı olup TRT 1 ekranında yerini alan ve Ramazan boyunca her gün saat 21.00’de ‘Bir Ramazan Temaşası’yla güldürmeyi hedefleyen ‘Zeyrek ile Çeyrek’in sevimli zabitan halleri sezon finalinde daha bir başkaydı… 29 bölüm sürecek olan 45 dakikalık eğlence dizilerine zemin hazırlar nitelikteydi sanki!
Alona Kral’ın can verdiği Vivian’ı da ölüme yollayan sezon finalinde ‘Filinta’ daha daha ne gibi özellikler sundu derseniz…
Yapımcıların, Selim Gürata’nın canlandırdığı Hasan Baba’yı ziyaret eden talebeleri sıfatıyla dizide görünmeleri… Senarist Altuğ Küçük’ün ‘Yüce Meclis’teki adamlardan biri olduğu bilgisiyle sosyal medyada hayli ses getirmesi… Mustafa’nın Lara’ya evlilik teklifi anlarında yaşanan romantiklik… Ve ihanetler çemberiyle gelen sürpriz final sahnesi.
Sonuçta; ‘Filinta’, dosta düşmana karşı ‘bomba’ gibi bir sezon kapanışı yaptı… Hem de sadece mecazi anlamda değil, ortalığı havaya uçurarak! Bıçak Ali’nin öldü sanılmasına sebep olan liman patlamasıyla Mustafa’nın macerasını ve bilinmezliklerini başlatan dizi, sezon finaline de Kadı Gıyaseddin, Bıçak Ali, Mustafa ve Lara’nın bulunduğı Kadılıktaki büyük patlamayla gitti. Buradan kimlerin sağ kurtulacağını, Süreyya’nın akıbetini öğrenmek de, oyuncu katılımının ve konu gelişiminin kaçınılmaz olduğu yeni sezona kaldı. Hadi bakalım, Altuğ Küçük’ün kalemine ve hayal gücüne kuvvet.
Klişe dizilerden bunalanlar için bahar tazeliğindeki bir nefes olmayı ve türündeki eksikliği gidererek izleyicisini memnun etmeyi başaran ‘Filinta: Bir Osmanlı Polisiyesi’nin yaz dopingiyle yaratacağı yenilikleri merakla bekliyor, ömrünün uzun olmasını temenni ediyoruz.
Anibal GÜLEROĞLU