Televizyon dünyamızda izleyiciye karşı sergilenen en büyük sorumsuzluk, yayın akışıyla oynama alışkanlığı…
İzleyiciyi olduğu kadar yapımları da hiçe sayan bu keyfilik sonucunda, ne ekran karşısına geçip o saatte aradığını bulamayanlarda tat bırakılıyor… Ne de günden güne, saatten saate sürülen dizilerde ekrana tutunma gücü.
Seyircilerin ve de yapımların dayanıklılığını test etme misyonu üstlenmişçesine yürütülen bu saygısızlık tutkusunun son kurbanı, ‘Boynu Bükükler’…
İlk bölümünün ardından eksiğini gediğini ayrıntısıyla ele aldığım dizi, başlangıçta orijinallikten uzak yapıda bir görüntü yansıtmış olsa bile, devamındaki özgün esprileriyle kaliteli bir yolda ilerleyeceğinin mesajını vermeyi bildi.
Seçim hilelerine yönelik eleştirel komedi sergilediği bölümden itibaren ‘Hababam Sınıfı’ ve ‘Pis Yedili’ gibi yapımların boyunduruğundan kurtulup günceli iğneleyen bir kimliğe bürünen ‘Boynu Bükükler’, bu taşlamalı içerik gelişiminin yanı sıra karakterlerini de daha iyi oturttu.
Toplam izleyicide ilk 10 arasına girmeyi başarıp AB grubunun espri zevkine birkaç basamak geriden hitap eden yapım, Ersen ve Galoşlarını Boynu Bükükler tayfasıyla çatıştırırken inandırıcı bir mizah dili kullanmaya başlayıp seyircisini belli bir seviyede sabitledi.
Ancak bu gelişken performans yayıncısına yeterli gelmemiş olacak ki, okul basan soyguncular, Tahir’in nişanını basan Zerrin derken ‘Boynu Bükükler’in topu birden Kanal D’nin değişim baskınına uğrayıverdi.
‘ÇALIKUŞU’NUN ERKENE ALINMASI İYİ AMA…
‘Arkadaşım Hoş Geldin’i can simidi olarak kullanıp ‘Galip Derviş’i de derviş sabrıyla sınayan Kanal D’nin ‘yapımları yerinden yurdundan etme dürtüsü’nün depreştiği bugünlerde gerçekleştirdiği en olumlu değişim, ‘Çalıkuşu’nu erken saate alması gibi görünmekte.
Ne var ki, birinci kuşağa kaydırılaran ‘Çalıkuşu’nun bu değişimi beraberinde soru işaretlerini de getirmekte…
Bu değişim, ‘Çalıkuşu’ için ödül mü yoksa finalin kapısını aralaması beklenen bir ceza mı? Bu narin dizinin ekranların ‘Kurtlar Vadisi’ne döndüğü Perşembe gecelerinin zorlu rekabetini nasıl göğüsleyeceğini hep birlikte göreceğiz.
Madalyonun diğer yüzündeyse Perşembe savaşına birinci kuşaktaki yayın yolculuğuyla dâhil olup kendince bir istikrar yakalamışken, Kanal D tarafından hem günü hem de saati değiştirilen ‘Boynu Bükükler’ yer almakta…
Başlangıçtaki hatalarını umursamazlıkla savsaklamayıp çabucak kendine çekidüzen verme becerisini gösteren ve senaryosunu mantıklı bir çizgiye oturtan ‘Boynu Bükükler’in değişimi için de, yerini alan ‘Çalıkuşu’na yönelttiğimiz sorgulama aynen geçerli.
Cumartesi sabahları henüz kargalar uyanmadan eski bölümleriyle ekrana getirilen ‘Boynu Bükükler’in aynı günün gecesi, uzun uzadıya yayınlanan ‘Arka Sokaklar’ın ardından saat 23.25’te devreye sokulması ödül mü ceza mı?
Bu değişimin ‘Boynu Bükükler’in performansını düşürmemesini temenni etsem de ‘Fatih Harbiye’ ve ‘Bugünün Saraylısı’nın ağır temposuna kapılan izleyici onlardan kopup gece yarısına yakın bir saatte komediye yönelmeyebilir. Bu durumda ‘Boynu Bükükler’, tam da boynu büzüklükten kurtulmuşken, eski gününün getirisini arar ve böylece gidiciliğin yolunu açan bir cezalandırmaya tabi tutulmuş olur.
Öte yandan yıllara meydan okuyup izleyici toplamayı başaran ‘Arka Sokaklar’ın çekiciliği de malum… Ona takılanlar, hemen akabinde yer alan ‘Boynu Bükükler’i Perşembe’ye oranla daha çok izleyebilir ki, bu durumda da değişim ödüle dönüşür.
Sonuçta; ‘Zeytin Tepesi’ni finale yollama kararıyla yetinmeyen Kanal D, öyle görünüyor ki şimdi de gözünü hem ‘Çalıkuşu’na hem de ‘Boynu Bükükler’e dikti! Yaptığı değişimlerle sanki ‘Kimin bileği güçlüyse o ekranda kalmayı başarsın’ der gibi... Ben de bu tabloya bakıp ‘Yazık olur’ diyorum.
Tabii imam bildiğini okuduğundan ne desek boşa. Dolayısıyla her ikisinin de ekranda kalmayı hak ettiğini vurgulayıp koyalım noktamızı.
Anibal GÜLEROĞLU