Yazla birlikte yeniliklerin kapısını açan televizyon dünyasındaki tablo, gidişler-gelişler-devamlar üçgeninden ibaret. Her sezon sonunda yaşanan bu rutinde önemli olan, verilen kararların yerindeliği! Yani hangi yapım, gidişi veya devamı gerçekten hak ediyor, hangisi etmiyor… Ya da devam kararı verilen bir işin senaryosu bundan sonrasını başlangıçtaki kaliteye uygun biçimde getirebilecek mi? Ne de olsa çok iyi bir tempoda başlayıp bölümler uzadıkça suyunu çıkartan ve dibe vurarak veda eden pek çok örnek mevcut dizi âleminde. Velhasıl, ekranlardan gitmekten daha zor devamlar. Zira devam kararları, her ne kadar dizi takipçilerini sevindirse de… Yeni rakiplerin katılacağı reyting rekabetinde, sezon ortasında havlu atma riskini de beraberinde getirmekte.
Nitekim bu tehlike ikinci sezon kararı aldığı duyurulan ‘Bodrum Masalı’ için de geçerli! Peki, yaz tatilinin ardından yeniden izleyicisiyle buluşacağı söylenen ‘Bodrum Masalı’nın devamı ne getirir? Dizinin uzatılan içeriği nasıl bir tablo doğurur? Bakalım…
YENİ SEZON ‘BODRUM MASALI’NA İYİ GELİR Mİ?
Gençlik ve aile dramasının Ege’ye kaymış hali olarak karşımıza çıkıp 40 bölüme dayanarak ekranda olmayı başaran ‘Bodrum Masalı’nın farklı bir tat getirdiğine kuşku yok. Dingin içeriği, başarılı performans çıkartan karakterleri ve Bodrum’un havasıyla, Pazar akşamlarını çatışmacılık dozu çok yüksek olmayan bir dizi izleyerek geçirmek isteyenler için ilaç gibi geldiği de ortada. Bu durumda Faryalı karakterinin şivesiyle renk kattığı dizinin ikinci sezon haberine sevinçle yaklaşmaktan daha doğal bir şey olamaz. Lakin yapımın son haftalardaki gerileyen gidişatına baktığımızda böyle bir kararın beklentileri karşılayamayacağı kaygısına kapılmamak da mümkün değil. Anlayacağınız bu durum, çalakaşık tabakları boşaltan Kelebek’in sözü misali ‘helvaya sevinip, cenazeye üzülmek’ gibi bir ikileme sahip!
Mevcut haliyle diziye baktığımızda içeriğin elinde neler var? Tam bir cümbüş!
Ailesi için gelen ve ailesini düşmanı, düşmanını da ailesi yapan Bora’nın ‘Mermiyi ağzına biraz önce verdim, taze’ noktasına varan intikamcılığı… Bora’yı polislerden kaçıran Faryalı’nın Maya ile Yıldız arasındaki bocalaması… Elde helva-pilav tabaklarıyla koşturan Su ile Ateş’in kişisel öyküleri ve babalarıyla olan problemleri… At nereye götürürse Aslı’yı oraya kaçırmak isteyen Ateş’in burun buruna sarılma hevesinin hep kursağında kalması… Saçına elletmeyen Kelebek’in, hayallerle hayat arasında kalan Su romantizmi ve köy fantezileri… Kaba kuvvetsiz ikna etmeye çalışıp pratik zekâsını kullanarak çözüm üreten, lakin herkese bir lafı olan yenge ile yıldızı pek bağdaşmayan sarı çıyan Uzay’ın, düşmanı kalmadığı için içindeki sonsuz kötülük arzusunun sönmesiyle yaşadığı şirinlik dönüşümü… Otelin önündeki bariyerleri kaldırtmak için Şerife keçisiyle yalnızlığını gidermeye çalışan ve sırf kızgınlıktan araziyi satan Haydar Efe’nin evlilik hevesi… Evren’in sürekli dört ayak üstüne düştüğü dolapçılığı… Kocasıyla abisi arasında gidip gelen Gözde’nin hesapçılığı… Dizide misafir oyuncu gibi bırakılan Yıldız’ın suskunluğu ve ufaktan depreşen kıskançlığı… Sonradan gelip ağırlığını koyan Maya’nın anneliği ve geçmişten yadigâr Faryalı aşkını alevlendirme ihtimali… Ve nihayetinde Alperen Duymaz, Hilmi Cem İntepe ile Serhan Onat’ın diziye renk katan oyunculukları!
Bunlar şu an için durumu kurtarıyor. Fakat ya sonrası? Bora, Evren ve Gözde üçgeninde aşk dizisinden mafya işine dönüşmeye yüz tutan ‘Bodrum Masalı’nda bu intikamcılık konusunun cazibesi nereye kadar sürer? Başka dizileri baz alırsak, nice saçmalığın bölümler boyu sakız gibi çiğnendiği gerçeğinde bu üçgenden de epeyce malzeme çıkar diyebiliriz. Çıkar da rakipleriyle baş edebilmeye gücü yeter mi, o ayrı bir konu.
Öte yandan dizinin bu elementlerin ötesinde gelişim yaratabilmesi şart. Çünkü hâlihazırda izleyicinin yerinde sayan yapıma eskisi kadar itibar etmediği malum. Ayrıca diziye hareket de lazım. Süresi kısaldığı halde akışta bir enerjiklik yakalanamıyor. Hani uzun bölümün ikiye ayrılmış hali desek yeridir. Dahası Faryalı’nın başına, damdan düşer gibi Maya ve Aslı konusunu sararak başlangıç söylemini altüst eden ‘Bodrum Masalı’nda aşk olayının pek hissedilemediğini de belirtmekte fayda var. Özellikle Yıldız ile Faryalı arasında var olduğu iddia edilen duyguların aşk olduğuna inanmak fazlasıyla zor. İkilinin sürekli çekişmesi bir yana birlikte olduklarında sürekli soğuk rüzgârlar esmekte. Bu noktada ‘yetişkin aşkı böyle olur’ savunması sakın getirilmesin. Yetişkinler, sevgilerini ve ilgilerini hiç mi bakışlarıyla belli etmez? Hem Maya’nın Faryalı’ya yönelik davranışlarında böylesi duygular yakalanabiliyor, nasıl ki Faryalı’nın halleri de boş olmadığı yönünde yorumlanabilir nitelikte. Dolayısıyla şayet Yıldız ile Faryalı arasındaki aşk(!) halleri sürdürülecekse, yeni sezonda acilen hararete ihtiyaç olacak. Esasen Faryalı’nın Maya ile yola devam etmesi, Yıldız için yeni bir karakter yaratılması diziye hareket getirmek açısından daha avantaj sağlayacaktır. İlaveten kendi kendine havalara giren Aslı ile Ateş kanadında da düzenlemeye gidilmeli derim. Ateş garibim, çırpınıp duruyor ama onun performansının Aslı’daki karşılığı hiç yeterli değil. Bu arada Aslı'nın rahat ettirmeye uğraştığı İstanbul'daki ablası da güme gitti!
SONUÇTA; Uzay’ın ve Haydar Efe’nin sahneleriyle komedi dizisi tadı vermeye başlayan, Yıldız’ı ‘Benim burada ne işim var’ havasına sokup Maya’yı parlatan ‘Bodrum Masalı’nın devamının ekstra heyecan getirmeyeceği net! Güçlü karakterler eklenmediği sürece aynı tempoda gidecektir. Belli oranda izleyicisi olduğundan yeni sezonda şayet karşısına ciddi bir rakip çıkmazsa Kanal D’nin gününü bir süreliğine kurtarır.
Buna karşılık öyküsünü her şekilde tüketip reytinglerini daha aşağıya çekerek sezon ortasında finale yollanması da kuvvetle ihtimal. Hem belli mi olur, bir bakmışsınız evdeki hesap çarşıya uymayınca yeni sezon haberi de fos çıkmış, dizi yaz tatiline girip noktayı koymuş! Dizi dünyasında her an sürpriz olabileceği gerçeğinde… Kısmet artık.
Anibal GÜLEROĞLU