Anibal Güleroğlu

Anibal Güleroğlu

guleranibal@yahoo.com

Tüm Yazıları

Dizi ve filmlerin hayali dünyasına yoğunlaşan beyinlere, doğrudan hayatın gerçeklerini sunarak farklı bakış açısı kazandıran belgeseller en az diğerleri kadar ilgiyi hak eden yapımlar.

Ancak tematik kanallar ve devlet televizyonu dışında ne yazık ki medyada belgeselin izine rastlamak neredeyse hiç mümkün değil. ‘Neredeyse’ diyorum çünkü sadece ceza niyetine özel televizyonların ekranlarında boy gösterebiliyorlar. Oysa ülkemizde, kültürel ve insani değerleri öne çıkartan pek çok değerli belgesel film mevcut. Hal böyleyken, belgesellerin değerlendirilmesi de büyük ölçüde film etkinliklerine kalıyor.

Haberin Devamı

Ana teması, kültürel mirası korumak olan ‘Safranbolu Uluslararası Altın Safran Belgesel Film Festivali’, bu değerlerin hakkını vermeyi hedefleyen organizasyonların en köklüsü!

Bu yıl Anadolu Ajansı’nın ana sponsorluğunda, Safranbolu Belediyesi ve Aktif Medya tarafından, 21-23 Eylül 2012 tarihleri arasında 13’üncü kez düzenlenecek olan ‘Safranbolu Uluslararası Altın Safran Belgesel Film Festivali’nin basın tanıtımı, Safranbolu Belediye Başkanı ve Festival Başkanı Dr. Necdet Aksoy’un, Okan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sanat Tasarım Yönetimi Bölüm Başkanı ve Festival Genel Direktörü Yard. Doç. Dr. Sühendan Kumcu ile Safranbolu Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Zülfiye Eraslan Özcan’ın katılımında gerçekleşti.

Dünya Mirası Safranbolu’nun Diploması Da Var!

Maslak Sheraton Qubbe Bar’daki toplantı, festival ekibinin yarattığı samimi ortamda, oldukça bilgilendirici geçti. En önemlisi de, Başkan Aksoy’un festivale ve toplumsal olaylara bakış açısıydı.

Sözlerine, ‘Güneydoğu’dan ve Afyon’dan gelen üzücü haberlerden dolayı milletçe ağzımızın tadı yok’ diyerek başlayan Başkan Aksoy’un, bu nedenle festivalin eğlence boyutunu kaldırıp tamamen kültüre ağırlık vereceklerini söylemesi tüm festivalcilere örnek teşkil etmeli!

Bu saptamanın ötesinde, sanatın doğayla kucaklaştığı Safranbolu’dan ‘kültür koruma’ konusunda da ders alınması gerektiğini vurgulamakta fayda var.

Gerek toplantıya hemşerisinin ani rahatsızlığından dolayı gecikmeli olarak katılan Safranbolu Belediye Başkanı’nın konuşması, gerekse Safranbolu evlerinin ve bölge kültürünün tanıtıldığı kısa filmin doyuruculuğu, 1994’te UNESCO tarafından bir bütün halinde ‘Dünya Mirası’ ilan edilen Safranbolu’ya imrenmemize yetti.

Haberin Devamı

Halkın kültürünü koruma bilinci sayesinde zoru başardıklarını dile getiren Başkan Aksoy, Safranbolu’nun, ‘Korumacılığı Turizmle Finanse Eden Kent Diploması’nın yanı sıra Avrupa Konseyi tarafından da diplomayla onurlandırıldığını açıkladı.

Safranbolu’nun Temaları…

Kendini 1971’de Avrupa’ya tanıtan Safranbolu, festivale ilham olan Süha Arın’ın ‘Safranbolu’da Zaman’ belgeseliyle kültür korumacılığında ivme kazanmış. Arın’ın anısına, evi müze haline getirilmiş ve altına da bir cep sineması kurulmuş. Burada Türkiye’nin en geniş dijital belgesel arşivi var.

Safranbolu’da hamam kültürünün fazlasıyla önemsendiğini söyleyen Başkan, tarihi bir hamamın restorasyon projesinin hazır olduğu müjdesini verip Safranbolu’nun doğal dokusuyla bütünleşen ‘su’ kültürünü de anlattı.

Haberin Devamı

Bu yıl festivalde yan tema olarak ‘ahşap kültürü’ seçilmiş. 200-300 yıl bozulmadan kalmayı başaran, doğaya meydan okuyan ahşaba saygı gerek. Bu konuda yapılacak en önemli şey, ahşabı yerinde muhafaza etmek. Zoru başaran Safranbolu’nun bu özenine karşı İstanbul olarak, ‘kazara’ yanıp yerine koca binalar dikilen ahşap evleri saygıyla anıyoruz!

‘Tahtacı Fatma’belgeseliyle açılışını yapacak olan ‘13. Safranbolu Uluslararası Altın Safran Belgesel Film Festivali’nde SAKEM’deki unutulmaya yüz tutmuş el sanatları sergisi, sokaklarda canlı performanslar, paneller, kortej ve yerli-yabancı önemli belgesel filmler etkinlikler arasında.

Belgesellerin festival süresiyle kısıtlı olmayıp 10 gün boyunca Çarşı’da ve modern kent meydanında gösterileceğini hatırlatalım.

Türkiye’de Belgeselin Oscar’ı ‘Altın Safran’!

Türk belgesel sinemacılığının yüz akı ve büyük ustasıolan rahmetli Süha Arın, Safranbolu’ya belgesel kültürü getirmiş. Ama ondan bayrağı devralanlar da bu misyonu layıkıyla sürdürmeyi bilmiş.

Süha Hoca’nın görevini üstlenen, Okan Üniversitesi’nden Yard. Doç. Dr. Sühendan Kumcu da belgesele gönül verenlerden. Kendisiyle festival üstüne yaptığımız konuşmada dikkatimi çeken en önemli ayrıntı, belgesele karşı destek eksikliği!

Süha Arın’dan kalan kitapların, kameraların ve araç-gerecin yer alacağı bir ‘Film Müzesi’ kurma müjdesini veren, buna karşılık eskiden var olan ‘senaryo’ kategorisinin ilgisizlik yüzünden yarışma bölümünden çıkartıldığını söyleyen Kumcu, Safranbolu’nun ‘Belgesel Film Kenti’ olmasını hedeflediklerini açıklıyor.

Jürisini, her zaman profesyonel ve yeni belgeselcilerden oluşturarak kaliteye verdiği önemi bir kez daha ispatlayan ‘Altın Safran’ı, sanata gösterilen özenden ve eserlerin seçimindeki titizlikten dolayı, ‘Belgeselin Oscar’ı olarak tanımlamak çok yerinde olur. Çünkü burada ilk ödüllerini alan belgeseller, yurtiçi veya yurt dışındaki diğer yarışmalardan da mutlaka ödülle dönüyor. Yani işin Türkçesi, ‘Altın Safran’ ağzının tadını bilip en iyiyi seçiyor!

Gönül ister ki, bu belgeseller ekranlardan milyonlara ulaşsın ve dikkatleri bu yöne çeksin. İşte bu noktada görev medyaya düşüyor. Ayrıca kültür miraslarını korumak, restore ettirmek ve dünyaya duyurmak büyük bütçe gerektiren işler. Evlerin yaşatılması için gerekli olan katkı ancak destekle sağlanabilir.

Kültür Müdürü Zülfiye Eraslan’ın deyişiyle, Safranbolu’nun derin tarihinden gelen ve kökünü tek kanallı dönemdeki Süha Arın belgeselinden alan ‘13. Safranbolu Uluslararası Altın Safran Belgesel Film Festivali’, kalitesi özünde saklı bir etkinlik.

21 Eylül’de bir kez daha yazılmaya başlayacak olan bu kültürel hikâyedeki güzellikleri yaşayıp tarihin, kanyon, mağara ve yeşili bütünleştiren doğayla kucaklaştığı dokunun keyfine varmamak büyük kayıp!

Anibal GÜLEROĞLU

www.twitter.com/guleranibal