Anibal Güleroğlu

Anibal Güleroğlu

guleranibal@yahoo.com

Tüm Yazıları

Bir sinema filminden ya da televizyon dizisinden bahsedildiğinde ilk akla gelen soru başrollerde kimlerin olduğudur. Magazin onlara yoğunlaşır, kameralar hep onları izler ve mikrofonlar sadece onların dünyasını seslendirir.

Sahne oyunlarında da şaşmayan bu gerçek, yaratılan işlerde koca bir kadronun emeği olsa bile, hep yıldız karakterlerin ve kısmen de yardımcı oyuncuların öne çıkmasına, sürekli onlardan bahsedilmesine yol açar.

Oysa hemen her filmde ve dizide ana karakterler arasında yer almayan öyle karakterler vardır ki, rolleri diğerlerine oranla az olsa bile o yapıma apayrı bir tat katıp özgün bir varlık koyarlar ortaya ve izleyicinin aklında bu değişik hoşluklarıyla yer ederler.

Haberin Devamı

İşte biz de bu yazımızda, isimleriyle arka planda kalıp yıldızlaşamamalarına karşın cisimleriyle, yer aldıkları sahneleri gökkuşağı gibi renklendiren üç isimden bahsedelim istedik.

SAKİNE, NURAN İLE EFSUN’UN BELALISI!

Bu konuda ilk gözüme çarpan isim, FOX’un sevilen dizilerinden olan ‘O Hayat Benim’in meraklı ve dürüst komşusu Sakine!

Birgül Ulusoy’un canlandırdığı Sakine’nin deli dolu dobralığı ve can dostu Nuran Hanım’la kavgalı dövüşlü ilişkisinin gerçekçi güzelliği bir yana özellikle son bölümlerdeki dedektiflik halleri, karakteri öykünün kilit noktası haline getirmiş durumda.

Mahallenin fakir fukara yaşamının bir parçası olarak karşımıza çıkan Sakine’nin temizlikçilikten gizli tehdide dönüşerek günden güne öne çıktığı gerçeğinde Birgül Ulusoy’un başarılı performansının büyük payı bulunmakta.

25 yıllık sahne deneyimini Kadıköy’de açtığı okul aracılığıyla oyunculuk hevesindekilere aktaran Birgül Ulusoy, ‘Adını Feriha Koydum’, ‘Âlemin Kralı’ gibi sevilen yapımlardan tanıdığımız bir isim.

‘Küçük Gelin’de Zelal’in annesi olarak karşımıza çıkarken ‘O Hayat Benim’de de rol alarak aynı zamanda iki farklı yapımla ekrana çıkmayı başaran Birgül Ulusoy’u sivrilten özellik, farklı yapımlardaki rollerini birbirine benzetmeden, durumun gerektirdiği mimiklerle ve tonlamalarla, canlandırması!

Bu başarılı çizgide istikrarla ilerleyerek Nuran Hanım’la Efsun’un başının belası konumuna gelen Sakine’nin ilerleyen bölümlerde ortamı nasıl çomaklayacağını hep birlikte izleyeceğiz.

Haberin Devamı

GEÇMİŞİN SIRRIYLA GÜÇLENEN HALİDE

Dizilerin özel kadınlarını sayarken ‘Güllerin Savaşı’nda Halide rolüyle karşımıza çıkan Aslı İçözü’nü atlamak olmaz.

Avrupa Yakası’ndan, ‘Yer Gök Aşk’a… ‘Al Yazmalım’dan ‘Çalıkuşu’na farklı dizilerin dışında pek çok tiyatro oyununda yer alıp yönetmen yardımcılığı yapan ve çeşitli yerlerde oyunculuk eğitimi veren Aslı İçözü, Gülfem’in çocukluk sırrını paylaşan yardımcısı Halide kimliğinde hayli başarılı bir tablo çizmekte.

‘Çalıkuşu’ndaki Sör Aleksi’nin vakur duruşuyla paralellik gösteren Halide’nin Gülfem’in yansıması gibi duran ezici kimliği, ‘Güllerin Savaşı’ndaki zengin kanadın tamamlayıcısı.

Geçmişten gelen güçle kraldan çok kralcı havalarına bürünen Halide’nin korumacı ve aşağılayıcı tavırlarıyla ortalıkta dolaşırken Cihan ve Gülru’ya karşı kırdığı potlar, öykü akışını yönlendiren türden.

Haberin Devamı

Bundan dolayı da, Aslı İçözü’nün dizideki rol ağırlığı fazla olmasa bile yeri bir başka. Tüm kusurlarına rağmen ortak sırlarından ötürü kendisini asla kovamayacağını söyleyen Gülfem’in tepesinde sallanan kılıç konumundaki Halide’nin ‘Güllerin Savaşı’nda alttan alta hissedilen gücünü görmezden gelmenin imkanı yok.

OYUNCULUĞU ‘ANNE’LİĞİ AŞAN KERİME

Sırlarıyla olayların kilit noktası haline gelip oyunculuklarıyla rollerini aşan özel karakterlerimizden sonuncusu, Lila Gürmen…

‘Karadayı’da Kerime Şadoğlu olarak yer alan Gürmen, uzun yıllar yurt dışında oyunculuk yapmanın ardından ‘İzmir Çetesi’ndeki anne tiplemesiyle Türk izleyicisinin karşısına çıkmıştı. Şık duruşu ve zarafetiyle de dizinin dikkat çekenlerinden olmuştu.

Viyana’dan aldığı tiyatro tahsilini Amerika’daki sinema ve televizyon eğitimiyle tamamlayan Lila Gürmen’in ‘anne’ rolüne çok yakıştığı düşünülmüş olacak ki, ‘İzmir Çetesi’nin ardından ‘Karadayı’da da aile geleneklerine bağlı Kerime karakteri denk düştü payına.

Zaten bizde alışkanlıktır… Bir oyuncu hangi karakterle başlarsa sonradan gelen işlerin çoğu da onunla devam eder. Bu iyi bir şey mi? Rolün hakkını başarıyla verdikten sonra çok da sorun değil. Öte yandan genelde aynı rollerin insanı olmanın yarattığı kanıksanma sorunu bir yana oyuncunun ufkunu kısıtlama tehlikesi de mevcut.

Ancak kızının mutluluğuyla kocasının çevirdiği dolapların sırrı arasında kalarak bocalayan ‘anne-eş’ Kerime’ye inandırıcı bir tondan hayat veren Lila Gürmen’in canlandırması o denli samimi ki, kendisi için herhangi bir klişelik riski söz konusu değil.

Sır saklama kriterlerini her forma uyarak yerine getiren Kerime karakterinin başlangıca kıyasla daha etkili kılındığı ‘Karadayı’da, oğlunun yasını tutup kızının sorunlarına ortak olan hüzünlü anne kimliğini aşıp bir yandan da evli kadınların yaşamlarındaki kişisel sorunları yansıtmaya başlayan Lila Gürmen, bu performansıyla potansiyeli yüksek bir oyuncu olduğunu ispatlamakta.

Dolayısıyla sadece ‘anne’ olarak düşünülmeyip kendini gerçek anlamda ifade edebileceği rollerde yer alması dizi izleyicisi adına bir kazanım olacaktır.

Sonuçta; Görüldüğü gibi ele aldığımız üç dizide de kilit noktaları, ‘esas’ların gerisindeki kadınlar! Taşıdıkları sırların gücü, rollerinin azlığını bertaraf ederken oyunculuklarının başarısı da karakteri yüceltip onların büyüklüğünü açığa çıkartıyor.

Anibal GÜLEROĞLU

www.twitter.com/guleranibal