Önce Bihter, sonra Fatmagül olarak ağlamaklı ses tonuna ve hüzünlü duruşuna alıştığımız Beren Saat, istediğinde çok farklı bir kimliğe bürünüp herkese meydan okuyabileceğini gösterdi. Nasıl mı? ‘Cesur’ca konuşup erkeklerin dünyasına başkaldıran bir afet edasıyla yaşattığı kahramanlık macerasıyla!
Bu öyle bir kahramanlık macerası ki, peri ışıklarıyla döşenen yolda düşülen karanlıktan kurtulma çabasını sevgi ve özveriyle harmanlayan bir kaderin ürünü. Kimilerine göre kader, bir kumaş gibi dokumuştur insanın yaşamını ve iç içe geçmişliklerle yaşanır gider… Kimilerine göre de kader, yönlendirmelerle bulunan iyi-kötü olgulardan ibarettir. Beren Saat’in sesiyle can verdiği ‘Cesur’ Merida’nın kaderi ise okunun ve aklının ucunda!
İskoçya’nın peri ışıkları kötü kaderin yakamozları
Kral babasının doğum günü hediyesi yayın yarattığı özgürlükle, en usta okçulara dudak uçuklatacak maharette bir atıcı olarak yetişen Merida, kraliçe annesinin bir hanımefendi yetiştirme isteğine inat tam bir savaşçı görünümünde.
Ancak kraliçe de oldukça kararlıdır. Kusursuzluk eğitimini oflaya poflaya kabullenen Prenses Merida, serbest kalır kalmaz kaderi değiştirmeye soyunur. Cesurca en sarp yamaçlara tırmanan, atıyla ormanın derinliklerinde atıcılık antrenmanlarını sürdüren Merida, kendisi için tayin edilen kaderi yaşamamak adına çare ararken peri ışıklarına kapılıp, bilmeden tüm aile için çok daha kötü bir kaderin çizilmesine sebep olur.
Orijinal seslendirmesi Kelly Macdonald tarafından yapılan ‘Cesur/Brave’, Beren Saat’in dublajıyla İskoçya’dan esintiler yaşatan bir animasyon. Animasyon dedikse öyle çocuklara hitap eden bir yapım sanılmamalı. Herkesin olduğu gibi kabullenilmesi gerektiğinden tutun da, anne-kız çatışmasının duygusallıkla irdelenişine kadar yaşamın gerçeklerine dair pek çok kıssadan hisse mevcut.
Birini değiştirme isteğinin sürpriz sonuçlarından oluşabilecek olumsuzlukları masalsı bir animasyon diliyle anlatan ‘Cesur’, kızlarını kendileri gibi yetiştirmek isteyen anneler ile baba hoşgörüsüne sığınıp anne disiplinini baskı olarak algılayarak tepki veren kızlar için yapıcı bir öykü! Gerçeklerden ilham alınarak yaratılan bu destansı aksiyonda, perili gizemin başlangıç yeri olarak Stonehenge benzeri bir ortamın seçilmesi de, bilinmeyenin gizemiyle hakikati birleştirme isteğinin yansıması.
Animasyon da olsa güç artık kadınlarda
En ince ayrıntının dahi ihmal edilmediği, yapım ekibinin efsaneler ve destanlarla dolu İskoçya’nın sertliği ve klanların erkeksiliğiyle, zarafetin ve otoritenin timsali Kraliçe’nin kadınsılığını ustalıkla bütünleştirdiği ‘Cesur’, görsel yönden tam bir şölen.
Konusu aynı özeni taşımasa da, erkek karakterlerle gişe yapmaya alışan Pixar’ın bu kez kadın karakterlere ağırlık vermesi açısından önemli. Savaşçılıkta engel tanımayıp ayılara dahi kafa tutan erkeklere karşı kadın hâkimiyetini öne çıkartarak günümüz sinemasında moda haline gelen bir akıma ayak uydurmuş. Yalnız bunu yaparken bir yandan da kadınları kalıplaştıran geleneklere ve uyulması gereken davranışlara eleştiri getirmiş.
‘Cesur’un, her durumda görgü kurallarını elden bırakmayan bir kadının şartlar oluştuğunda değişime uğrayıp doğasındaki vahşiliği dışa vurabileceğini göstermek için seçtiği yol gerçekten çok başarılı. Fazlasıyla düşündürücü olan bu ayrıntı, aynı zamanda oldukça da eğlenceli sahneler yaratmış.
Beren Saat fanlarına…
‘Cesur’ca konuşan Beren Saat’in dublajının, bazı yerlerde vurgulama hataları olsa da, kızıl kıvırcık saçları, fıldır fıldır gözleriyle enerji topu gibi ortalıkta fır dönen Merida karakterine uyduğunu belirtelim. Özellikle başlangıçtaki kadere yönelik konuşmalarda, öyküye yumuşaklık ve gizem katmayı becermiş!
Cesaret konusunda Merida’yla uyuştuğunu söyleyen Beren Saat daha iyi olabilir miydi? Kesinlikle, evet. Tabi bu da tecrübenin derecesiyle ilgili bir konu.
ABD gişe rakamları hayli yüksek olan ‘Cesur’un geleneklere-ailesine karşı çıkan, yaptığı hatayı telafi yolunda aksiyonu bol çözümler arayan savaşçı Merida’sı, tüm eksikleri bir yana; hem ailece hoş vakit geçirmek, hem de bu sezon ekranlarda olmayan Beren Saat’in farklı bir yönünü görmek için olumlu bir seçenek.
Bizdekinin aksine animasyon dahi olsa, yapımlarda en ince detaylara özen gösterildiği gerçeğini hissettirmesi de ekstrası.
Anibal GÜLEROĞLU