Hayat öyle sürprizlerle dolu ki, bugünden yarına nelerin gelişeceğini kestirmek mümkün değil. Onun için her durumda fazla beklentiye girmemek, ince hesaplar yapmamak lazım. Nitekim bu yaz da öyle oldu. Umulmadık bir süreç çıktı karşımıza. Dolayısıyla pek çok alanda dengeler değişti, değişmekte.
Nasıl ki televizyon yapımları da payına düşeni aldı bu kargaşada. Haberlerin- haber programlarının ön plana çıkması, insanların yaşadığı moral bozukluğu dizileri arka plana itiverdi. Buna bir de aşırı sıcakların televizyon karşısında oturmayı engelleyen etkisi eklenince, evdeki hesap çarşıya hiç uymadı… Ekranda parlamak için yaz aylarını bekleyenlerin hevesleri kursaklarında kaldı. Büyük iddialarla izleyici karşısına çıkan işler de, bırakın yeni sezona uzanmayı yaz sürecini dahi tamamlayamadan bu karmaşada güme gittiler.
Diyeceğim o ki; bu yaz ‘mini dizi’ devri başlamış gibi. Yapımlar ellerindeki stok bölümleri veya ekrana çıkarken garanti edilen kadarını tüketince gitmeye mi odaklanmışlar sanki. İstenmeyen olaylar da bu işin bahanesi!
***
Mesela izleyicinin Ege dizilerine merakından bir kez daha faydalanma düşüncesiyle hazırlandığı izlenimini gayet net biçimde hissettiren ve ilgi gören oyuncuları bir araya toplayan ‘Hanım Köylü’, 13 bölümle koydu noktayı. Devam etse, düşük morallerle ekran karşısına geçenler tarafından izlenir miydi? İzlense dahi ara verile verile oynatılan yeni bölümlerle, kazancı masrafını çıkartır mıydı? Tüm bunları daha önce değerlendirmiştik zaten. Birbirine benzer işlerin yarattığı bıkkınlık, buradaki büyük problemdi... Zaten o da 13 bölümlük mini dizi olarak televizyon tarihinde yer almayı seçip bu problemin hakkını verdi.
***
‘Hanım Köylü’ yaz hüsranının tek ismi olmadı. Ardından bir başka ümit veren dizi daha kayıp gitti 2016 yazının ekranından. Üstelik final bile yapamadan. N’olur Ayrılalım diyenleri dikkate almayanlar, FOX’un ilgi gören yapımını apar topar sonlandırıverdi. Yüksek reyting sıralamasına karşın yeterli reklamı toplayamamasıydı sebebi! Bunu da ayrıntısıyla yazmıştım.
***
Sonra bir sürpriz gidiş haberi daha geliverdi, kıt kanaat dizilerle yazı kotaran televizyon dünyasında… Bir başka Osman Sınav yapımı olan Star’ın ‘Şahane Damat’ın da yolcular kervanına katılacağı haberi düştü gündeme. Oysa sekizinci bölümüyle final yapacağı söylenen dizi, hayli eğlenceliydi ve o da sevilerek izleniyordu. Demek ki onun da getirisi götürüsünü geçememiş.
***
'Dizileri uzatmaya gerek yok. Mini halleriyle bize yeter' mantığını hissettiren yaz ekranında dizilerin durumu pek iç açıcı bir tablo sergilemezken hâlihazırda ‘No: 309’, ‘Hayatımın Aşkı’, ‘Tatlı İntikam’, ‘Aşk Laftan Anlamaz’, ‘Seviyor Sevmiyor’ gibi yapımlar için pek problem gözükmemekte. Tabii yeni dizilerin rekabetiyle durum nasıl gelişir, şimdiden kestirip atmak imkânsız.
Bununla birlikte başlangıçtaki performansından kaybeden ‘Rengârenk’in varlığının yeni dizilerle kritikleşmesi ihtimali fazla gibi duruyor. Yine de yazı çıkartır diyorum. Ayrıca birbirleriyle yarışa tutuşup birinciliği, gruplar arasında paylaşan ‘Hayat Sevince Güzel’ ile ‘Hangimiz Sevmedik’ arasındaki rekabetten kimin galip çıkacağı da önemli. Pazartesi geceleri yayınlanan diziler yeni sezonda, o gecenin asıl sahipleri olan ‘Kırgın Çiçekler’ ve ‘Paramparça’ya karşı ayakta kalabilirler mi? O da ayrı mesele.
Sonuçta; Bu yaz ekranlarda, hem kalite hem de yayın ömrü açısından, dizi hüsranı yaşandığı açık seçik ortada. Eski bile olamayan yapımları postalayıp sıfır kilometre işleri arka arkaya ekrana sürerek sezonu Eylül’den Ağustos’a kaydırmaya başlayan kanallar yeni yapımlara bel bağlarken, arkalarında dizi açısından geçmişe kıyasla hayli verimsiz bir yaz bırakmakta. Umarız aynı hayal kırıklığı erkene çekilen yeni sezonda da yaşanmaz.
Bu verimsizlikte, dizilere oranla daha ucuza mal olan yarışma programlarına, Show’lara ve sinema filmlerine rağbetin etkisinin de hayli büyük olduğunun altını çizerek koyalım noktayı.
Anibal GÜLEROĞLU