Yeni yılla birlikte ekranın yenileri birer ikişer yüzünü göstermeye başlarken her kanal kendi yayın temposu içinde öne çıkmak için gayretini göstermekte.
‘Yeter’, ‘Kördüğüm’ derken uzun zamandır reklamı yapılan ‘Gecenin Kraliçesi’ de girdi yayına. Kanal D’nin ‘Hayat Şarkısı’ merakla beklenen yeniler arasında. Cengiz Bozkurt’un da kadrosunda yer aldığı ‘Geldim, Gördüm, Güldüm’ isimli show’unu 18 Ocak Pazartesi akşamı saat 20.00’de başlatacak olan Show TV’nin, Şükrü Özyıldız’la Aslı Enver’i buluşturan ‘Kış Uykusu’ da yakında ekrana çıkacak. Yanı sıra proje aşamasında bir dolu yapım var sırada.
Televizyonda yeni dizi bolluğuna karşın burada fark yaratıp dikkat çeken olmak için gerekli ayrıntıysa, hiç kuşkusuz yapımların içerik kalitesi! Bu bağlamda çiçeği burnunda iki yeniyi değerlendireceğiz. Ele alacağım ilk yapım TRT 1’in dizisi ‘Seddülbahir 32 Saat’…
“SEDDÜLBAHİR 32 SAAT” ÇANAKKALE’DEN BİR DESTAN…
TRT 1’in iddialı projelerinden olup dört bölümlük mini dizi şeklinde tasarlanan ‘Seddülbahir 32 saat’, tarihi anlatan bir kahramanlık hikâyesi!
Ana çıkarma bölgesi olarak seçilen Seddülbahir Cephesi’nde yaşananları anlatan dizinin konusunun tarihteki karşılığı, Çanakkale kara savaşlarının başladığı 25 Nisan 1915 sabahı 04.30 sularında, Britanya 29. Tümeni, Fransa 1. Tümeni, Britanya Kraliyet Deniz Tümeninden oluşan 45.000 kişilik müttefik askeri gücünün, Seddülbahir sahillerine düzenlediği çıkarma harekâtına dayanmakta. Beş ayrı koldan yapılan çıkarmaya karşılık koyları savunmakla görevli Binbaşı Mahmut Sabri komutasında, 3. Tabura bağlı 10,11 ve 12. Bölükler ile 9. Tümenin istihkâm bölüğünden oluşan 100’ü silahsız 1320 asker vardı. Kısıtlı asker ve cephaneye rağmen Binbaşı Mahmut Sabri ve askerleri 32 saatlik bir direnişle Çanakkale2nin geçilmez olduğunu ispatladılar.
Gelelim bu şanlı savunmanın ‘Seddülbahir 32 saat’ dizisindeki öyküsüne. Kısaca özetleyecek olursak…
Seddülbahir 32 saat’in hikâyesi 18 Mart Çanakkale deniz zaferi ile başlıyor. Tarihin en büyük donanması Çanakkale önlerinde perişan olup geri çekilmiştir lakin Mehmet çavuş komşusu İsmail’i şehit vermiştir. Kasaba da Mehmet çavuş’un eşi ve çocukları yol gözlerken hem İsmail’in şehit haberini hem de seferberlik emrini öğrenirler.
Hatice ana, şifacıdır. Kendi çocuklarına hem analık hem babalık yapmıştır beş yıldır. Çünkü kocası Mehmet çavuş balkan harbine gitmiş oradan da Çanakkale’ye gönderilmiş, memleketine uzun zaman dönememiştir. Seferberlik emriyle birlikte oğlu Hüseyin de gönüllü yazılır cepheye. Hatice ana bir de oğul yolu gözleyecektir şimdi.
Kasabaya birkaç yıl önce yerleşen Ramiz de cepheye gönüllü gidenlerdendir. Balkan Harbi’nde tüm yakınlarını kaybetmiş, 7 yaşında oğlu Hasan’la birlikte Biga’ya gelip yerleşmiştir. Cepheye gönüllü gidecektir gitmesine ama biricik oğlu yedi yaşında ki hasan buna hiç razı değildir.
Cephede ise durum hiç iç açıcı değildir. Çanakkale’yi savunmakla görevli 5. ordunun komutanı alman general liman Von Sanders Türk komutanlarının yaptığı savunma planlarını değiştirir ve çıkarmanın Saroz körfezine yapılacağını iddia ederek askerin ağırlıklı kısmını Saroz körfezine kaydırır. Mahmut Sabri komutasında ki 1.200 kişilik Osmanlı askeri 45.000 kişiyi bulan İngiliz askerine karşı cepheyi savunacaktır. Mehmet Çavuş, Hüseyin, Ramiz, Yahya Çavuş, Durmuş, nafiz ve daha nice vatan evlatları canları pahasına 32 saat direnirler Seddülbahir’de.
İbrahim Çelikkol, Murat Ünalmış, Uğur Güneş, Dolunay Soysert, İlker Aksum, Gülsüm Ali İlhan, Deniz Celiloğlu, Timur Ölkebaş, Ahmet Mekin ve Okan Yalabık gibi birçok ünlü oyuncunun rol aldığı ve özellikle gençliği tarih konusunda bilinçlendirmeye yarayacak mahiyette olan dizinin yapımını Okur Film üstlenmiş. Senaryosu Funda Çetin’e ait olan yapımın yönetmen koltuğundaki isim, Yasin Uslu.
Gerek oyuncu kadrosuyla, gerekse prodüksiyonuyla hayli iddialı görünen dizi Çanakkale’de çekildi. Beş ayrı lokasyonda kurulan film setinde çok sayıda figüran görev aldı. 750 adet kostüm dikildi, 750 adet silah ve 16 adet top yapıldı. Tabya ve siperlerin yeniden tasarlandığı yapım süreci yaklaşık sekiz ay sürdü. Kısacası sadece içeriğiyle değil, komple dikkat çekici ve özenli bir iş konumunda TRT 1’in yeni mini dizisi, ‘Seddülbahir 32 saat’.
Ekrandaki diğer yapımlara alternatif arayıp kaliteli bir tarihi canlandırma izlemek isteyenler, 14 Ocak Perşembe akşamı saat: 20.00’de başlayacak olan diziyi kaçırmasın derim.
HEYECAN ARAYANLARA ‘THE FOLLOWİNG’
Seri katiller ve dedektifler… Polisiye aksiyon sevenlerin vazgeçemediği bir kombinasyon. Bu tarzın meraklıları için yerli dizi kanadından en dişe dokunur ve uzun ömürlü iş, hâlihazırda ‘Arka Sokaklar’… Ancak yabancı dizilerin temposunu arayanlar için bu yeterli olmayabilir.
Bu noktada TLC kanalının yapımları giriyor devreye. 15 Ocak Cuma akşamı 21.30’da yayınlanacak olan ‘The Following’ dizisi, bu türe ilgi duyanları heyecana doyurmaya yönelik bir yenilik olarak yerini alıyor TLC ekranında.
Seri katil Joe Carroll ile dedektif Ryan Hardy arasında yaşanan çekişmeyi konu edinen ‘The Fallowing’, Dawson’s Creek ve The Vampire Diaries’in yaratıcısı Kevin Williamson’ın yeni dizisi…
Entelektüel seri katil tipi olarak karşımıza çıkacak olan Joe Carroll, dünya üzerindeki herkesin içindeki katili açığa çıkarabilecek güçte bir karakter. Sorunlu dedektif Ryan Hardy ise Carroll’ın planlarını bozacak yeterliliğe sahip bir engel konumunda. Peki, bu durumda kim daha güçlü çıkacak? Kim bu çatışmada galip gelecek?
Bu soruların cevabını ‘The Following’in, temposunu bir an bile düşürmeyen heyecanlı içeriğinde bulacaksınız. Karşı cephelerde yer alan iki karakterin macerasını takip edenler eminim ‘The Fallowing’ten arzuladıkları polisiyeyi bulup keyif alacaktır.
Sonuçta; ‘Seddülbahir 32 saat’ ve ‘The Following’ dizilerini ekranda farklılık arayanlara yeni soluk teşkil edebilecek yapımlar oldukları için bugünkü yazımıza taşıyıp sizlere tanıttık. İzleyip izlememek her zamanki gibi size kalmış diyerek koyalım noktayı.
Anibal GÜLEROĞLU