Anibal Güleroğlu

Anibal Güleroğlu

guleranibal@yahoo.com

Tüm Yazıları

Eskiler, ‘Yemeğin salçalısı, kadının kalçalısı’ derlermiş… Pek de doğru söylerlermiş. Çünkü dizilerde boy gösteren kadın oyuncuların gittikçe kemikleşen görünümleri hiç de hoş durmamakta! Dünya, ‘balıketi kadın’a dönüş yaparken bizdekiler sıfır beden, fitlik vs. gibi safsatalarla adeta Afrika açlarını andırır hale getirilen ve bir deri-bir kemik fizikleriyle çekicilikten çok uzak olan başrol kadınları yaratma peşinde.

Görselliğin çirkinliğe dönüştüğü bu gidişatta problem elbette ki oyuncularda değil. ‘Yalan Dünya’ dizisinde esprilerle vurgulandığı gibi, yapımcı ve yönetmenler alabildiğine zayıflık peşinde. Onların körükleyicileri de, moda ve kadın imajı üstüne ahkâm kesen sözüm ona uzmanlar. ‘Muhteşem Yüzyıl’daki Hürrem- Meryem Uzerli kilolu bulunup dillere dolanırken ‘Umutsuz Ev Kadınları’ndaki Ceyda Düvenci’nin canlandırdığı Elif karakterinin balıketi görünümü ‘bakımsız kadın’ objesi olarak sunulmakta.

Haberin Devamı

Burada, yapı itibariyle doğuştan zayıf olanları veya makul ölçüde kilo verenleri eleştirecek değiliz. Amaç, özellikle ‘zayıflama sektörü’nün pompaladığı ve bulaşıcı hastalık gibi yayılan zayıflık konusunda ipin ucunun kaçırıldığını vurgulamak! Hangi diziye baksanız karşınızda ‘feminen’ olmaktan uzak, erkeksi ‘kemik’ kadınlar başrolde. Gramlarla sürdürülen yarışta her dizinin kadın karakteri, diğerlerinden daha ince görünme çabasında. Öyle ki, ekrana ilk çıktıklarında daha dolgun ve sağlıklı görünen oyuncuların süreç içinde erimeye geçtiklerini ve gittikçe hastalıklı bir görünüme büründüklerini söylersek hiç de abartmış olmayız. Kısaca, kadınlar hortlaklaştırılmakta!

Mesela, yine ‘Muhteşem Yüzyıl’ın sultanlarından Mahidevran’ı canlandıran Nur Fettahoğlu… Önceleri daha alımlı olan oyuncu şimdilerde avurtları içe çökmüş, boynunun damarları ve kemikleri sayılır durumda. ‘Bir Çocuk Sevdim’deki Gülcan Arslan, ‘Her Şeye Rağmen’ dizisindeki sağlıklı ve dişi görünümünden çok uzak. ‘Kadın İsterse’de Alev rolüyle tanıdığımız Deniz Çakır’ın o haliyle ‘İffet’teki arasında dağlar kadar fark var. Hani neredeyse dudakları bile kaybolmuş durumda. ‘Öyle Bir Geçer Zaman Ki’nin Aylin’i, Farah Zeynep Abdullah ve İspanyol paçalı pantolonu, yapışık kazağıyla zayıflığını daha da belirginleştiren Berrin’i Yıldız Çağrı Atiksoy; ‘Son’daki Nehir Erdoğan; ‘Lale Devri’nin yıldızları Hatice Aslan ve Sernay Sarıkaya diğer örneklerden birkaçı… Gençlik dizilerindeki çırpı bacaklıları tek tek saymayaysa sayfalar yetmez.

Haberin Devamı

‘Fit’olmakla ‘iskelet’ haline gelmeyi karıştıran ve dizileri kemikleştiren zihniyet, aynı zamanda ekran başındaki yeni yetme kızları fazlasıyla yönlendirmekte olduğunun bilincinde de değil. Sürekli nasıl zayıfladıklarını ballandıra ballandıra anlatan oyuncular, programcılar ve farklı kategorideki ekran isimleri, hem beden hem ruh sağlığını bozucu faktörler olarak karşımızda!

Gerçek uzmanlar, ilaç desteği olmadan kilo vermenin anlatıldığı kadar hızlı ve kolay olmadığını vurgularken Oz büyücüsü gibi doktorların mangosunun, bir hoş seda veren formül sayanların elma-kromunun ya da mesut bahtiyar kilo atanların biberlerinin cazibesine kapılan gencecik beyinler her geçen gün artmakta. Tamamen bitkisel sloganıyla, Sağlık Bakanlığı denetiminden kaçırılıp Tarım Bakanlığı’ndan izin alınan ve sayıları 20’yi bulan ‘zayıflama hapları’nın biri hariç hepsinde ‘Sibutramin’ mevcut. O biri de zayıflatmıyor zaten! Bu durum sadece ülkemize özgü değil tabi. Tehlikeyi fark eden Avrupa İlaç Ajansı Beşeri Tıbbi Ürün Komitesi (CHMP), Sibutramin içeren ilaçların kullanımında risklerin, faydalarından daha fazla olduğuna karar vererek, bu ilaçların bütün Avrupa ülkelerinde reçete edilmemesi ve satışının durdurulmasını önerdi! Bizde yasaklansa bile yine bir şekilde, artısı-eksisi düşünülmeden, tam gaz kullanılacağı kesin.

Haberin Devamı

Kalbi, metabolizmayı bozan ve bilinçaltında kişiyi sürekli kullanıma iten bu ilaçlara kadınları yönlendiren en büyük etkense, yukarıda işaret ettiğim ‘Dizileri kemikleştirme’ modası. Yapımcılar, yönetmenler ve ajanslar… Lütfen artık erkekler de dâhil olmak üzere oyuncuları tek tipleşmeye yöneltip sağlıklarıyla oynayan; izleyiciye de sanıldığı kadar çekici gelmeyen bu yaklaşımdan vazgeçin. Aksi halde nasıl ki, açlıktan kemikleri sayılan Afrikalıları izlerken içimiz bir hoş oluyorsa, kilo verme abartısıyla ‘iskeletor’a çevrilen ve doğallıklarından çok şey yitiren oyunculara bakarken de aynı duyguları yaşayacağız. Özendikleri ünlüler kadar zayıf olmak için hayatlarıyla oynayan gençlerimiz de cabası…

Anibal Güleroğlu

www.sinematur.com